Dün istiklal marşımızını kabulünün yıldönümünü kutladık. Bu tarihi bir kez daha hürmetle hatırladık. 12 Mart 1921 de TBMM'nin muhterem üyeleri tarafından kabul edilişini tekrar anıyoruz ve inançla sahipleniyoruz.
Büyük miletimizin umutlarını, heyecan ve sitemlerini istiklal marşımız satırlarında barındırması bakımından edebi bir dehadır.
Bu günde millet bekasına yönelik mesajların tamamını istiklal Marşı'mızın derin anlamında bulmak mümkündür. ezelden beri hür yaşamış bir milleti yaklaşık bir asır sonra, yeni bir bağımsızlık mücadelesine yönlendiren ağır şartlar, ülkemizi yönetenler tarafından cumhuriyetin karşısına yeniden çıkartılmıştır.
İlkesiz AKP yönetiminin bu tarihi mesajı layıkıyla anlamasıdır beklentimiz. Hepimize düşen en büyük görev, İstiklal Marşı'nda anlamını bulan mücadalenin farkına varmak olmalıdır.
Milli vicdanlar karşılarına çıkan her engeli yıkmaya kararlı oldukça, Türk milleti daim kalacak ve bir daha İstiklal Marşı yazmaya gerek kalmayacaktır.
AKP KENE GİBİ...
Hükümet deyim yerindeyse milletimizin kene gibi kanını enmektedir. Dayanma gücünü eritmektedir. Çatışma ve kavga dinamikleri kök salmakta, tahammül ağır yara almaktadır.
Demokrasinin kalesi, diyaloğun çağrısı bu kafa yapısı tarafından hedef alınarak yıpratılmaktadır. AKP'nin getirdiği her teklif taze bir kriz habercisi olmaktadır. AKP'nin kendi dışında dikkat kesildiği, önerilerini kaale aldığı hiçbir kimse ve kesim yoktur. Bu yüzden iktidar zihniyeti otoriter eğilimlerle tamayüz etmekte ve diktatörlük emareleri göstermektedir.
Bin yıllık alın terinin armağanı olan inancı, farklılık hezeyanları ile kıskaca alan bu garabettir.
Birlik ve baraberliği etnik tortularla yok etmek isteyen bu hastalıklı siyasettir.
Millet kudretini zaafa düşürmek için suikastler düzenleyen bu kara siyasettir.
Nifak siyasetinin paratoneri olarak kullanılan kavram ve kuramlar, kirli siyaseti ve ağır neticelerini saklamaya kafi gelmemiştir. AKP zihniyeti her şeyi kendine göre yorumlamış, ülkemizi korkuların yörüngesine sokmuştur.
AKP'yi alkışlayanlar demokrasi yanlısı, karşısında duranlar ise millet iradesine taş koymaya çalışıanlar olarak gösterilmiştir.
4+4+4 yasası görüşülürken komisyonda yaşananlar bize bunları fazlasıyla göstermiştir.
AKP'nnin üzerinde düşünmeden yasalaştırmaya çalıştığı eğitimdeki yeni düzenleme teklifi, çok sorunlu ve sancılı bir sürecinde kapısını aralamıştır.
Bu alandaki ısrar ve inat saflaşmaya sebebiyet vermiştir. AKP'nin yasallaştırmak için uğraştığı eğitim sisteminden yalnızca kendisine oy verenlerin çocukları istifade etmeyecektir.
Biliyoruz ki eğitim insan ve eğitimi hayatında yeri doldurulamaz bir ayrıcalığa sahiptir.
Eğer eğitim alanındaki bir düzenlemenin yangından mal kaçırırcasına yasalaştırılmaya çalışılırsa bunun adı despotluk olacaktır. AKP bu uygulamalarıyla alman nazi yönetimlerine bile taş çıkartmıştır.
Milli Eğitim Komisyonu'nda AK Parti'nin kabadayılığı yozlaşmanın işaretidir.
AKP'nin demokratik vicdanı yaraladığı netleşmiştir. Pazara kadar bitirin talimatı alan milletvekillerin günlerce 4 maddesi görüşülmüş yasanın, 20 maddesinin 20 dakikada oylanması demokrasiyle baağdaşmaz. Zorlamalarla emrivakilerle TBMM Genel Kurulu'na getirilen yasa teklifinin geri çekilmesi ve gerginliğin sonlanması gerekmektedir.
Teklifte imzası bulunan milletvekilleri, önerilerinden gecikmeden vazgeçmeliler.
Türkiye'nin yarınları, bu şekilde mi hazırlancak? Bu saldırgan yöntemle mi temellendirelecektir?
Gelcceeğin resmi çekişerek nasıl oluşacak?
AKP demokratik değerleri sulandırmakta, söz ve fikir ileri sürme özgürlüğünü boğazlamaktadır. Böylesi bir mantıkla hazırlanan eğitim sisteminin kimseye bir yararı olmayacaktır.
Edebin, hürmetin, insaniyetin bu kadar ayaklar altına alındığı başka bir döneme de rastlanmamıştır. Bir kanun teklifinin görüşülmesi sırasında kürsü işgalleri ve kavgaların yaşanması, vekilller için utanç vericidir. Bu ortama çanak tutan, tahrik eden AKP, bunun için olağanüstü gayret sergilemiştir.
Gayet açıktır ki Türkiye AKP sorununu yaşamaktadır.
4+4+4 eğitim sistemi antidemokratik ve meşruiyetten uzak kalmıştır. Herkes hazmetmek zorunda sözleri, zaten AKP'nin nasıl bir zihniyetle yol aldığını sergilemiştir.
ANADİLDE EĞİTİM
Anadil'de eğitim ede yeşil ışık yakılacak. AKP'nin varmak istediği mecra şimdiden belli olmuştur. Yeni eğitim modeli PKK açılımının bir kolu olarak kendisini göstermiştir. Bize göre millilik vasfı iyice aşınan eğitim hayatının, yıkım projesine bağlanması, büyük bir terbiyesizlik örneği olarak anılacaktır.
AKP'nin amacı milli ve manevi kültüre hakim gençlik yetiştirmek değil, AKP için asıl hedef, körpe dimağları, diri heyecanları parçalamanın ara bir istasyonu haline getirmektir. Bu na da şüphesiz AKP'nin hakkı yoktur gücü de yetmeyecektir.
AKP'nin planladığı eğitim sistemi büyük bir krizi tetikleyecektir. Öncelikle müfredat üstünde pedagojik konular üzeride durmak gerekirken, bunlar görmezden gelinmiştir.
Her bakan değişikliğiyle sözde reformlar başlatan hükümet her şeyi oyuncağa çevirmiştir!..