SON.TV / DERLEME HABER - Almanya'da 8'i Türk 10 kişinin öldürülmesiyle ilgili NSU davası Münih'te başlıyor. Almanya'da 2000-2007'de 8'i Türk 10 kişiyi öldürmekle suçlanan aşırı sağcı "Nasyonalsosyalist Yeraltı" (NSU) hücresinin davasının görülmesine Münih'te başlanacak.
NSU NASIL VE NEREDE ÖRGÜTLENDİ?
Nasyonel Sosyalist Terör Hücresi NSU, Jena ya da Zwickhau terör örgütü olarak anılıyor. Eylemlerimi yaptıkları zaman dilimi ve yerler dikkate alındığında iki ismin de örgüte uyduğunu söylemek mümkün. Fulya Canşen'in derlediği NSU'nun önemli durakları şöyle:
Jena
NSU’nun üç asıl üyesi olan Uwe Böhnhardt, Uwe Mundlos ve Beate Zschäpe bu küçük üniversite kentinden geliyor. Üç teröristin doksanlı yıllarda düzenli olarak Jena’nın Winzerla semtinde bir gençlik kulübünde buluştuğu NSU’nun bu buluşmalar sırasında kurulduğu tahmin ediliyor. Kentin tiyatro meydanında 10 gram patlayıcı madde TNT bulan polis, örgüt üyelerinin 1996 ve 1997 yıllarında bomba yapımına giriştiğini de tespit etti. Nitekim polisin uyarısı üzerine harekete geçen Anayasayı Koruma Dairesi çalışanları örgütün bir garajı bomba yapımında kullandığını ortaya çıkardı. 1998 yılında düzenlenen bir operasyonda 1.5 kilo TNT daha bulundu. Bunun arkasında Böhnhardt, Mundlos ve Zschäpe’nin olduğu belirlendi.
Chemnitz
Soruşturmayı yapan emniyet yetkilileri, NSU üyelerinin Chemnitz’i bir kaçış şehri olarak kullandıklarını tahmin ediyor. Teröristlerin burada yer altında yaşayarak eylemlerini planladıkları sanılıyor. İlk soygununu 1998 yılında burada gerçekleştiren örgüt üyelerinin kaçarken yolda bir kişiyi yaraladığı da tespit edilmişti. Bu eylemi 1999 yılında bir posta merkezine yapılan soygun takip etti. Ayrıca 1999 yılından itibaren NSU’nun elebaşı olan üç teröristin, Chemnitz’de bir ev kiralayarak destekçileriyle birlikte burada yaşadığı da biliniyor. NSU, seri cinayetlerinden ilkini ise 2000 yılı Eylül ayında Nürnberg’de gerçekleştirdi.
Zwickau
Yapılan soruşturmalarda Böhnhardt, Mundlos ve Zschäpe’nin 2001 yılında Zwickau’da bir ev kiraladığı da ortaya çıktı. Örgütün seri cinayetlerinin çoğunu 2001 yılında gerçekleştirdiği dikkat çekiyor. En son cinayeti de 2007 yılında Heilborn’da işlediler ve bir kadın polisi öldürüp bir diğerini yaraladılar. Bu olaydan birkaç ay önce teröristlerden Zschäpe‘nin komşularının şikayeti üzerine polis tarafından ifadesinin alındığı ve serbest bırakıldığı da kayıtlara geçti. 2008 yılında teröristler yine Zwickau’da başka bir sokağa, Frühlingsstrasse’ye taşındılar.
Eisenach
Böhnhardt ve Mundlos Eisenach kentinde, 4 Kasım 2011 tarihinde bir karavanda ölü olarak bulundu. Teröristlerin bundan önce bir banka şubesini soyarak 75.000 Euro çaldığı belirlendi. En son olarak teröristler karavanlarının yakınında kendilerine silah doğrultan bir polis memuruna ateş ettiler. Daha sonra Mundlos’un Böhnhardt’ı vurduğu, karavanı ateşe verdiği ve kendisini öldürdüğü tahmin ediliyor. Bundan üç saat sonra da kadın terörist Zschäpe’nin Zwickau’daki evi ateşe verip, uzun bir tren yolculuğuna çıktığı, memleketi Jena’ya gelip polise teslim olduğu ortaya çıktı.
