Bakan Dinçer, ‘Teklif, eğitim sistemimizin yapısal sorunlarına ve gelecek hedeflerimize dönük önemli bir düzenleme’ dedi.
TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu, 8 yıllık kesintisiz eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaran kanun teklifini, iki saat süren usul tartışmasının ardından görüştü. Teklifin üzerinde Hükümet adına söz alan Milli eğitim bakanı Ömer Dinçer, 8 yıllık zorunlu eğitimde gelinen noktanın yeterli olmadığının görüldüğünü belirtti.
Dinçer, 8 yıllık zorunlu eğitime geçişte, ilkokullar ile ortaokulların birleştirilmesi sonucunda çeşitli sorunların ortaya çıktığını, farklı yaş grupları ve gelişim özellikleri gösteren öğrencilerin aynı çatı altında eğitim görmelerinin farklı sıkıntılar ortaya çıkardığını ileri sürdü.
‘Kız-erkek ayrımı yok’
Kesintisiz eğitim sistemin yapılandırılma biçiminden kaynaklanan sorunların sürdüğünü söyleyen Dinçer, “Hem bu yapısal sorunların çözülmesi hem de öğretim programlarının toplumun, ekonominin ve demokrasinin ihtiyaçları ile birlikte, bireylerin ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerinin gerektirdiği yönlendirmeyi mümkün kılacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir” diye konuştu.
Eğitim ve öğretim hizmetlerinde hedeflerini, “kız-erkek ayrımı yapmaksızın herkesi eğitmek, rekabet içinde geliştirmek ve hayata hazırlamak” diye açıklayan Dinçer, eğitim sistemini yeniden düzenlendiklerini belirterek, şöyle devam etti:
“Eğitim ve öğretim süreçlerini hayat boyu öğrenmeye dahil eden anlayış içerisinde getirdiğimiz kanun teklifiyle eğitim süresinin 12 yıl olarak yeniden yapılandırılması öngörülmüştür. Sekiz Yıllık Kesintisiz Zorunlu İlköğretim Kanunu, 1997’de yürürlüğe girdi. Kanunun hedeflerinden ilki, ikili öğretime son vermekti.
İkinci hedef, sınıf mevcutlarını 2000 yılına kadar aşamalı olarak 30’a çekmekti. İki konuda da hedefin çok gerisinde kalınmıştır. Bir diğer hedef, ilköğretimde öğrencilere en az bir yabancı dil öğretilmesiydi. Birçok ilimizde ham hayal olarak kaldı.”
Darbe ve 28 Şubat
Dinçer, kesintisiz zorunlu ilköğretim uygulamasına büyük bir öğretmen açığıyla başlandığını ve meslek liselerine büyük darbe vurduğunu, merkezdeki okullarda yığılmalara neden olduğunu iddia etti. 8 yıllık zorunlu ve kesintisiz eğitimin, bu haliyle amaçlarına ulaştığını söylemenin mümkün olmadığını belirten Dinçer, sözlerini şöyle tamamladı:
“8 yıllık süre ve uygulaması konusunda ilgili kesimler arasında, genel olarak ihtilaf bulunmamaktadır. Ancak bunun kesintili mi kesintisiz mi olacağı konusundaki tartışma, özellikle 1980 askeri darbesi sonrası ve 1997 yılındaki 28 Şubat süreci sonrası dönemde gündeme gelmiştir.
Dönemin doğası gereği 8 yılık eğitimin kesintisiz olması yönündeki görüşler, konjonktürel olarak ağırlık kazanmış ve bu konudaki karşıt görüşler dikkate alınmamıştır.
İHL’lere karşı
İmam hatip liselerinin önünün kesilmesi mantığıyla geçilen 8 yıllık kesintisiz eğitim uygulamasıyla, süreç tüm meslek liselerini olumsuz etkilemiştir. Kanun teklifiyle, zorunlu eğitimin kademeli bir yapıyla 12 yıla çıkarılması amaçlanmaktadır. Teklif, eğitim sistemimizin halihazırdaki yapısal sorunlarına ve gelecek hedeflerimize dönük önemli bir düzenleme.”
‘11 yaşında çıraklık’ için eleştiri
3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu’nda da değişiklik öngören ve çıraklık yaşını 11’e indiren yasa teklifi yeni bir tartışma yarattı. Türkiye 1998’de Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 138 sayılı “İstihdama Kabulde Asgari Yaşa İlişkin” sözleşmesini ve 2001’de 182 sayılı “Çocuk İşçiliğin En Kötü Biçimlerinin Önlenmesi İçin Acil Önlemler” sözleşmesini onayladı. 138 sayılı sözleşme; 15 yaş altı çocukların, 182 sayılı sözleşme ise sokakta, mevsimlik işçilik gibi alanlarda 18 yaş altı çocukların çalıştırılmasını önlemeye yönelik. Ancak çıraklık “öğrencilik” statüsünde sayılıyor. Çıraklar işyerinde işçi sayısına dahil edilmiyor. Mevcut düzenlemede, çırak olabilmek için 14 yaşını doldurmuş, 19 yaşından gün almamış olmak gerekiyor. Ancak teklifle çocukların 11 yaşında çırak olmasının önünün açılacak olmasını muhalefet eleştiriliyor