Mustafakemalpaşa ilçesi Devecikonağı köyü yakınlarındaki Bükköy Madencilik'te meydana gelen grizu patlamasında 19 kişi hayatını kaybetmişti. Olayın ardından maden şirketi sahibi Nurullah Ercan uzun süre kamuoyunun önüne çıkmadı.
Geçen hafta cuma günü geldiği Mustafakemalpaşa Adliyesi'nde olayla ilgili ifade veren Nurullah Ercan, bugün ulusal yayın yapan gazetelere verdiği ilanla ölen işçilerin ailelerine sahip çıkacağını duyurdu. 19 kişinin eş ve çocuklarına ilk aşamada her bir aile bazında ve ileride tamamlanmak üzere 23 Aralık tarihinden itibaren 15 bin TL ödeme yapılacağı belirtilen ilanda, maden kazasında hayatını kaybeden çalışanların yetim kalan çocuklarına eğitim ve öğretimlerini tamamlaması için madde destek sağlanacağı, öğrenim sonrası da çocuklara çeşitli sektörlerinde iş yerlerinde yeni iş verileceği taahhüt edildi.
Basında yer alan bazı haberlerin yanlış ve kasıtlı olduğunu öne süren Nurullah Ercan, olayın ardından iki kez maden ocağına gitmesine rağmen fenalaşarak Ankara'ya döndüğünü dile getirdi.
Gazete ilanında kazanın ardından maden ocağında adeta nöbet tutan devlet bakanlarına teşekkür etmeyi de unutmayan Nurullah Ercan'ın ilanında şu ifadelere yer verildi: "Bu müessif olayı duyan ve anında gereken tedbirleri alarak bütün ilgilileri harekete geçiren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Devlet Bakanı Faruk Çelik, milletvekilleri, Bursa Valisi Şahabettin Harput, Mustafa Kemalpaşa Kaymakamı Kazım Karabulut, Mustafa Kemalpaşa Belediye Başkanı Sadi Kurtalan, Garnizon Komutanı Murat Gürdal ile arama kurtarma faaliyetleri için kazalı ocağa en kısa zamanda ve seri şekilde intikal eden komşu işletmeler Şentaş Madencilik A.Ş, Polat Madencilik A.Ş ve Soma Bölgesi'nden Soma Kömürleri A.Ş ile TKİ Tunçbilek ve Soma işletmeleri Grupları ve TTK Zonguldak İşletmesi Grubu yönetici ve çalışanlarına gösterdikleri hassasiyet ve yakın ilgilerinden dolayı teşekkürlerimizi ve şükranlarımızı arz ederiz. Olaydan sonra yazılı ve görsel medyada yer alan bazı haberler bilgilendirilenlerin yanlış ve kasıtlı davranışı nedeniyle gerçeklerden uzak ve bu acılı günümüzde bizleri daha da üzücü ve yaralayıcı olmuştur. Çünkü hakkımızda bir yakalanma ve tutuklanma kararı olmadığı gibi saklanmamız veya herhangi bir yere kaçmamız da söz konusu değildir. Kaldı ki olayı duyar duymaz Mustafakemalpaşa'ya hareket etmiş olmamıza rağmen geçirdiğimiz rahatsızlık nedeniyle Ankara'ya dönmek zorunda kaldık. Doktorumuz müsaade etmemesine rağmen 14 Aralık'ta tekrar kazanın meydana geldiği Mustafakemalpaşa'ya geldik. Ancak fenalaşmamız üzerine kimseyle temas kurmadan tekrar Ankara'ya dönmek zorunda kaldık. Dolayısıyla yazılı ve görsel basınımızda bu durumun aksine yönelik bazı haberler doğru değildir."