Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı (CHP) Deniz Baykal millete komplo belgesinin altında imzası bulunan Dursun Çiçek'e sahip çıkarak, yaşananların askerle hükümet arasındaki çatlağın göstergesi olduğunu iddia etti. Demokratik açılımın milleti ayrıştırdığını ileri süren Baykal, telefon dinlemelerinin ise yasal olmadığını ifade etti.
Meclis'te partisinin grup toplantısında konuşan Baykal, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Islak imza konusuna değinen Baykal, "Bir hafta önce tayin olmuş bir tanesi. Adliyeye çağrılan subaya demişler ki 'al bak imza senin mi? O subay ne yapmış eldivenini takıyor. Ben size bir süredir parmak izi inceleyin diyorum dinlemiyorsunuz. Ergenekon savcıları ve beraberindeki sistem tutuklama kararı almış. Bir üst mahkeme oybirliği ile 'bizi ikna edecek bir delil ortada yok' demiş. Şimdi birileri hükmü verdikleri için 'yanlış olan budur' diyorlar. Sen hükmü verdin, kim olarak ne olarak verdin? O zaman fotokopi olarak inceleme yapan mahkeme diyor ki 'ben takipsizlik verdim ama belge çıkarsa yeniden sürdürürüm' diyor. Yetkili mercilerin onların da belgeyi incelemesine gerek yok mu? Anayasa'nın hak tanıdığını bir belgeyi göndermeme yetkisini nerden alıyorsunuz." diye sordu.
TELEKULAK İDDİALARI
Konuşmasında telefon dileme tartışmalarına da değinen Baykal, dinlemelerin yasal olmadığını söyledi. Bu konuda tam bir keşmekeşlik bulunduğunu iddia eden Baykal, "Ben gücümü o başsavcıya hüküm verenlerden almıyorum. Ben çalışıyorum ona birileri karar veriyor. Başsavcıyı birileri dinliyor. Yargıtay dinleniyor. Şimdi Türkiye'de şu konuşuluyor. Dinlemeler yasal hukuki değil. Elimizde buna dair yasal olduğuna dair hiçbir emare yok, yasal da değil. Şimdi bütün bunlar neden oldu. Türkiye'de TİB diye bir kurul çıktı nasıl bir kurul. Başbakan atıyor. Buradaki bilgiler kime veriliyor? Bizzat Başbakan'a veriliyor. Bunları kim denetletiyor? Başbakan denetletiyor. 70 bin kişiyi dinleyen ve 70 bin kişi de üzerine koyacak olan yerde hukuk devletinin işlediği söylenebilir mi? Bir baktık ki Türkiye temel kurumların niteliğini ortadan kaldıracak, iktidara uygun yargı ve TSK oluşturmak için, önemsenmemiş kurumlar haline dönüştürülmek için bu süreç başlatıldı. Kimse hata yapmasın. Bunun şöyle ya da bir konuya bağlanması kaos yaratır." yorumunda bulundu.
DEMOKRATİK AÇILIM
Baykal, demokratik açılım konusunda ise şunları söyledi: "Türkiye'de bu iktidar 86 yıllık TC tarihinde hiçbir iktidarın aklından bile geçirmediği çok yanlış işin içerisine girmiştir. Türkiye kurulduğu günden bu yana daima bu kimliğimizi geliştirmeye, etnik kimliği ne olursa olsun bu milletin bir parçası olduğu amacıyla yönetildi. Artık Türkiye'nin bir millet olduğu aynı cevherin damarı olduğumuz bilinci yerleşti. Hep beraber bu sürecin bu kritik aşamasında ilk kez AKP çıktı dedi ki 'önemli olan bizim etnik farklılığımızdır. Ülkeyi ayrıma sokacağız anayasayı değiştireceğiz' demeye başladılar. 'Ülkede etnik eğitim ayrımını gerçekleştireceğiz' dedi. PKK'nın hedefi budur. Biz bu milletin parçası değiliz ayrı milletiz yaklaşımı içerisine girdiler. Bunun herkes farkında değil. Bir kuşak Türkiye'de ayrı dille yetişsin Türkiye içinde kalacağı ortadadır."
