Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’nin 2023’teki hedeflerini yakalaması için eğitimde kalitenin artırılması gerektiğini söyledi. Babacan, "Bu açıdan öğretmenlerimiz çok önemli. İyi eğitilmiş öğretmennin yerini hiçbir şey tutmuyor. Ne teknoloji ne de başka bir şey. Eğitimdeki kaliteyi arttıramazsak ekonomide de bir gelişme kaydedemeyiz.” dedi.
Stratejik Düşünce Enstitüsü'nün düzenlediği 'Global Ekonomik Krizin Türkiye’ye Yansımaları' konulu panele katılan Babacan, Küresel krizin Türkiye’ye etkileri konusunda açıklamalarda bulundu.
“RİSK ALAN BANKALARI ANINDA UYARIYORUZ”
Türkiye’de her banka ile ilgili belli aralıklarda stres değerlendirmesinde bulunulduğunu hatırlatan Bakan Babacan, “Bankalarımızda varsa bir risk en başından önleniyor. Bankacılık sektörümüz kuralla uyma konusunda önemli hassasiyet gösteriyorlar. Kriz öncesi dönemde, kamu maliye borç stoğu ve bankacılık sektöründe sıkıntılar olmadığı için ülkemiz problem yaşamadı. Biz bu kriz sürecinde, bankalara kamudan kaynak aktaramayan tek ülkeyiz. Böyle bir dönemde dikkatli davranmamız gerekiyor. Biz 3 yıl boyunca bütçede sıkı politikalar uyguladık. Para politikalarında da gün gün ne gerekiyorsa o adımları atıyoruz.” ifadelerini kullandı.
YENİ TEŞVİKLER AÇIKLANACAK
“Kuşkusuz bizim enflasyon sorunumuz var.” diyen Babacan, şöyle konuştu: “Kasımda, aralık ayındaki riskleri önlemek için alınan tedbirler istikrarı korumak içindi. İstikrar ve güven varsa zaten hiç bir şeyden korkmamıza gerek yok. Biz o kesimden bu kesimden gelen eleştire bakamazdık. Biz makro ekonominin gerekleri ne ise onu yapmaya çalıştık. Finans alanında atacağımız adımlar, yatırım ortamlarının iyileştirilmesi konusunda adımlar atılacak. Türkiye’de bazı sektörlerde üretimin oluşturulması temel hedefleri oluşturuyoruz. Rekabet edeceğimize inandığımız alanlarla ilgili teşviklerimizi birkaç haftaya açıklayacağız.”
“KRİZİN İKİ ÖNEMLİ AYAĞI: BANKACILIK VE KAMU MALİYESİ BORÇ STOKU”
Babacan’a göre, bu krizin iki önemli alan var: Bankacılık ve kamu maliyesi borç stoku. Bakan Babacan, küresel krizin başlamasının sebebini ise tedbirlerin zamanında alınamamasına bağladı. Bankaların kredi hacminin oldukça hızlı arttığı ve ülke borçlarının ile kamu borçlarının arttığı bir ortamda, küresel krizin yaşanmasının kaçınılmaz olduğuna işaret eden Babacan, “Bankalar bol miktarda kredi dağıtırken yöneticiler, krediyi alanlar ve hükumetlerin hiç birinden ses çıkarmıyordu. Çünkü herkes yaşanan gerçek olayan refah düzeyinden memnundu.” ifadelerini kullandı.
“AB MASTRİCK KRİTERLERİNDEN SAPMASAYDI SORUN YAŞAMAZDI”
Ekonomide güvenin zor kazanıldığını belirten Babacan, şöyle devam etti: “Güven tuğlaların üst üste konulması gibi zor inşa edilir. Ama güvenin sarsılması çok hızlı olur. Tekrar inşa etmeye başladığınız zaman, sıfırdan başlamak zorundasınız. Bunun hemen yanında AB’de yapısal sorunlar bulunmaktadır. AB’de rekabet edecek ülke sayısı giderek düşmektedir. Pek çok AB ülkesinde iş gücü piyasası sorunları var. Kazanmayınca refah üretemezseniz. Yunanistan örneğinde yaşandığı gibi. Yangına küçükken müdahale etmek zorundasınız. AB’de Mastrick kriterlerine uyulsaydı sorun yaşanmazdı.”
CİHAN
