Osmaniye'de partisinin düzenlediği Genişletilmiş İl Danışma Meclis Toplantısı'na katılan Kafkas, Anayasa değişikliği paketine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kafkas, "Bizden önceki ağabeylerimiz Meclis koridorlarından çıkarken milletvekili rozetlerini çıkartıp bir kenara koyuyorlardı, milletten utandıkları için rozetleriyle Kızılay'da gezemiyorlardı. Biz dedik ki bu millet neyden hoşlanıyorsa onu yapacağız. Dünyanın en pis insanı bile kirli insanı sevmez. Bu sebeple AK Parti siyaseti temiz siyasettir. Milletin kızdığına kızacak, milletin inandığına inanacak, milletin sevdiğini sevecek, millet için düşünecek millet için yürüyecektir. Bu güne kadar siyaset yapanlar hep birileri adına siyaset yapma gayreti içerisinde oldular. Bizler bu güne kadar her konuda millete hesap verebilecek anlayışla siyaset yaptık. Bizim patronumuz millettir. Biz umutları tükenmiş bir ülkeye makas değiştirerek Türk'ün onurunu, gururunu ve asil duruşunu dünya markası haline getirmiş bir partiyiz. Şu anda dünyanın neresinde bir sorun olsa 'Acaba Türkiye bu sorunun çözümünde ne der' denilir olmuştur." dedi.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ DARBE SONUCU TEKRAR YAPILMIŞ
Ak Parti Osmaniye Milletvekili İbrahim Mete Doğruer de ülkede anayasa değişikliğinin her zaman bir darbe sonucunda tekrar yapıldığını ifade etti. Doğruer, "Geçmiş dönemlerde bildiğiniz gibi birçok kez anayasa değişikliği çalışmaları başladı. Hatta 2007 seçimlerinden sonra anayasa değişikliği çalışmalarına hız verildi. Şu anda yapılmak istenen değişiklikle Türkiye'nin demokratikleşmesi için gereklidir. TBMM'de 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' yazısı yazıyor. Bu yazının altında da milletin seçtiği milletvekilleri oturuyor ve milletin adına aldığı yetki ile kanunlar çıkartmaya çalışıyor. Fakat birileri anayasa mahkemesine başvurarak iptalini istiyor. Çoğu zamanda iptal ediliyor. Böylece milletin iradesi yargı ile değiştirilmiş oluyor. Ak Parti menfaatleri ile milletin menfaatleri bizler için her zaman eşdeğerdedir. Milletlimizin, yarınlarımızı ve yavrularımızın geleceğinden başka bir düşüncemiz yoktur. Yarın kim olursa olsun, bu anayasaya uyarsa sizler, yavrularımızda rahat edeceksiniz. Yasama yargıyı değil, yargı yasamayı kuşatmış vaziyettedir. Her şeyi bir kenara bırakarak memleketimizin geleceğini düşünelim. Demokratik bir anayasa olmazsa ülkede her an bir ihtilal korkusu olacaktır." diye konuştu.
"KÖRLER SAĞIRLAR BİRBİRİNİ AĞIRLAR"
Ak Parti Osmaniye Milletvekili Durdu Mehmet Kastal da şunları söyledi: "Sayın başbakanımız Recep Tayip Erdoğan dünyada ülkeleri gezerek bizleri istemeyen ülkelerle mücadele ederken içerde ise AK Parti iktidarını yıpratmak ve ayaklarına pranga vurmak isteyen siyasiler ve bazı kurumlarla da mücadelesini sürdürmektedir. Bu büyük Türk Milleti başbakanımızın arkasında olduğu müddetçe hiçbir güç bizleri yıkamayacaktır. Bu gün hizmet yapamıyorsunuz diyemiyorlar, dünyada sayılı liderler arasında değil diyemiyorlar. Sadece iftira atıyorlar. Ama bu iftiralar sekiz yıldır tutmadı ve tutmayacak. Kamuoyunu meşgul eden ve gündemde olan anayasa değişikliği konusu var. Biz Cumhurbaşkanlığı seçiminde şimdiye kadar hiç olmadığı şekilde 276 dediler 367'de dayattılar. Biz de Cumhurbaşkanını yüce Türk milleti seçecek dedik ondan bile rahatsız oldular. Milletten rahatsız oların sandıkta hesabı verecek. Biz hizmeti halka indiriyoruz. Yargıtay HSYK'yı, HSYK'da Yargıtay'ı seçiyor. Körler sağırlar birbirini ağırlar. Bizler diyoruz ki bu yüksek yargı üyeleri Anadolu'daki Cumhuriyet savcılarının da oy kullandığı dört kişi olsun. Bu yargıya müdahale etmek mi, yoksa yargıyı millete indirgemek mi? Biz diyoruz ki Cumhurbaşkanımız üç tane seçsin. Bizim bu millet için mücadele etmemizi, bizim buradaki klişeleşmiş yapıyı 'Darbe Anayasası' değiştirmemizi 'Yargıyı ele geçirme" olarak değerlendiriyorlar. Ama bu millet referandumla gereken dersi bir kez daha verecektir. Eski Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer eski Anayasası Mahkemesi Başkanı iken 'Bize bu yetkileri vermeyin, çok fazla' demiştir. Artık anayasa mahkemeleri önceleri sadece şekil değişikliğini incelerken artık içeriğine de bakmaya başladı. Bu sayede bazı HSYK üyeleri ve Anayasa Mahkemesi üyelerinin hanımlarının bağlantısı tespit edildi. Ama hiç umurlarında değil yollarına devam ediyorlar. Biz ne değişiklik yapıyorsak bu yüce Türk Milleti için yapıyoruz. Biliyorsunuz ki 1990'lı yılarda hâkimler alınırken 'ben solcu almayacağım da ülkücü mü alacağım' diyen bir Adalet Bakanı vardı. Ama ne yazık ki şimdi Milliyetçi Hareket Partisi CHP ile omuz omuza verdi. Onlara destek veriyor."

