İnternet okurlar farkında olmayabilirler çünkü Gazete HT'nin, internet sayfaları yok…
O halde iş başa düşüyor…
Efendim…
Fatih Altaylı, Gazete HT'yi grup medyasından o kadar ayrı tutuyor ki…
Adeta sahipleniyor…
Biraz itiraz olsa küçük çocuklar gibi, “Mana ne mana ne… Bu gajete menim oyuncaam, kimşeye vermem” falan bile diyebilir…
Gazete HT'deki yazarlara bir de genelge(!) yayınlayarak, kısa yazmalarını, iki sütunluk yazıların da tek sütuna indirilmesini bildirmiş…
Haliyle, yan sayfa komşusu Yiğit Bulut da tek sütuna ve kısa yazmaya başladı…
Peki kendisi?..
O yine iki sütuna ve en az üç yazı yazmaya devam ediyor…
Ve diğer yazarlarda maşallah “tık” yok…
Ama demokrasi var(!)…
Yazma özgürlüğü var (!)…
Neyse…
Bir de diğer gazetelerin genel yayın yönetmenlerini hatırlayın…
Sedat Ergin, sadece Milliyet adına yazıyor… O da çok önemli bir olay olursa…
Gelişmiş ülke medyasında Sedat Ergin'in yaptığı geçerlidir…
Vatan'da Tayfun Devecioğlu da Sedat Ergin gibi gerektiğinde yazıyor…
Yenişafak'ta Yusuf Ziya Cömert de Sedat Ergin ile Tayfun Devecioğlu ekolünden…
Ertuğrul Özkök haftanın altı günü yazıyor…
Yanlış…
Neden yanlış?..
Çünkü yazdıkları, gazetenin genel yayın yönetmeni olarak bütün kurumu bağlıyor…
Ve dibine kadar siyaset yapıyor…
Aydın Doğan'ın başı neden ağrıyor sanki, Bekir Coşkun yüzünden mi?..
Fatih Altaylı da gelecekte Turgay Ciner'in başını çok ağrıtacak…
Erdal Şafak, iç politikadan ziyade dış politika ve makro konularda yazıyor. Kurumu bağlayacak konulara ise hiç girmiyor.
Akşam'da İsmail Küçükkaya da haftada 6 kez ve kurumu bağlayıcı makaleler yazıyor.
Star'da Mustafa Karaalioğlu, kurumu bağlayacak bir şey yazmıyor çünkü onun yazdıkları doğrudan Hükümet'i ilzam ediyor…
Ekrem Dumanlı sadece kendini bağlayacak şeyler yazıyor…
Hangi gazetelerin ve gazetecilerin tasfiye olacağı onun için, siyasi gelişmelerden daha önemli…
Hâsılı…
Fatih Altaylı hem genel yayın yönetmeni..
Hem yazı işleri birinci müdürü…
Hem spor direktörü…
Hem de köşe yazarı…
Hem de…
Köşe yazarlarının makalelerine “ölçü getiren adam”…
Zor iş be aabi…
Allah, Altaylı'nın yardımcısı olsun zira bu kadar çok işe soyunan bir adam bunların hiç birini doğru dürüst yapamaz… (gazeteciler.com)
O halde iş başa düşüyor…
Efendim…
Fatih Altaylı, Gazete HT'yi grup medyasından o kadar ayrı tutuyor ki…
Adeta sahipleniyor…
Biraz itiraz olsa küçük çocuklar gibi, “Mana ne mana ne… Bu gajete menim oyuncaam, kimşeye vermem” falan bile diyebilir…
Gazete HT'deki yazarlara bir de genelge(!) yayınlayarak, kısa yazmalarını, iki sütunluk yazıların da tek sütuna indirilmesini bildirmiş…
Haliyle, yan sayfa komşusu Yiğit Bulut da tek sütuna ve kısa yazmaya başladı…
Peki kendisi?..
O yine iki sütuna ve en az üç yazı yazmaya devam ediyor…
Ve diğer yazarlarda maşallah “tık” yok…
Ama demokrasi var(!)…
Yazma özgürlüğü var (!)…
Neyse…
Bir de diğer gazetelerin genel yayın yönetmenlerini hatırlayın…
Sedat Ergin, sadece Milliyet adına yazıyor… O da çok önemli bir olay olursa…
Gelişmiş ülke medyasında Sedat Ergin'in yaptığı geçerlidir…
Vatan'da Tayfun Devecioğlu da Sedat Ergin gibi gerektiğinde yazıyor…
Yenişafak'ta Yusuf Ziya Cömert de Sedat Ergin ile Tayfun Devecioğlu ekolünden…
Ertuğrul Özkök haftanın altı günü yazıyor…
Yanlış…
Neden yanlış?..
Çünkü yazdıkları, gazetenin genel yayın yönetmeni olarak bütün kurumu bağlıyor…
Ve dibine kadar siyaset yapıyor…
Aydın Doğan'ın başı neden ağrıyor sanki, Bekir Coşkun yüzünden mi?..
Fatih Altaylı da gelecekte Turgay Ciner'in başını çok ağrıtacak…
Erdal Şafak, iç politikadan ziyade dış politika ve makro konularda yazıyor. Kurumu bağlayacak konulara ise hiç girmiyor.
Akşam'da İsmail Küçükkaya da haftada 6 kez ve kurumu bağlayıcı makaleler yazıyor.
Star'da Mustafa Karaalioğlu, kurumu bağlayacak bir şey yazmıyor çünkü onun yazdıkları doğrudan Hükümet'i ilzam ediyor…
Ekrem Dumanlı sadece kendini bağlayacak şeyler yazıyor…
Hangi gazetelerin ve gazetecilerin tasfiye olacağı onun için, siyasi gelişmelerden daha önemli…
Hâsılı…
Fatih Altaylı hem genel yayın yönetmeni..
Hem yazı işleri birinci müdürü…
Hem spor direktörü…
Hem de köşe yazarı…
Hem de…
Köşe yazarlarının makalelerine “ölçü getiren adam”…
Zor iş be aabi…
Allah, Altaylı'nın yardımcısı olsun zira bu kadar çok işe soyunan bir adam bunların hiç birini doğru dürüst yapamaz… (gazeteciler.com)
