1. YAZARLAR

  2. Baki ŞİMŞEK

  3. TEMELİN KEDİSİ BENDEN SÖYLEMESİ
Baki ŞİMŞEK

Baki ŞİMŞEK

ETKİHABER
Yazarın Tüm Yazıları >

TEMELİN KEDİSİ BENDEN SÖYLEMESİ

A+A-

TEMELİN KEDİSİ BENDEN SÖYLEMESİ

TL. yi değerli tutmaya çalışmak en büyük ihanettir.

Bu ülkeyi ithalata mahkûm edenler en büyük vatan hainidir.

Bu ülkeyi üretimsizleştirenler en büyük vatan hainidir.

Bu ülkenin tarım ülkesi olma vasfını yitirtenler en büyük vatan hainidir.

Hala gümrük duvarlarımızı nasıl aşağı indirebiliriz diye çalışıyoruz.

Hala üretmek derdinde değiliz.

Hala, üretim kapısını açarak işsizlere nasıl iş bulabiliriz demiyoruz.

***

Damat bey açıkladı. 17 yıldan beri ilk defa cari fazlamız olmuş. Demek ki 17 yıldır hep açık vermişiz.

Peki, bu cari fazla nereden kaynaklandı?

Üretimden dolayı mı?

İhracatımızın, ithalatımızdan fazla olmasından dolayı mı?

Yoksa devlet bankalarının piyasaya döviz pompalayarak, döviz kurlarını baskılamasından dolayı mı?

***

Bakın size ne anlatacağım.

Temel’in dişi bir kedisi varmış. Kedisini çok sever, devamlı kucağında gezdirirmiş.

Mart ayında kedisi kızgınlaşınca, erkek kedilerle beraber olmasın diye eve hapseder, dışarıya bırakmazmış.

Mahallenin çocukları bir gün Temel’e “amca demişler korkma, kedinin sırtına biraz benzin sür, sokağa bırak. Kedinin yanına hiçbir erkek kedi yanaşmaz”.

Çocukların dediği Temel’in aklına yatmış. Kedisinin sırtına benzin sürmüş, sokağa bırakmış. Akşam olunca kedisi vukuatsız (!) olarak eve dönüyormuş. Birinci gün, ikinci gün, üçüncü gün hiçbir vukuat olmadan kedisi eve dönmüş.

Bir gün kedi eve dönmeyince sokağa aramaya çıkmış. Temel sokakta oynayan çocukları görünce “çocuklar benim kedimi gördünüz mü” diye sormuş. “Gördük” demiş çocuklar. “Şu yokuşu çıkıyordu, benzini bitti, erkek kediler arkadan itekliyorlardı.”

Üretmezsek ithalat devleti oluruz, sanayi ve tarım odaklı olmazsak Suriye oluruz. Günü ve koltuğu kurtarma sevdasına düşersek, 1950’lerdeki Marshall yardımı benzeri dış kaynaklı yardım almaya başlarsak Temelin kedisi gibi bir gün benzinimiz biter ve …..

TL değerlenmeye başlayınca ve döviz değer kaybettikçe İhracatçının beli kırılmaya başladı. Çok süratli bir şekilde TL yi Çin’in Yuan’a yaptığı gibi kontrollü bir şekilde değersiz bir hale getirmeliyiz ki, bugün itibariyle bankalardaki mevduat hesaplarında bulunan yaklaşık 186 milyar doların büyük bir kısmının piyasaya girmesi ve piyasayı canlandırması, hareketlendirmesi sağlanmalıdır. TL nin döviz karşısında değer kaybetmesi ihracatçının ihracat imkânını kamçılayacak ve ithalatı da yavaşlatacaktır.

