1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. 'FETÖ BİTTİ Mİ?'
'FETÖ BİTTİ Mİ?'

'FETÖ BİTTİ Mİ?'

15 Temmuz’un üzerinden 1.5 yıldan fazla zaman geçti. Buna karşın halen FETÖ’nün yepyeni hareketleriyle karşılaşıyor devlet. Örgütün ByLock’tan sonra Falcon adlı özel programı kullandığı ortaya çıktı!

A+A-

MİLLİYET'TEN TOLGA ŞARDAN KALEME ALDI!..

Siyaset ve bürokrasi merkezinde FETÖ’nün bitip bitmediği yönünde yeni bir tartışma başladı son günlerde..

Başbakan Binali Yıldırım, yargı camiasından FETÖ’nün tamamen temizlendiğini açıklarken, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli ise “FETÖ, askeri eğitim kurumlarımız başta olmak üzere teröristler yetiştirilmesi için ciddi çalışmalar içinde olmuştur. Hamdolsun, şu an itibarıyla bu tehlike ortadan kaldırılmıştır” değerlendirmesini yaptı.

Bu değerlendirmeler içinde en ilginç olanı ise Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin’den geldi. MEB Müsteşarı, “FETÖ ile irtibatlı olan 30 bin civarında personel ve öğretmenin bakanlıkla ilişiğini kestik. Şu anda FETÖ ile mücadele Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde sona ermiştir” dedi.

Siyasiler ve bürokratların açıklamaları yeni bir tartışmayı beraberinde getirirken, önceki gün Gaziantep’te konuşan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, 40 yıl boyunca devlete yerleşmiş bir yapılanmanın iki yıl içinde temizlenmesinin mümkün olamayacağını söyledi.

İstihbarat teşkilatı

Hükümetin 17-25 Aralık süreciyle birlikte başlattığı FETÖ ile mücadelenin artık tamamlandığı ya da tamamlanması gerektiğini sonucuna varmak için eldeki veriler henüz erken olduğunu gösteriyor.

İzmir’de yaklaşık 40 yıl önce dini bir yapılanma altında faaliyetlerine başlayan Fetullah Gülen cemaatinin, bugün halen devam eden adli ve idari soruşturmalarla dini bir yapılanma yerine ülkede darbe girişimini planlayacak kadar ileri boyuta ulaşan “yabancı kaynaklı istihbarat teşkilatı” olduğu anlaşıldı.

Başbakan Yıldırım’ın değerlendirmesine katılmak mümkün. Zira, 17-25 Aralık sonrasında yargı ve emniyet teşkilatlarında büyük oranda tasfiye çalışmaları yürütüldü. 17-25 Aralık öncesinde kamuoyunda yankı bulan büyük soruşturmaların, sonradan FETÖ’cü oldukları belirlenen hâkim ve savcılarca yürütüldüğü görüldü. FETÖ’nün devlet içinde “paralel” yapılanma içinde yer aldığını gösteren diğer bir süreç ise emniyet teşkilatında yaşandı. Kritik görevlerdeki teşkilat mensuplarına el çektirildi.

Gelgelim, 15 Temmuz’daki darbe girişimine kadar Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere bürokraside yeterli temizlik ve çalışmanın yapılmadığı başarısız darbe girişiminde görüldü. Terör örgütü konumunu alan Gülen cemaatinin kontrol ettiği askerler, kara gecenin yaşanmasına neden oldu.

Resmi-sivil 250 kişinin yaşamını yitirmesine, yüzlerce kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan 15 Temmuz darbe girişimi, 17-25 Aralık’tan sonra aradan geçen 1.5 yılda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği tasfiye talimatına rağmen FETÖ’nün devletten tasfiyesinde kurumların ne kadar yetersiz kaldığını acı bir olayla gösterdi malesef.

Bylock yerine Falcon

15 Temmuz’dan önce FETÖ’nün tasfiyesinde yargı ve emniyetin tüm çabalarına karşın sessizliğini koruyan bürokraside, 16 Temmuz sabahından itibaren FETÖ’cü devlet memurlarının listeleri havada uçuşmaya başladı. Daha iki gün öncesine kadar açıklanmayan listeler, 16 Temmuz ve takip eden günlerde arka arkaya hazırlanıp yargıya ulaştırılmaya başlandı. Bürokrasinin aldığı tavır ve gösterdiği direnç, 15 Temmuz’daki acı olayla birlikte kırıldı.