Uluslararası bağlantıları var!
Almanya’da daha önce benzerine rastlanmayan seri cinayetlerin sorumlusu NSU üyelerinin eylemlerini sadece yurtiçinde değil, yurtdışında da sürdürdüğü ortaya çıktı. NSU hakkında bilinen bir gerçek de, bu örgütün Neo-Nazi çevresiyle bağlantılı olduğu. Çoğu Türkiye kökenli göçmenlere yöneltilen seri cinayetlerin NSU örgütü tarafından işlendiği ortaya çıktıktan iki gün sonra ilk dayanışma çağrısı Zwickaulu Neo-Nazilerden gelmişti. Sachsen Eyaleti’ne bağlı Rothenburg kentinde ise aşırı sağcıların düzenlediği rock konserinde ölen teröristler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
Parti içinde de şiddet yanlısı üyeler bulunuyor
Federal Anayasa Dairesi’nin verdiği bilgilere göre, Almanya’da yaşayan 22 bin 400 aşırı sağcıdan 9 bin 800’ü şiddet eğilimi olan Neo-Nazi. Tespit edilen son rakamlar aşırı sağcıların 2011 yılında 775 şiddet eylemi gerçekleştirdiğini gösteriyor. Aşırı sağcılar ideolojilerinin bir parçası olan şiddeti ağırlıklı olarak göçmenlere, Yahudilere ve eşcinsellere yöneltiyorlar. Aşırı sağcıların militer kanadı ise çoğu genç ve erkeklerden oluşan skinheadler olarak adlandırılıyor. Otonom Nasyonalistler ve Siyah Blok da şiddetinden korkulan diğer gruplar arasında. Aşırı sağcı parti üyeleri içinde şiddet yanlısı olanların bulunduğu da biliniyor. Silahlı mücadeleden yana olmadığını sık sık dile getirse de yasaklanması gündemde olan aşırı sağcı parti NPD de şiddet yanlısı aşırı sağcılar gibi demokrasiyi reddediyor yerine cemaatçiliği savunuyor. Nasyonalizmin yanı sıra ırkçılık ve Yahudi düşmanlığı da aşırı sağın ideolojisinin ayrılmaz bir parçası.
Aşırı sağcı şiddet Almanya’nın bir parçası
Aşırı sağcı şiddet Almanya’da yeni türeyen bir kavram değil. 1980 yılında Münih’te aşırı sağcıların düzenlediği bombalı eylemde 13 kişi hayatını kaybetmişti. 1991’de aşırı sağcılar Sachsen Eyaleti’ndeki Hoyerswerda’da yabancıların yaşadığı yerleri işgal etmiş, bundan bir yıl sonra da Rostock-Lichtenhagen’da yine aşırı sağcılar bir mülteci kampına saldırmış, çevre halkı bu saldırıyı tezahüratlarla desteklemişti. 1992 yılında Mölln, 1993’de de Solingen’de Türklerin oturduğu evler ateşe verilmiş 8 kişi hayatını kaybetmişti. Mannheim’da yine Türklerin yaşadığı evde çıkan yangına aşırı sağcıların neden olduğu iddia edildi ama ispatlanamadı. Bunlar sadece kamuoyunda ses getiren eylemler. Anayasayı Koruma Dairelerinin yanı sıra bazı sivil toplum örgütleri de aşırı sağın şiddet bilançosunu düzenli olarak çıkarıyor. Resmi kurumlarla sivil toplum örgütlerinin saydığı eylemlerin sayısında gözle görülür bir fark olduğunu belirtmekte yarar var.
TÜRKLER NASIL HEDEF ALINDI?
.
.
.
.
.
.
.
.
.