Çelik, "Türkiye Buluşmaları" isimli konferansa katılmak için Muğla'ya geldi. Öğretmenevinde çok sayıda AK Partili üyesi ve diğer vatandaşın katıldığı konferansta konuşan Çelik, 1984 yılından bu yana devletin, askerin ve polisin PKK ile yaptığı mücadele sonunda 30 binin üzerinde teröristen ölü veya sağ olarak etkisiz hale getirildiğini kaydederek, "Bunun bize maliye 300 milyar dolardır. Bir teröristin maliyeti 15 milyon liradır. Terör olduğu sürece, terörist saldırdığı müddetçe biz ona karşı mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Türkiye'nin doğusunda, güneydoğusunda öyle insanlar var ki ırkçılık bu adamların iliklerine işlemiş. Çankaya Köşkü'nde ikamet ettirseniz, bir eline güneşi bir eline ayı verseniz ırkçılıktan vazgeçiremezsiniz. Bunlar yüzde 2'lik bir gruptur fakat yüzde 98'lik bir grup var. Oradakilerin gönlünü kazanmak, teröre ve teröriste destek vermeyen vatandaş haline getirmek gibi bir zorunluluğumuz var. AK Parti olmazsa, doğu ve güneydoğu tamamıyla bu bölücü ekibe teslim edilmiş demektir. Şimdi kim teröriste karşı duruyor, kim de sadece laf üretiyor ve slogan atıyor ortaya çıkıyor. Demokratik açılım dediğimiz, ne teröristle pazarlık etmek ne de Türkiye'nin birlik ve bütünlüğü üzerinde pazarlık yapmaktır." şeklinde konuştu. Bugün Hatay'a ve Gaziantep'e gitmenin Şam'a ve Halep'e gitmekten farkı olmadığını vurgulayan Hüseyin Çelik, "Kapılar açılıyor, ticaret hacmimiz artıyor ama birilileri bunu istemiyor. İçeride düşman üretmişiz, dışarıda düşman üretmişiz havası estiriyorlar." ifadelerini kullandı.
"Türkiye, Türk dünyasının bir parçasıdır, İslam Konferansı Örgütü'nün kurucu ve faal üyesidir, AB'ye tam üye olmaya çalışan bir ülkedir, Karadeniz Ekonomik İşbirliği'nin kurucusu ve tarafı olan bir ülkedir, Avrupa Konseyi'nin bir üyesidir, NATO üyesidir, Birleşmiş Milletler'in üyesidir." diyen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, bunların hiçbirini diğerinin alternatifi olamayacağını, Türkiye'nin 360 derece dış politika uyguladığını söyledi. Hüseyin Çelik, "Biz doğuyla batı arasında bir köprüyüz. Köprü olmamız için ayaklarımızın sağlam olması gerekiyor. Kader bizi öyle önemli bir yere konumlandırmış ki Türkiye doğunun en batısında, batının en doğusundadır. Kuzeyin en güneyinde, güneyin en kuzeyindendir. O zaman biz öyle bir politika yapmalıyız ki Türkiye olayların arkasında sürüklenen, gündemi belirlenen, yönlendirilen, yönetilen bir ülke olmasın. Yöneten ve yönetilen bir iradenin parçası olsun. Gündem belirleyen bir ülke olsun. Şu anda dış politikada bunu yapıyoruz. Sonuçlarını da çok güzel bir şekilde alıyoruz." şeklinde konuştu.
"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan işadamlarını uçağa doldurup dış ülkelere gitmeseydi; ihracatımız 133 milyon dolara ulaşabilir miydi?" diye soran Çelik, "AB'ye ihracatımız yüzde 60'tı, ekonomik krizle yüzde 40'lara indi. Alternatif pazarlar bulmasaydık zarar görürdük. Türkiye ile Rusya arasındaki ihracat hacmini 100 milyar dolara çıkarmak için hedef koyduk. Bu ufuk gerektirir. Esas kaptan, geminin burnunun ucunu gören değil, ufku görebilen kişidir. Bu basiret gerektirir, yiğitlik gerektirir." dedi.
Yargının bağımsız ve tarafsız olmadığını kaydeden Çelik, "Üstünlerin hukukunu kabul etmiyoruz, hukukun üstünlüğü olacak. Kanunun gücü olacak, güçlerin kanunu hâkim olmayacak. Gücün hâkimi olursa, kuvvetli olan haklı olur. Biz diyoruz ki haklı olan kuvvetli olsun. Bizden önce yargı, bağımsızdan ziyade bakımsızdı. İnanın adliye saraylarına girilmiyordu. Her konuda olduğu gibi yargıda da demokratikleşme olsun. Anayasa değişikliği yapıldı. Bununla ilgili olarak referanduma gidiliyor. Millet kararını verecek. Halk bugüne kadar kanmadı, bundan sonrada inşallah kanmayacak." diye konuştu.