Elektriksiz ve susuz çadırlarda yaşam savaşı veren arıcılar, sıkıntılarına çözüm bulunmasını istiyor.
Ürünlerini satamamalarının sebebi olarak sahte balları gösteren arıcılar, yetiştirici birliklerinin de bu konuda hiçbir çalışma yapmadığını öne sürüyor.
Ailesiyle birlikte Sivas'tan bir ay önce bin 300 kovan arısıyla gelen ve 25 yıldır bu meslekle uğraşan Taki Aktürk (50), kendilerine sahip çıkılmasını istedi.
Arıcıların köle gibi kullanıldığını ileri süren Aktürk, "Bir teneke bal 27 kilogram. ve 80-90 lira istiyorlar. Ballar burada duruyor. 800 bin teneke bal üretildiği söyleniyor, bu yalandır. En fazla 400 ile 500 bin tenekedir. Dokuz, on firma, arıcıların üzerinde oyun oynuyor. Bunlara da üst birlik ve birlikler yardımcı oluyor, bizi peşkeş çekiyorlar. Onlardan da şikâyetçiyiz." dedi.
Aktürk, Sağlık ile Tarım ve Köyişleri bakanlıklarından izinli sahte balların piyasada bal şurubu olarak satıldığını öne sürerek, "Bu ürünler glikozdan başka bir şey değil. Bunların ayrıştırılması gerekiyor. Balın fiyatının ayrı, şuruplarınınki ayrı olmalı. Önüne 'Saf bal', arkasına 'Bal şurupludur' diye yazıyorlar. Bütün otellerde de satılıyor. Birlikler bunlara göz yumuyor. Birliklerse sadece arıcıları kayıt altına aldı, başka yaptıkları bir şey yok." şeklinde konuştu.
Eşi Taki Aktürk'le birlikte gelen Nimet Aktürk (46) ise yaşam şartlarından şikayet etti.
Arıcıların büyük sıkıntıları olduğunu kaydeden Aktürk, "Suyumuz ve elektriğimiz yok. Çadırın içinde, yılanların ve akreplerin üzerinde yaşamaya çalışıyoruz. Sahip çıkanımız yok. Çoluğumu çocuğumu bırakıp geldim buralara ancak ürettiğimizi bile satamıyoruz. 20 yıldır bu işle uğraşıyorum, böyle rezillik görmedim. Bal para etmiyor. Nasıl geri döneceğimizi bilmiyorum. Bir tane birlik başkanını bu çadırda görmedik." dedi.
On bir yıldır arıcılıkla uğraşan Adanalı Can ailesi de ürettikleri balları satamamaktan şikayetçi.
Geçimlerini sağlamak için zor şartlar altında çalışmak zorunda olduklarını anlatan Yunus Can (63) ile Gülbahar Can (55) çifti, 6 aydır dağlarda bulunduklarını vurguladı.
Adana'nın Kozan ilçesinden, Muğla'nın Milas ilçesi Pınar köyüne gelen Güngör Can (49) ise 17 yıldır organik bal ürettiğini belirterek, çok zor günler geçirdiklerini dile getirdi.
Tepkisini bir teneke balı yere atarak gösteren Can, "Mümkünse bu sahte ballara çözüm getirsinler. Yoksa arıcılar olarak gereken neyse onu yapacağız. 110 teneke mahsulüm oldu, elimizde kaldı. İki aydır buradayız, beş kuruş paramız yok. Kurban Bayramı geliyor, çoluğumuzun çocuğumuzun yanına gidemiyoruz. Yetkililere sesleniyorum, sahte ballara çözüm bulsunlar. Bize de pazar bulmalarını istiyoruz. 225 lira olan balın tenekesi, şimdi 2 ay vadeli 100 lira. Buraya 2 bin liraya geldim, 2 bin lirada geri gitmek için nakliye vereceğim, 750 lira da yer parası ödedim. Memleketime dönecek param kalmadı." diye konuştu.
Gökova'da bal tesisi sahibi olan Fikret Çalca da turistik tesislere bal veremediklerini söyledi.
Çalca, "Tesisler, dörtte bir fiyatına sahte bal alıyor. Bu yıl bal rekoltesi iyi fakat ihracat ve iç pazardaki daralmadan dolayı mallar elimizde kaldı. Türk Gıda Kodeksi'nin balla ilgili maddelerinin değişmesi lazım. Sahte bal ve arıcıların sıkıntılarıyla arı yetiştiricileri birliklerinin uğraşması gerekir. Bir ay sonra tesisimizin açılışını yapacağız. Burası, Muğla arıcısının bir prestijidir, ileride ihracata kadar gidebiliriz. Paketlemenin en küçüğünden en büyüğüne kadar yapabiliyoruz." ifadesini kullandı.
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkezi Birliği İkinci Başkanı Ziya Şahin ise arıcılara sahip çıkmadıkları iddiasını reddederek, "Arkadaşlarımız duygu sömürüsü yapıyor. Yerleşim yeri olarak gerçekten bu sene büyük sıkıntı çekiliyor. Arıcılık Yönetmeliği'nde bahsi geçmesine rağmen arılıklar oluşturulamadı. Arıcılarımızın, temelde ballarını satamamaktan mütevellit büyük bir sıkıntıları var." görüşünü savundu.
Bal maliyetleri 2009 yılında 6,30 lira olmasına rağmen üreticiden alışın 4 lira olduğunu kaydeden Şahin, fiyatların geçen seneye göre yüzde 60-70 düştüğünü vurguladı.
Bal alım firmalarının üreticilere, balları olduğu ancak ihracat yapamadıkları yönünde spekülatif hareketleri yapıldığını anlatan Ziya Şahin, şunları kaydetti: "Bu şekilde üreticimiz mağdur edilmektedir. Böyle giderse sokağa dökülebilirler. Devletin, ihracat konusunda önümüzü açmasını bekliyoruz."
