1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Türkiye Gazze'yi yeniden imar etmeye hazır
Türkiye Gazzeyi yeniden imar etmeye hazır

Türkiye Gazze'yi yeniden imar etmeye hazır

Numan Kurtulmuş: "Türkiye Gazze'yi yeniden imar etmeye hazır!"

A+A-

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından düzenlenen "Türkiye Afet Yönetimi Strateji Geliştirme Çalıştayı"na katılan Kurtulmuş, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu'nun (UNRWA) İsrail'in Gazze'ye düzenlediği son saldırılar sırasında evleri yıkılan ailelere yapılan yardımı "ödenek yetersizliği" nedeniyle durdurmasına sert tepki gösterdi. Çalıştayın açılışında konuşan Kurtulmuş, afetler konusunda "bilinçli", "hazır", "koordineli" ve "fedakar" olmanın önemine dikkat çekti.

"Bu saydıklarımın sanki bilinçli olumsuz bir laboratuvar örneği gibi karşımıza bir haber çıktı" diyen Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:

"Dün Birleşmiş Milletler Mültecilere Yardım Kuruluşu Gazze yardımlarını 'koordinasyon' ve 'hazırlık' eksikliği dolayısıyla kestiğini duyurdu. 735 milyon dolarlık bir bütçe taahhüt edilmiş, bu bütçenin sadece 125 milyon doları toplanabildiği için bu yardımların kesildiği uluslararası kamuoyuyla paylaşıldı. Niyetsiz olmak mı desem, hazırlıksız olmak mı desem, koordinesiz olmak mı desem ya da hiçbir şekilde bunların fedakarca sahada uygulanmasını istemiyorlar mı desem. İşin garip tarafı, ne garip bir tecelli ki dün yine başka bir yıl dönümüydü. Holokost'tan kurtulanların yani faşizmin, Nazizmin, Hitler'in zulmünden kurtulan Yahudiler’in kurtarılmasının 70. yıldönümüne denk gelen bir gündü. Ne gariptir ki dünya bir taraftan Holokost'tan kurtulanların yıldönümünü idrak ederken, bununla ilgili dünyanın dört bir tarafında demeçler verilir, törenler yapılırken aynı gün içerisinde Kahire'de toplanan Birleşmiş Milletler Mültecilere Yardım Kuruluşu ise 'biz Filistin'de tabiri caizse Holokost’a benzer bir baskıya maruz kalan, yakılan, yıkılan on binlerce evi onaramayacağız' diyerek bütün dünyaya ilan ediyor. Bunu sadece Türkiye'nin değil bütün dünyanın gündemine ve dikkatlerine arz ediyorum. Bu büyük bir çifte standarttır, bu büyük bir ayıptır, bu büyük bir koordinesizliktir ve aslında bu büyük bir şekilde bütün dünyanın o anlı şanlı Birleşmiş Milletler falanca kuruluşunun ve onun arkasındaki siyasi iradenin Holokost benzeri bir iradeye teslim olmasıdır. Bunu kabul etmek mümkün değil. Eğer Gazze'yi yeninden imar edemiyorlarsa Türkiye Gazze'yi yeniden imar etmeye hazırdır, Türkiye böyle bir imkana sahiptir. Türkiye'nin gönlü de, yönetim kabiliyeti de, siyasi iradesi de, kurum ve kuruluşlarının yönetişim gücü de Gazze'nin yeniden imarına hazırdır. Bu konuda Türkiye öncülük yapmaya hazır olduğunu ifade ediyor. Ama şunu ifade etmek isterim, maalesef birçok alanda da bunu görüyoruz. Mülteciler meselesinde de Gazze'nin imarında da birçok uluslararası yardım faaliyetlerinde de görüyoruz. Hem uluslararası kurum ve kuruluşların ya kabiliyetsizlikleri dolayısıyla sınıfta kaldığını ya da niyetlerindeki zaaflar dolayısıyla en ufak bir olumlu yaklaşımda bulunamadığı çok sayıda örneği biliyoruz."

