Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun daveti üzerine Türkiye'ye gelip bir dizi temas ve görüşmelerde bulunan Avusturya Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger, Samsun'da da çeşitli açılış ve ziyaretlere katılıyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz'ı makamında ziyareti sırasında gazetecilerin yatırımlar ve ihracat konusundaki sorularını cevaplayan Spindelegger, "Yatırımlarla ilgili yoğun bir dönemin başlangıcındayız diyebilirim. 2010 yılının ilk yarısında Türkiye'ye yapılan ihracatın yüzde 33.3 oranında artış gösterdiğini gördük. Ama aynı şekilde tam tersi Türkiye'nin de Avusturya'ya yaptığı ihracatta yükselme gözlenmektedir. Benim düşüncem, daha da artabilir. Bugünkü OMV temel atma töreni de bu açıdan çok ehemmiyet arz ediyor." dedi.
Türkiye'de yatırımlara devam edileceği sinyalini veren Avusturya Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger, şöyle konuştu: "Bizde eski bir deyim var. Güvercinlerin olduğu bir yere daha fazla güvercin gelir. Gelecekte de daha fazla proje, yatırım gelecektir. Bu enerji şirketinin gaz santrali çok büyük bir yatırımdır. Bu şirketlerimizin büyük yatırımlar yapacağını düşünüyorum."
DEMİR: BÜYÜK DEPREM TESPİTİ YOK
Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir ise Marmara Bölgesi'nde gerçekleşen mevcut artçı depremlerin büyük depremin habercisi olduğuna dair bilimsel ve net bir tespitin olmadığını savundu.
Bakan Demir, "Bu 4.5 şiddetinde bir deprem. Daha büyük bir depremin habercisi midir, öncüsü müdür, bilimsel anlamda böyle bir tespit yok. Bunu ifade etmek lazım. Ama bildiğiniz gibi İstanbul'da özellikle Marmara'da bir deprem bekleniyor. Bilim adamları ifade ediyor. Geçmiş tarihi periodlara baktığımızda da böyle bir depremin olma ihtimali yüksek ama bunun zamanı 10 yıl sonra mı 30 yıl sonra mı olur, kimsenin bu konuda şimdi bir şey deme imkanı yok. Depreme hazırlık konusunda ise 10 yıl öncesine göre daha hazırız." diye konuştu.
Depreme hazırlık noktasında genel ve yerel yönetimler elinden gelen sorumluluğunu yerine getirmek için gayret sarfettiğinin altını çizen Bakan Demir, "Yeni yapılan yapılar depreme dayanıklı ve güvenli bir şekilde inşa ediliyor. Artık imar planlarına, ruhsatlara, projelere uygun binalar yapılıyor. Ruhsatlık bina yapımı yüzde 100 oranında durmuş vaziyette. Bir de geçmişte yapılan ve depreme dayanıklı olmadığı tespit edilen kent yapıları dokular dayanıklı hale getiriliyor. Kamu yapıları güçlendiriliyor, alt yapı yatırımlarıyla gerekli güçlendirmeler yapıldı. Vatandaşımız kendi mülkiyetindeki dayanıksız yapıları yıkıp yeniden yaparak güçlendiriyor. Ciddi dönüşüm projeleri uygulanıyor. Toki yaygın şekilde kentsel dönüşüm projelerini yapıyor. Her gün hazır olma noktasında mesafe katediyoruz. Halen yapı stoğumuzun ciddi kısmı olası bir depremde yıkılma riski taşıyor. Bu 10 yıl öncesinde İstanbul için yüzde 40 ise bugün yüzde 15 civarında." ifadelerini kullandı.
