MHP İzmir Milletvekili Vural, partisinin il başkanlığında bir basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. ABD'deki hadiseye ilişkin görüşlerini ifade eden Vural, "Sayın Başbakan'a, hangi amaçla gittiği dahi pek fazla bilinmeyen bu gezisinde yapılan muameleyi kınıyorum. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na, bütün güvenlik risklerini dikkate almak suretiyle yapılan muameleyi doğru bulmuyorum. Sayın Başbakan, böyle bir muamele karşısında küsüp oteline döneceğine, aslında ülkesine dönse daha iyi olurdu." şeklinde konuştu.
Kimsenin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na el uzatamayacağını vurgulayan Oktay Vural, "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, araçtan indirilip yürütülerek otel kapılarında bekletilemez. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve milleti böyle bir muameleyi doğru görmemektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Erdoğan'ın, kendisine verilen ev ödevlerinin sonuçlarını göstermek üzere ABD'de bulunduğunu iddia eden MHP Grup Başkan Vekili, 11 Ekim tarihinde Ermeni açılımı meselesini TBMM'ye getireceğini açıkladığını hatırlattı: "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, Azerbaycan Meclisi önünde verdiği sözden U dönüşü yapmıştır. 11 Ekim Pazar günü TBMM tatil. Başbakan'ın konuyu maçtan önce Meclis'e getirmesi, Sarkisyan'ı maça getirmek için giriş biletini onaylatması demektir. Davos'ta 'One minute' dediler, yarım saat sonra özür dilediler. 'Rasmussen genel sekreter olamaz' dediler, genel sekreter yaptılar. Hiç olmazsa Azerbaycan halkına verdiği sözü tutsun."
Oktay Vural, Başbakan Erdoğan'ın ABD'de demokratik açılımla ilgili görüşmelerde bulunduğunu belirterek, açılımın "hazmettire hazmettire" sürdürülmesi için çalışmalar yaptığını öne sürdü. Erdoğan'ın, "Demokratik açılımı hazmettirerek devam ettireceğiz." sözünü de eleştiren Vural, "Sevr'i dayatarak kabul ettirmek isteyenlere 9 Eylül tarihinde milletin verdiği cevabı size hatırlatırım. Sen kimsin ki bu millete bölücülüğü hazmettirmeyi söylüyorsun? MHP olarak biz bunu hazmettirmeyiz, hazmettirmek isteyenlere de haddini bildiririz. Asıl sen cumhuriyeti hazmedemedin, hâlâ bir kavga içindesin. İnanç ve manevi değer hortumculuğu yapma." dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Levin Enstitüsü'nde dramatik bir konuşma yaptığını söyleyen Vural, 50 yıl önce otomobillerinin olmamasını gözyaşları içinde anlatmasını da eleştirdi. İşsizlik oranının artması ve geçim sıkıntısı sebebiyle vatandaşların birçoğunun araba sahibi olamadığını ifade eden Vural şunları kaydetti: "Başbakan bu aralar sık sık gözyaşı döküyor. Çok sulugöz olmaya başladı. 50 yıl önce otomobilleri yokmuş da yürüyerek gider gelirmiş. Küçük Tayyip üzülmüş, onların arabası yok diye. Küçük Tayyip öyleydi de büyük Tayyip nasıl böyle oldu? Çocuklarının gemileri var, pırlanta şirketi sahibi ortakları var. 50 yıl önce otomobilin yoktu ama şimdi bir uçak yetmiyor. Millet işini kaybediyor, sen Beverly Hills'teki ünlü mağazanın müşteri listesinde yer alıyorsun. Milleti uçurumdan attı, Kevin Costner, Naomi Campell, Berlusconi ve Karamanlis'le dost oldu. Müjdeler olsun, Kürt açılımını Kevin Costner da destekliyormuş. Bizim millî konumuza artistler bile karıştı. Son bir yılda 1,5 milyon kişi işsiz kaldı; sen 50 yıl önce otomobilin olmadığına gözyaşı dökeceğine, buna gözyaşı dök. Haydi küçük Tayyip'i anladık da bir de büyük Tayyip'i anlat bakalım. Bu başarı öyküsünü millet merak ediyor."
