29 Temmuz 2009 tarihinde İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın adlandırmasıyla “Kürt Meselesinde Demokratik Açılım Projesi” gündeme geldi. Atalay, toplumun tüm kesimlerinin görüş ve önerilerle sürece katkıda bulunmasını istedi. Bu çerçevede, geçtiğimiz gün Ankara Polis Akademisi’nde bir toplantı yapıldı. Aralarında Cengiz Çandar, Mümtaz’er Türköne, İhsan Dağı, Hasan Cemal, Mithat Sancar gibi kamuoyunun tanıdığı bir çok ismin yer aldığı toplantıdan yansıyan görüşlere MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli sert karşılık verdi.
Bahçeli çalıştaya katılan aydınlar için “Ermeni meselesinde aynı 12’li, Kıbrıs meselesinde aynı 12’li, Avrupa meselesinde Türkiye’yi zafiyete eriştirecek görüşler öne süren yine aynı 12’li. 25 yıldan bu yana Kandil’de PKK odaklarını ziyaret edip onlarla görüşerek yandaşlık yapanlar, hiçbir dönemde Türk milletinin milli manevi değerlerine sahip çıkmayanlar şimdi Kürt açılımı projesinde demokratik açılım bahanesiyle bölünmeye gayret gösteriyor, cesaretlendiriyorlar” ifadelerini kullandı. Bahçeli’nin bu açıklamasını toplantıya katılan-katılmayan isimlerle tartışmaya açtık..
Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne Zaman Gazetesi yazarı
"Bahçeli’nin hedefi hükümet, üzerime alınmadım!"
Kürt sorunu konusunda yıllardır kalem oynatan aydınlardır, toplantıya katılanlar. Kürt sorununda geliştirilen öneriler konularında da oldukça temsil edici bir niteliği vardı orada bulunanların. Bahçeli'nin “12 Kötü Adam” nitelemesinin de aslında oradaki 12 gazeteciyi, köşe yazarını değil hükümetin bu açılımını hedef aldığını düşünüyorum. O köşe yazarları ilk defa orada görüşlerini dile getirmediler, yıllardır yazıyorlar. Ben doğrusu üzerime alınmadım. Bahçeli'nin açıklamalarını, Türk siyasetinin taleplerine karşı bir denge çabası olarak görüyorum. MHP'nin yaptığı çözüm yoluna çok yüksek bir duvar örmek. Bu, MHP'nin kendi ilkeleri ve prensipleri açısından da doğru değil. Aldıkları tepkilerle bunun yanlış olduğunu MHP'li yöneticiler de görecek. MHP "Evet" demeden Kürt sorunu çözülmez. MHP de sonuç olarak bu ülkenin bütünlüğünü savunmak zorunda, zaten savunuyor.
"Bunların çıktıkları kapı farklı ama vardıkları nokta aynı"
Mehmet EKİCİ
MHP Genel Başkan Yardımcısı
MHP ve lideri, korkularının ve vehimlerinin esiri olmuş zavallılar değildir. MHP, hiçbir zaman gerginlik siyasetinden medet uman bir hareket olmamıştır. Ülkemizin modernleşme sürecinin, demokrasi anlayışının ve milletleşme sürecinin getirdiği problemler vardır. Jeopolitiğimizden kaynaklanan, sosyo-ekonomik ve kültürel kaynaklı problemlerimiz vardır. Ancak bütün bu dertlerimizin var olması milli devletimizi ve toprak bütünlüğümüzü tartışma konusu haline getirmenin aracı olamaz. Milli birlik ve beraberlik arzumuzu etnisite esaslı bölme projelerinin aleti, faili veya işbirlikçisi haline getirmek kimsenin haddi değildir, bizi böyle bir konuma getirmek de esasen mümkün değildir. Hükümet tarafından Kürt sorunu olarak adlandırılan ama bu sorun paketinin içine neleri koyduğunu açıklamaya cesareti dahi olmayan, bunu kamuoyuyla paylaşmak noktasında bir hazırlığının da olmadığı çok açık olan bir ‘Kül Kedisi’ ordusuyla karşı karşıyayız. Sanki bu ‘kül kedileri’ problemi çözmek istiyor da MHP çözmek istemiyor, itiraz edenler gelecek öngörüsü olmayan gruplarmış gibi gösteriliyor. ‘12 kötü adam’ lafının ne kadar yerine yakıştığı ortadadır. Bu ekipte kimi kendini liberal, kimi sosyalist, kimi millici olarak tanıtıyor. Bunların çıktıkları kapı farklı olabilir ama vardıkları nokta aynıdır. Kıbrıs meselesi oldu, bu isimler Annan Planı’nın uygulanmasını istediler. AB süreci oldu, taviz verilmesini istediler, Ermeni meselesinde bu ağızlar yine kapının açılmasını istediler, Güneydoğu meselesinde bu isimlerin çoğu kim tarafından ne amaçla yapıldığı belli olmayan Erbil toplantılarına katıldı. Böyle bir ilim adamlığı ve aydın mentalitesi söz konusu olamaz. Dolayısıyla tabir yerine oturmuştur.
