Çelik, yarın sabah saat 11.00 itibarıyla milletvekilleriyle birlikte ABD'ye geçeceklerini kaydetti. Çelik, gezinin esas amacının Türkiye'nin dış politikadaki çeşitli hamlelerini, inisiyatiflerini tartışmak ve görüş alışverişinde bulunmak olduğunu ifade etti.
Bu konuda çeşitli davetler aldıklarını dile getiren Çelik, "Bizim de görüşmek istediğimiz konular ve kişiler vardı. Görüşlerimizi bu çevrelerle paylaşacağız. Senatodan, kongreden muhataplarımızla görüşeceğiz. Çeşitli tingtang kuruluşlarından Türkiye ile ilgili çevrelerle bir araya geleceğiz. Dış politika ile ilgili görüşlerimizi onlara anlatmak istiyoruz. Benzer bir şekilde siyasilerle görüşeceği. Ülkemizin dış politikasıyla ilgi kim varsa uluslar arası alanda ortaya koyduğu inisiyatifi kim tartışmak istiyorsa görüşeceğiz. Gezi yaklaşık 5-6 gün sürecek. AK Partinin dış politika heyeti olarak, bizimle görüşme talebi olan Musevi çevrelerde dahil bir çok kişi kurum ve kuruluşla birlikte olacağız." dedi.
Türkiye'de eksen kayması olmadığını, aksine eksen kalınlaşması olduğuna işaret eden Çelik, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin İran'a yaptırım oylamasında hayır oyu kullandığını hatırlattı. Çelik, şöyle dedi:
"Bu tavrımız, dünyada ciddi şekilde yankılandı. Bu sürece nasıl gelindiği önemli. İran'ın nükleer çalışmalarıyla ilgili nükleer silah üreteceği iddiasıyla bir ambargo uygulanması doğrultusunda bir gündem var. Bu ambargo kararlarının içeriği dünyada tartışılırken Brezilya ve biz büyük bir inisiyatif göstererek İran'la takas anlaşması gerçekleştirdik. Bunda Türkiye başrol oynadı. Bu diplomasi yollarını açık tutarak İran'ı uluslararası toplumla işbirliğine yönelten bir anlaşmadır. Bu çerçevede İran elindeki bin 200 kilo az zenginleştirilmiş uranyumu Türkiye'ye verecek karşılığında tıbbı çalışmalarda yada başka yerlerde kullanılmak üzere 120 kilo zenginleştirilmiş uranyum alacaktı. Viyana grubuyla İran arasında müzakereler de devam edecekti. Türkiye bu anlaşmayı etrafında barış ve istikrar istediği için çok önemsiyor. Tahran anlaşması ülkemizin Brezilya ile birlikte gerçekleştirdiği diplomasi yoluyla barışın sağlanması ve müzakerelerin masada tutulması açısından İran ile uluslararası toplumun bir masada toplanması açısında çok önemliydi. Maalesef ortaya çıkan bu tabloyu uluslararası toplum pek değerlendiremedi."
BM Güvenlik Konseyi'nden İran'a yaptırım kararı çıkarken, Türkiye'nin verdiği hayır oyuyla ilgili çeşitli spekülasyonlar yapıldığını aktaran Ömer Çelik, şöyle devam etti: "Bu oyla ilgili Türkiye'nin batıya sırtını, yüzünü doğuya döndüğü, eksen kayması yaşadığı söylendi. Bunların hiç birinin bir gerçekliği yoktur. Türkiye'nin temel doğrultusu siyasi ve kamu yönetimi açısından, toplumsal ve ekonomik kriterleri açsından kendisine hedef olarak seçtiği çerçeve AB'dir. Türkiye bu açıdan reformlarını sürdürürken, komşularıyla sıfır sorun politikasını uluslararası toplumla olan ilişkilerini de sürdürecektir. Türkiye'nin komşularıyla gerçekleştirdiği ataklar eksen kayması olarak değerlendirilmektedir. Bu tamamen yanılış bir değerlendirmedir. Türkiye'de eksen kayması falan yok, aksine eksen sağlamlaşmaktadır, eksen kalınlaşmaktadır ve yerine oturmaktadır."
