16 Aralık 2025
Altın 5871.598
BIST 11318.62
Dolar 42.7089
Euro 50.2437
Sterlin 57.3485
Ankara 5°C

"12 Eylül Faşizminin Derinleştirdiği Bu Milli Facia Ortadan Kaldırılmalıdır"

"12 Eylül Faşizminin Derinleştirdiği Bu Milli Facia Ortadan Kaldırılmalıdır"
Demokrat Parti (DP) eski Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Bayar, son 30 yıldaki kan, gözyaşı ve şiddetin milli bir facia olduğunu söyledi.
Demokrat Parti (DP) eski Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Bayar, son 30 yıldaki kan, gözyaşı ve şiddetin milli bir facia olduğunu söyledi. 12 Eylül faşizminin bu hadiseyi derinleştirip farklı boyut kazanmasına yol açtığına dikkat çeken Bayar, milli facianın ortadan kaldırılmasının bu neslin ve Türkiye'yi idare edenlerin en acil görevi olduğunu vurguladı.

Bayar, hükümetin Kürt sorununa çözüm amacıyla başlattığı 'demokratik açılımı' Cihan Haber Ajansı'na değerlendirdi. Bayar, yaptığı değerlendirmede, bu meselenin siyaset üstü değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Bayar, siyaseten 40 yıldır bu meselenin etrafında sürekli herkesin birbirini suçladığına dikkat çekti. Yepyeni bir anayasa ile 12 Eylül'ün bıraktığı tüm kara lekenin, o ağır mirasın tahliye edilmesi gerektiğini dile getiren Bayar, anayasa tasarlamadan bu ve benzeri pek çok meseleyi kökünden çözmenin mümkün olmayacağını savundu.

Mehmet Ali Bayar, kökleri DP ile AP'ye uzanan siyaset geleneğinden geliyor. Babası Nuri Bayar, zamanın Sakarya Milletvekili ve Sanayi Bakanı, ayrıca Süleyman Demirel'in yakın çevresinden. Bayar, Amerika'da New York Üniversitesi'nde ekonomi konusunda lisans eğitimi aldı, master yaptı. Azerbaycan'ın bağımsızlık sancısı çektiği yıllarda Türkiye'nin Bakü Büyükelçiliği'nde ikinci adam olarak görev yaptı. Türkiye'nin New York'taki Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği'nde çalıştı.

Aynı milletin fertlerinin birbirine şu veya bu nedenle düştüğünü anlatan Bayar, bu facianın bitmesi gerektiğini ifade etti. "Ülkenin bir bölümünde bu facia yaşanırken diğer bölümlerinde hukuk ve huzur olması zaten düşünülemez." diyen Bayar, Türkiye'nin son 30 senelik hadisesinin bu olduğunu, 'Kürt sorunu' diye adlandırılan meselenin iyi tahlil edilmesi gerektiğini söyledi.

'Kürt ve Sorun' kelimelerinin yan yana kullanılmasından incindiğini vurgulayan Bayar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu ülkenin asli unsuru olan vatandaşlarının bir bölümünün sorun olarak tanımlanması, bu meselenin zaten yanlış tarif edildiğini gösteriyor. Türkiye'de bir 'Türkiye Sorunu' vardır. Temelinde ise birlikte yaşama irademiz sorgulanmaktadır. 12 Eylül faşizmi bu hadiseyi derinleştiren ve farklı boyut kazanmasına neden olan ayrı bir faciadır. Türkiye'nin talihi kaderi 12 Eylül darbesiyle maalesef çok vahim bir şekilde etkilenmiştir. Bu mesele de o facianın içinden derinleşerek çıkmıştır. Öncelikle kanın, gözyaşının, kardeşin kardeşe düşmesinin, kardeşin kardeşe silah sıkmasının önüne geçmek lazım. Silahı, şiddeti, terörü, kanı, gözyaşını, baskıyı bir müzakere aracı, bir tehdit unsuru olarak kim kullanıyorsa onu da lanetlemek lazım."

MECLİS'E BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR!

Demokrasinin evrensel bir vaka olduğuna dikkat çeken Bayar, demokrasi neyi gerektiriyorsa onun yapılmasını istedi. Bu ülkenin fertlerinin, kendi annelerinin dilinde, kendi çocuklarına seslenebilmek istiyorlarsa bunun mümkün olması gerektiğinin altını çizen Bayar, ülkede 'kim kendisine karşı haksızlık yapıldığı ve ayrımcılık yapıldığı' gibi bir inanca sahipse; onun herkesin meselesi olması gerektiğini kaydetti.

Bu haksızlık ve ayrımcılığın Türk-Kürt, sağcı-solcu, kuzeyli-güneyliye yapılsa da fark etmeyeceğini dile getiren Bayar, "Yepyeni bir anayasa ile 12 Eylül'ün bıraktığı tüm kara lekenin, o ağır mirasın bir defa tahliye edilmesi gerekiyor. Yeni bir anayasa tasarlamadan, bu ve benzeri pek çok meselemizi kökünden çözmemiz mümkün olmayacaktır. Burda önemli olan milletimizin kanın, gözyaşının, şiddetin bitmesini istemesidir. Her iki tarafın ölenlerine rahmet niyaz etmemiz gerekiyor. Neticede bu ülkenin çocuklarıdır. Bu ülkenin çocukları eğer içerden ve dışardan birileri tarafından birbirlerine düşürülmüşseler, gayet uyanık olmak gerekir. Buna mani olmak için zaaflarımızı iyi tespit etmek lazım. Demokrasimizin zaafları vardır. Haklarını verdiklerimizden değil vermediklerimizden korkmamız gerekir. En temel ihtiyaç birlik ve bütünlüktür. Meclis'e büyük görev düşüyor. Meclis'e girme şansını yakalayanlar bunu çok iyi kullanmalı." dedi.