"Konuşmak o yazarların hakkıysa, Bahçeli’nin de hakkıdır!"
Oktay EKŞİ Basın Konseyi Başkanı
Devlet Bahçeli bence aşırı nitelikte bir sıfatla bazı yazarları suçladı. Bunu doğru bulmuyorum. Ama o yazar arkadaşlarımızın kendi görüşlerini kendi üslupları çerçevesinde ifade etme hakkı ne kadar geçerliyse, Devlet Bahçeli’nin de kendi üslubuyla bu tür şeyler söylemesi, onun da hakkıdır. Bahçeli’nin son günlerde ortaya koyduğu tavır güncel açılım konusuna tepkiyle yaklaştığını ortaya koyuyor, doğru. Ancak bu sürece katılamayacağı anlamına gelir mi o bence henüz belli değil.
"12’den fazla ‘kötü adam’ var!!"
Prof.Dr. Doğu ERGİL
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim üyesi
Muhalefet; itirazınız varsa daha iyisini, daha pratiğini ve daha makulünü önererek yapılır. “İstemem”cilik değil, “gelin şunu da yapalım” teklifiyle öne çıkan bir muhalefet olmalı. 12 kötü adam meselesine gelince, bu “kötü”lerin sayısı daha fazla bana göre. Gazetecilerden siyasetçilere, bilim adamlarına, eski bürokratlara kadar uzar bu liste. 12 gazeteciyle sohbet edip bu sorunu çözeceklerine inanıyorsa o akıllara şaşmak gerek. Onların arasında Kürt sorununda kitap bile yazmamış bir sürü adam var, günlük makale yazmakla bir konuda uzman olunmuyor. Bu sorun Türkiye’nin kangreni haline gelmiş. Bunun çözümünde kendi teklifini öne süren insanlar “kötü” ise, aklı eren herkesin, hükümetin de kötü olması durumu söz konusu. Bu durumda onun karşısındakiler de iyi olmayacak. Eğer onlara “iyi “diyeceksek, vay halimize!
"Bizi hedef gösterdi, buna ‘rezillik’ denir!"
Hasan CEMAL
Milliyet Gazetesi yazarı
“Bu adam zaten bizi hedef göstermiş, daha yapacak ne var. Ancak bir yazı yazılır, “Bu rezillik” denir, o kadar. Ben de onu yaptım.”
Prof. Dr. İhsan DAĞI
ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Zaman Gazetesi Yazarı
"Bahçeli de çözümün parçası olmalı, hata yapıyor.."
Bahçeli hepimizi hedef haline getirdi, kendisi basketbola meraklı galiba. Şimdiye dek çizdiği ılımlı milliyetçi siyasetçi kimliğini bırakmış görünüyor. Bu açıklamalar MHP’yi milliyetçi merkezin değil, marjinal milliyetçilerin partisi haline getiriyor. Halbuki MHP bu süreçte, çözümün bir parçası olarak demokrat ve özgür Türkiye’nin yüzü olabilirdi. MHP yabancı güçlerin Kürt meselesine dahil olduğunu ve bizi zayıflatmaya çalıştığı tezini savunuyor. Hakikaten haklı olsalar dahi, bu süreç Türkiye’yi bölgede çok güçlü bir aktör haline getirecek. Bahçeli siyasi kariyerinin en büyük hatasını işliyor.
GÜLİN YILDIRIMKAYA/ Gazetehabertürk