Meclis'te partisinin grup toplantısında konuşan Baykal, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Islak imza konusuna değinen Baykal, "Bir hafta önce tayin olmuş bir tanesi. Adliyeye çağrılan subaya demişler ki 'al bak imza senin mi? O subay ne yapmış eldivenini takıyor. Ben size bir süredir parmak izi inceleyin diyorum dinlemiyorsunuz. Ergenekon savcıları ve beraberindeki sistem tutuklama kararı almış. Bir üst mahkeme oybirliği ile 'bizi ikna edecek bir delil ortada yok' demiş. Şimdi birileri hükmü verdikleri için 'yanlış olan budur' diyorlar. Sen hükmü verdin, kim olarak ne olarak verdin? O zaman fotokopi olarak inceleme yapan mahkeme diyor ki 'ben takipsizlik verdim ama belge çıkarsa yeniden sürdürürüm' diyor. Yetkili mercilerin onların da belgeyi incelemesine gerek yok mu? Anayasa'nın hak tanıdığını bir belgeyi göndermeme yetkisini nerden alıyorsunuz." diye sordu.
TELEKULAK İDDİALARI
Konuşmasında telefon dileme tartışmalarına da değinen Baykal, dinlemelerin yasal olmadığını söyledi. Bu konuda tam bir keşmekeşlik bulunduğunu iddia eden Baykal, "Ben gücümü o başsavcıya hüküm verenlerden almıyorum. Ben çalışıyorum ona birileri karar veriyor. Başsavcıyı birileri dinliyor. Yargıtay dinleniyor. Şimdi Türkiye'de şu konuşuluyor. Dinlemeler yasal hukuki değil. Elimizde buna dair yasal olduğuna dair hiçbir emare yok, yasal da değil. Şimdi bütün bunlar neden oldu. Türkiye'de TİB diye bir kurul çıktı nasıl bir kurul. Başbakan atıyor. Buradaki bilgiler kime veriliyor? Bizzat Başbakan'a veriliyor. Bunları kim denetletiyor? Başbakan denetletiyor. 70 bin kişiyi dinleyen ve 70 bin kişi de üzerine koyacak olan yerde hukuk devletinin işlediği söylenebilir mi? Bir baktık ki Türkiye temel kurumların niteliğini ortadan kaldıracak, iktidara uygun yargı ve TSK oluşturmak için, önemsenmemiş kurumlar haline dönüştürülmek için bu süreç başlatıldı. Kimse hata yapmasın. Bunun şöyle ya da bir konuya bağlanması kaos yaratır." yorumunda bulundu.
DEMOKRATİK AÇILIM
Baykal, demokratik açılım konusunda ise şunları söyledi: "Türkiye'de bu iktidar 86 yıllık TC tarihinde hiçbir iktidarın aklından bile geçirmediği çok yanlış işin içerisine girmiştir. Türkiye kurulduğu günden bu yana daima bu kimliğimizi geliştirmeye, etnik kimliği ne olursa olsun bu milletin bir parçası olduğu amacıyla yönetildi. Artık Türkiye'nin bir millet olduğu aynı cevherin damarı olduğumuz bilinci yerleşti. Hep beraber bu sürecin bu kritik aşamasında ilk kez AKP çıktı dedi ki 'önemli olan bizim etnik farklılığımızdır. Ülkeyi ayrıma sokacağız anayasayı değiştireceğiz' demeye başladılar. 'Ülkede etnik eğitim ayrımını gerçekleştireceğiz' dedi. PKK'nın hedefi budur. Biz bu milletin parçası değiliz ayrı milletiz yaklaşımı içerisine girdiler. Bunun herkes farkında değil. Bir kuşak Türkiye'de ayrı dille yetişsin Türkiye içinde kalacağı ortadadır."