SÜREÇ MUTLAKA İŞLEMELİ

Demokrat Parti (DP) eski Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Bayar, hükümetin başlattığı demokratik açılım sürecinin mutlaka işlemesi gerektiğini vurguladı. Bayar, bunun adının iyi konması ve içeriğinin de iyi doldurulması gerektiğini söyledi. İçinin doldurulmasına herkesin katkı sunması gerektiğini ifade eden Bayar, "Yüzde 10'luk seçim barajı sisteminin derhal ortadan kaldırılması gerekiyor. Önümüzdeki modellere bakarak kabul edilebilir bir baraj sistemiyle TBMM'nin temsil kabiliyetini artırmak zorundayız. Aksi halde bu sancılar devam eder. Temsil hakkı bulamayanlar, başka yerlerde kendilerine temsil imkanı ararlar. Bu birinci öncelik olmalı." diye konuştu.

12 Eylül tasarrufunun hala sürdürülmesinin manasını anlamadığını dile getiren Mehmet Ali Bayar, sözlerini şöyle sürdürdü: "12 Eylül, tarihimizin en önemli sorunudur. Milli faciayı ortadan kaldırmak, bu neslin ve bugün Türkiye'yi idare edenlerin en acil görevidir. Başka hiçbir meselesi yoktur. Siyaseten 40 yıldır bu meselenin etrafında sürekli olarak birbirimizi suçluyoruz. Bu meselenin siyaset üstü değerlendirilmesi taraftarıyım. Siyasetin en önemli görevi, bunu çözmektir. Bu meseleyi çözmezse, milletimizin rejime, demokrasiye olan inancı da körelecektir. Bir demokrasi kan ve gözyaşına son veremiyorsa, insanlarının hepsi için mutluluk vaat edemiyorsa, o demokrasinin yaşama şansı kalmaz. Son 25 senedir Türkiye'de demokrasiye açık ve gizli müdahalelerin arkasında savaş, bir bahane olarak kullanıldı. Bizim demokrasinin meşruiyeti ve olgunluğu, bu gelinen noktada, bu milletin bu meseleyi demokrasiyle çözüp çözemeyeceğiyle ilgili olacaktır."

30 YILDIR DENEDİĞİMİZ METODLARIN ÇALIŞMADIĞI ORTAYA ÇIKTI!.

Tepkilerin hepsinin doğal olduğunu, çünkü iki tarafın çok acılar çektiğini ve çok haksızlıklar yapıldığını anlatan Bayar, münferit partilerin verdikleri tepkilerin hemen birbirlerine karşı suçlayıcı unsurlar olarak alınmamasını istedi. "Türkiye içerde veya dışarda herhangi bir ülkenin veya hapiste yatan birinin gündemine bağlı kalmadan kendi tarihsel tecrübesiyle bu meseleyi arkada bırakmalıydı." diyen Bayar, şöyle devam etti:

"30 yıldır denediğimiz metodların çalışmadığı ortaya çıktı. O zaman kimse kimseyi suçlamadan, karşı cephede atfetmeden, bulunduğumuz mevzilerden çıkıp orta bir yerde buluşmamız gerekiyor. Kendi parti duvarlarımızın arkasından birbirimize bağırıp çağırmaya devam ettiğimiz müddetçe, ortada buluşamayacağız. Bu partiler üstü bir meseledir. Halledemediğimiz sürece, ülkemizin mutluluğu, huzuru, yeni nesillerin bekası ciddi tehdit altında olacaktır. Çünkü gelinen nokta, milletin sabrının denendiği artık son noktadır. Terör, şiddet, kan ve gözyaşı kabul edilemez."

AF DAHİL HER METOD DEĞERLENDİRİLMELİ!

Avrupa ve dünyanın farklı demokrasilerindeki bu tür meselelerin, ayrılıkçı eğilimlerin, hak taleplerinin ancak silahların susmasıyla çözülebildiğine dikkat çeken Bayar, silahların iki tarafta da susması gerektiğini savundu.

Yeni bir kapı açılabilmesi için af dahil her metodun değerlendirilmesi gerektiğini anlatan Bayar, "Bu ülkenin zavallı çocukları, şu veya bu şekilde birbirine düşürülmüşlerdir. Bunun üstesinden gelmek zorundayız. Yapılanı, demokrasinin meşruiyetinin ve olgunluğunun bir imtihanı olarak da değerlendiriyorum. Bu imtihandan demokrasi çıkabilmelidir. Ama burada bir savaşı sona erdirmek için yeni savaşlar, yeni muharebeler başlatmamamız gerekiyor. Bu çok önemli. Bu yola girmememiz gerekiyor. Birbirimizi farklı kamplarda görmeye bir anda başlayarak kırmızı kuvvetler-mavi kuvvetler gibi geçmişte yaptığımız hataları, şimdi başka boyutlarda, çözüm çabaları çerçevesinde yeniden üretirsek, bu şans heba olacaktır. Ben umutluyum. Milletçe aklımızı, vicdanımızı ve tarihsel birikimimizi doğru yönde kullanacağımıza da inanıyorum." şeklinde sözlerini tamamladı!

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir