Şehit Astsubay İbrahim Ahmet Sarıoğlu’nun annesi Semiha Sarıoğlu, terörist cenazelerine katılan BDP milletvekillerinin Meclis çatısı altında bulunmasının içlerini sızlattığını belirtti.

Semiha Sarıoğlu, AK Parti Malatya Milletvekili Mustafa Şahin’in, 'Önce Vatan Şehit Aileleri Derneği’ni ziyaretinde yaptığı konuşmada, tek oğlunun terör saldırısı sonucu şehit düştüğünü belirtti. 30 yılı aşkın süredir devam eden terör sorununun çözülmesi için yeniden müzakere süreci başlatıldığını hatırlatan Sarıoğlu, çözümü herkes kadar istediklerini, ancak şehit yakınlarını üzen bazı görüntülere izin verilmemesi gerektiğine işaret etti.

Şehit cenazelerine hiç görünmeyen BDP milletvekillerinin, terörist cenazelerini kaçırmadıklarına dikkat çeken Sarıoğlu, şöyle devam etti: “Bugün Paris’e o infaz edilen teröristlerin yanına giden milletvekilleri yarın Meclis'e gelip, Türkiye Büyük Millet Meclisi altında konuşmalarına çok karşıyım. Bunların orada olması içimizi sızlatıyor. Bunlar, insanları katleden insanlardı, onların başı diye görüyorum onları. Gelip Meclis'te konuşmaları ve hak savunmaları, onların gidip PKK üyelerinin cenazelerine katılmaları bizi çok üzüyor. Her haber izlediğimde o kadar çok üzülüyorum, bunun bir hukuku olması gerekir. Biz düşmanlarımızla iç içe yaşamak zorun damıyız? Bu devletin bir şeyler yapması gerekir, bizden destek istendiğinde ben buna karşı çıkıyorum.” Sarıoğlu’nun konuşması sırasında duygu dolu anlar yaşandı. Ziyarete katılan şehit anneleri gözyaşı döktü.

Milletvekili Mustafa Şahin de terör sorununun çözümü için hükümet tarafından yeniden başlatılan müzakere süreci hakkında şehit ailelerine bilgi verdi. Müzakere sürecinde şehit yakınlarını rencide edecek hiçbir uygulamaya, belgeye imza atmayacaklarını bildiren Şahin, evlatlarını teröre kurban veren ailelerin hassasiyetlerini sonuna kadar gözeteceklerini dile getirdi.

Gencecik insanların dağa götürülmesini lanetlediklerini vurgulayan Şahin, “Bölgede hiç kimse kendi evladını ‘terörist olsun’ diye dağa göndermez. 15 yaşındaki kızımızı biz annesinin bilgisi dışında göndermezken, maalesef bakıyorsunuz dağlarda eşkıyaların yatak odalarındadır. Belki biraz kaba bir tarifle bunlar o insanların ‘haklarını aradıklarını’ iddia ediyorlar. Ama namuslarına tebelleş olmuşlar şimdiye kadar. Bunlara rağmen insanlarımız etle tırnak gibi olmuş, yıllardır birarada yaşıyor. Kürtleri istismar eden o marksist terör örgütü hiçbir zaman Kürt halkının gerçek savunucusu konumuna gelmemiştir. Ölen her vatan evladı bizim evladımızdır. Dağa çıkmanın önüne geçeceğiz. Terör örgütünün insanımıza sıktığı kurşunları tedarik edenleri durduracak, tedarik yolunu kapatacağız. Doğu ve Güneydoğu'da bundan sonra kan dökülmemesi için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.” dedi.

Süreci provoke edecek bazı eylemler olabileceğinin altını çizen Şahin, Paris’te yaşanan infazların da örgütün iç hesaplaşması gibi görüldüğünü söyledi. Devletin ilgili kurumlarının müzakere sürecini sürdürdüklerini anlatan Şahin, şöyle devam etti: “Şu anda henüz görüşmeler nihai bir noktaya gelmiş değil. Ama teröre bulaşmamış insanlar tekrar ailelerinin yanına gelsinler ya yargıya çıkarlar ya başak bir ülkeye giderler. Ama henüz tam masaya yatırılmış değil. İnsanların onurunu rencide edecek hiçbir maddeye imza atmayacaktır. Bazı endişelerimiz var tabi, biz süreçte şehit ailelerinden de fikir alınmasını istiyoruz. Öcalan’a kesinlikle ev hapsi veya şartlı salıverme söz konusu değil. Şehitlerin ruhunu sızlatacak bir anlaşmaya imza atılmayacağından emin olmalısınız.” CİHAN