Günümüze geldiğimizde, Adalet Bakanı Gül’ün değerlendirmesine katılmamak elde değil. 15 Temmuz’un da üzerinden 1.5 yıldan fazla zaman geçti. Buna karşın halen FETÖ’nün yepyeni hareketleriyle karşılaşıyor devlet.

Örgütün ByLock adındaki özel iletişim sistemini kullandığını ortaya çıkaran MİT, şimdi de Falcon adlı özel programın kullanıldığını ortaya koydu. FETÖ’nün mahrem imamlarının varlığı 15 Temmuz sonrasında gün ışığına çıkartıldı. Özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına yönelik mahrem imamların çok sistemli çalıştıkları belirlendi. Daha kısa süre önce, kripto TSK mensuplarının “ankesörlü ardışık telefon aramaları” sayesinde FETÖ’yle irtibatlarının sağlandığı
anlaşıldı.

Pek çok kentte yürütülen adli soruşturmalarda, deşifre edilen mahrem imamların, mütevelli heyet üyelerinin yerine yeni atama/görevlendirmeler yapıldığı tespit ediliyor. FETÖ’nün maddi geliri yapılan onca el koyma ve tasfiye işlemlerine karşın bitirilemedi.

Firari örgüt mensuplarının gizlendiği “gaybubet evleri”nin varlığıyla birlikte bu evlerde yüklü miktarda paralar ele geçiriliyor. Bu paralar kim ya da kimlerin? Genellikle Anadolu’nun küçük kentlerinde himmet toplamaya devam edildiği yönünde istihbaratlar var.

Üst ve orta düzey yok!

FETÖ’yle özellikle devlet kadrolarındaki mücadele kapsamında dikkat çeken bir nokta, haklarında adli veya idari soruşturma başlatılan devlet görevlilerinin büyük bölümünün en alt konumda olanlardan olmaları. Münferit örnekler dışında henüz orta ve üst kademedeki devlet memurlarına yönelik bir sürecin başlamadığını görüyoruz.

Mesela, FETÖ üyeleriyle geçmişte farklı sivil toplum örgütlerinde birlikte görev yapan üst düzey devlet görevlileri halen makamlarında. Mesela, 15 Temmuz darbe girişimini organize ettiği anlaşılan ve TSK imamı olan firari Adil Öksüz’le yakın temas içinde olan devlet görevlilerinden bazıları, halen devletteki görevlerine devam ediyor. Mesela, adli soruşturmalarda “itirafçı” olan devlet görevlilerinin bazılarının, yeniden aynı görevlerine geri dönüp kaldıkları yerden çalışmaya devam ettikleri biliniyor.

Eldeki bu verilerle FETÖ’nün bitirildiğini söylemek gerçekten zor. Örgüt, farklı kimlik ve görüntüyle kısa süre sonra yeniden karşımıza çıkacaktır. Süreç bunu gösteriyor.

Renklendirme ve hijyen evleri

Renklendirme olarak tanımlanan, deşifre edilmemiş FETÖ mensuplarının başka dini grup ve yapıların içine sızdığı yapılan çalışmalarla ortaya konuyor. Birbirinden farklı dini cemaat, grup ve yapıların içinde halen pek çok FETÖ’cünün bulunduğu ifade ediliyor.

Yine “hijyen evleri” adıyla yeni oluşumların varlığı ortaya konuluyor. Hijyen evlerinde örgütün güncel yapılanmaları ve faaliyetleri planlanıyor. Bu yazdıklarımın hepsi 15 Temmuz sonrasında yaşandı, yaşanıyor. Örgütün yurtdışındaki faaliyetleri, Türkiye’nin tüm siyasi ve diplomatik girişimlerine karşın kesintisiz devam ediyor. Örgüt, Türkiye’deki yapılanmasını yurtdışından oldukça sağlıklı biçimde yürütüyor ne yazık ki.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.