Bu durumu biz görüyoruz da ekonomide söz sahibi olan siyasiler görmüyor mu? Elbette görüyorlar ama benzini bitmiş kedi misali taşıma suyla değirmen döndürmeye çalışılıyorlar. Osmanlının bütün borçlarını ödeyip 1938 yılına kadar hiç borç almadan 48 tane fabrika kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün milli fabrikaları özelleştirme adı altında tek tek satıldı. Tersaneler imtiyaz sözleşmesi adı altında yabancılara devredildi. Nasıl mı? Mersin Limanı 755 milyon dolara Sigapur’lu bir yabancı firma ile bir Türk firmasına 36 yıllığına verilmişti. Türk firması Mersin Limanında olan %50’lik payın %40’lık payını daha sonra Avustralyalı başka bir yabancı firmaya devretti. Böylece Mersin Limanındaki ortakların payları %50 Singapur, %40 Avustralya ve %10 Türkiye olarak karşımıza çıktı. Şimdi biz bu limana yerli ve milli liman mı diyeceğiz? Şark kurnazlığıyla tersaneler işgal edilmiş olmuyor mu?

Kendisine biçilen görevi yerine getiren Türk firması önce büyük bir sermayeyle yabancı ortağı Türkiye’ye çekiyor, daha sonra hissesinin %40’lık oranını başka bir yabancı şirkete devrederek sahip olduğu kurumu yabancılaştırıyordu. Bunun karşılığında elde edilen gelir için mutluluk ve başarı nutukları atıyordu. Daha önce 2017 yılında yenilenebilir enerjinin %33’ünü EBRD ve IFGC’ye; TAV Hava Limanlarındaki % 8.1’lik hissesini Fransa’daki Aéroports de Paris şirketine devreden Türkiye’li firma, blok hisse satışı yoluyla Türkiye’ye döviz getirmenin mutluluğunu yaşadığını her fırsatta söylüyordu..

Her şey özelleştirme adı altında el değiştirirken, ben de “oldu olacak gümrükleri de özelleştirin, nasıl olsa tarihte en az iki defa özelleştirilmiş, mültezimler eliyle vergiler toplanmış” diye Dünya Gazetesinde (özelleştirmelere tepki anlamında) yazdığımda, “babalar gibi satarım” diyenler beni aramıştı. Kendilerine bu konuda yol gösterici kurumun Gümrük Müsteşarlığı olduğunu söylemiştim.   Babalar gibi satanların, şimdi babalar gibi hesap verdiğini tahmin etmek zor değil!

Şimdi gene söylüyorum. Borç bini geçince köylü her gün tavuk yermiş! Kuruşa ihtiyacı varsa iktidarın, tarihte iki defa vergi tahsilatları özelleştirilen gümrüklerin, mültezimler yoluyla tekrar özelleştirilmesinde büyük yarar var (!). Gümrüklerde tarife dışı engelleri arttırırsın, örneğin her malın ithalatına hayali olarak gözetim fiyatı koyarsın, transfer edilmeyen mal bedelinden transfer edilmiş gibi vergi alırsın; ödediği vergileri hukuk yoluyla geri almak isteyenlere mültezimler yoluyla her türlü yaptırımları ve denetimleri  sıklaştırırsın. Gör bak, dış ticaret açığı nasıl kapanır!!!. Ha! Bu arada ithalatta düşer. TL’nin değerini düşürürsen ihracat da patlar.

Ama tarihin kimler için tekerrür ettiğini sakın ama sakın unutmayın. 09.Mart.1919 tarihinde Damat Ferit Paşa Hükümeti tarafından İngilizlerin isteği üzerine görüldükleri yerde yakalanan Türk subaylarının hapse atılmış olmaları dahi, geride kalan subayları ile başlatılan koskoca bir Ulusun İstiklal Savaşı’nı engelleyememiştir.

Demek ki, Tarih İbret Almayanlar için tekerrür eder.

Ben Harut ve Marut gibi yapmamanız gerekenleri söyledim. Yaparsanız siz bilirsiniz. Benden söylemesi…

Üretim, tarım ve sanayi olmadan taşıma suyla değirmenin bir yere kadar döndüğü ve piyasaya sürülen kefen paraları ve çalışan işletmeleri satarak kazanılanlar bittiğinde, Marshall ya da benzeri bir yardıma ihtiyacımız olacağı kaçınılmazdır.  Eğer bu yardımı alırsak korkarım bizi Temel’in kedisine benzetirler.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.