"30 YIL ÖNCEKİ TÜRKİYE DEĞİLİZ"

"Türkiye Afet Yönetimi Strateji Belgesi"nin önemine işaret eden Kurtulmuş, "Birçok ülkeye gittiğimizde bunu görüyoruz ve bize söyleniyor. Japonya'daki o nükleer felaket sırasında da oraya ilk gidenlerden birisi AFAD'ı, Kızılayı başta olmak Türkiye'nin yardım kuruluşlarıydı. Allah muhafaza Türkiye böyle bir felaketle karşı karşıya kalsa Türkiye nasıl uluslararası yardım kuruluşları bakımından ne kadar cömertçe karşılanacak bunu da bilemiyoruz" dedi.

Kurtulmuş, Türkiye'nin afetlere müdahale konusunda her zamankinden daha fazla hazır olması gerektiğini belirterek, "Her zamankinden daha güçlü bir şekilde bu süreçleri yönetmemiz lazım. Bunun için de geldiğimiz seviye bakımından 30 yıl önceki Türkiye değiliz, 50 yıl önceki Türkiye hiç değiliz. Şimdi çok güçlü üniversitelerimiz var. Bu üniversitelerimizde dünya çapında bütün bu konularda, bütün doğal afetler konusunda nasıl yardımlar yapılacağı, nasıl teknik destek vereceğini bilen üniversitelerimiz ve üniversite mensuplarımız var. Çok şükür bu sahaların hepsinde son derece büyük deneyim kazanmış olan sivil toplum kuruluşlarımız var. Bu sivil toplum kuruluşlarımız artık diyelim ki Gabon'da, Nijer'de nasıl kuyu açılacak, bu kuyular nasıl temizlenecek bunu biliyorlar. Dünyanın dört bir tarafındaki sel felaketinde 5-4 saat içinde oraya nasıl ulaşacaklar, nasıl yardım yapacaklar bunu biliyorlar. Herhangi bir şekilde mülteci akınıyla karşılaştığımız zaman ne yapacağımız AFAD şuanda çok daha güçlü bir şekilde biliyor. Şimdi önümüzdeki süreç toplumu bütün bu risklere hazır hale getirmek. Toplumunda da bunu bilmesi, toplumun da bilinçli olması, toplumunda da risklere, afetler karşı hazır hale gelmesinin sağlanmasıdır" ifadelerini kullandı.

"ARTIK TÜRKİYE'DE HİÇBİR ŞEY MERKEZDEN OTURARAK YÖNETİLEMEZ"

"Artık bizim yaklaşımımız herhangi bir meseleyi yukarıdan kamu kurum ve kuruluşlarına olarak dikte etmek olmamalı" diyen Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Herhangi bir konunun paydaşları kimlerse bunların hepsinin bir araya gelmesi, paydaşların sepetindeki pamukları ortaya koyarak, birikimlerini, bilgilerini, tecrübelerini, iyi niyetlerini ve gönüllerini ortaya koyarak en başarılı sonucun ortaya çıkması için gayret sarf etmeleridir. Bunun uygulamasıyla sorumlu olan insanlar da bu uygulama içerisinde icraatlarını sürdüreceklerdir. Artık Türkiye'de hiçbir şey merkezden oturularak, merkezden söyleyerek idare edilemez. Bendeniz, 2 sene boyunca iktidar partisinin ekonomi işleri başkanlığını yaptığımda da bütün Türkiye'de organize ettiğimiz bugünkü çalıştaya benzer çalıştaylar oldu. Ankara'dan oturarak 'Diyarbakır'a şöyle bir ekonomik faaliyette bulunun' demek geride kaldı. Türkiye'de kent ekonomileri marifetiyle illerin bütün ekonomi aktörlerinin, odaları, üniversiteleri, sivil toplum kuruluşlarının kadın girişimcileri, genç girişimcileri bir araya getirdik, çok şükür şimdi çok büyük bir rapor ortaya çıktı. Türkiye'nin önümüzdeki dönemde önüne ışık tutacak bir rapor. Türk ekonomisi de diğer konular da Ankara'dan oturarak, merkezden direktif verilerek artık yönetilemez. Türkiye'nin bütün meseleleri yerinden, ilgili bütün tarafların katılımını sağlayarak herkesin o işin içerisinde olmasını temin ederek ancak çözülebilir." 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.