Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün Edirne'de yapılan Türk-Yunan 1. Bölgesel İş Konseyi'nde yaptığı konuşmada, AB ile imzalanan Gümrük Birliği anlaşmasının, malların serbest dolaşımına imkan sağladığını, ancak vize engeli nedeniyle iş adamlarının böyle bir imkandan faydalanamadığını ifade etti. İş adamlarının serbest dolaşmaması durumunda, malların serbest dolaşımının bir anlam ifade edemeyeceğini belirten Ergün, haksız rekabete yol açan ticaretin önündeki bu engelin kaldırılmasını istedi.
Türk-Yunan 1. Bölgesel İş Konseyi Toplantısı'na katılmaktan büyük mutluluk duyduğunu anlatan Ergün, Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin her geçen gün komşulara yakışır bir şekilde geliştiğini belirtti.
Ergün, "Yaklaşık bin yıldır ortak bir coğrafyayı paylaşan, müziği, dansları, yemekleri, neşe ve hüzünleri birbirine çok benzeyen bu iki toplum arasındaki ilişkilerin daha üst noktalara taşınması gerektiğine inanıyoruz. Zaten halklarımızın birbirine yakınlaşmasında bu toplum kültürel dinamikleri önemli rol oynamış." dedi.
Bu yakınlaşmanın stratejik bir ortaklığa dönüşmesinde, iş dünyasının büyük bir sorumluluk taşıdığını anlatan Ergün, ekonomik ilişkilerin, siyasi ilişkilerin istikrar kazanmasında çok önemli vazife gördüğünü, bu nedenle iş dünyasının karşılıklı yatırımları ve iş imkanlarınının, kendi menfaatleri olduğu gibi ülkeler için de yararlı olacağını kaydetti. Bakan Ergün, şunları söyledi:
"İki toplumun da tarihi kelepçelerinden kurtularak, önyargıları yerine işbirliğini geliştirmeyi çok önemsiyoruz. Zira Türkler ve Yunanlılar insanlık tarihinde önemli rol oynamış iki millettir. Bu nedenle aramızda inşa edeceğimiz işbirliğinin sadece bizler için değil bulunduğumuz coğrafya ve dünya için de önemli olduğuna inanıyoruz. Tarihte iki toplum arasında anlaşmazlıklar çıktığı iki ülkenin bazı alanlarda rekabet içinde olduğu bir gerçektir. Ancak tarihi yükleri omzumuzda taşıyıp durmanın iki toplumun menfaatine olmadığı da bir gerçektir."
Ege sorunları nedeniyle iki ülkenin üstlenmek zorunda kaldığı askeri harcamaların kamuya ne kadar yük olduğunun gayet açık olduğunu anlatan Nihat Ergün, halbuki Ege'yi ülkeleri ayrıştıran değil, birleştiren bir denize çevirmenin de mümkün olduğunu açıkladı.
Özellikle Başbakan'ın, Mayıs ayında gerçekleştirdiği ziyaretin ilişkilerde yeni bir çığır açacağına inandığını kaydeden Ergün, "O seyahatte siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerin boyutunu değiştirecek 22 önemli anlaşma imzalandı. Bu rakamın son 80 yılda imzalanan bütün anlaşmalardan daha fazla bir rakam olduğunu hatırlatmak isterim. Gerek Başbakanımızın gerekse Yunanistan Başbakanının, ilişkilerimizi geliştirmek için gösterdiği emek ve kararlığı iki ülke ilişkilerini daha iyi noktalara getireceği ümitlerimizi artırmaktadır." diye ifade etti.
Dünyanın 2008 yılının sonlarından itibaren tarihin en ağır küresel krizlerinden biriyle karşı karşıya kaldığını vurgulayan Bakan Ergün, tüm dünyada dengeleri alt üst eden bu krizin etkilerini bugün de devam ettirdiğini dile getirdi. Ergün, şunları söyledi:
"Özellikle Avro bölgesinde devam eden kriz dünya ekonomisi için risk oluşturmaya devam ediyor. Yunanistan'ın da zor günler geçirdiğini ve sıkı bir programı devreye soktuğunu biliyoruz. 2001 yılında bugünkü küresel krize benzer bir şekilde bankacılık sisteminden kaynaklanan bir ekonomik krizi biz de yaşamıştık. O krizin etkilerinden kurtulmak için çok sıkı mali politikalar uygulamak zorunda kaldık. Ancak şükürler olsun bugün o kötü günleri geride bıraktık ve küresel krize hazırlıklı bir şekilde girmiş olduk. Bu nedenle sahip olduğumuz tecrübeyi her alanda Yunanistanlı dostlarımızla paylaşmaya hazır olduğumuzu ifade etmek isterim."
Yunanistan'da uygulanan programın başarılı olabilmesi için iş dünyasının uygulanan programa ve hükümete destek olması gerektiğini kaydeden Ergün, hükümetler ne kadar mali politikalar uygulasalar da krizden çıkmayı sağlayacak olanın, iş dünyasının yapacağı yatırım, üretim ve ihracat olduğunu anlattı.
Edirne'de gerçekleştirilen bu toplantının bu anlamda çok önemli olduğunu söyleyen Ergün, "Küresel kriz dünya ekonomilerinin birbirine ne kadar bağlı olduğunu hepimize açıkça göstermiştir. Ekonomik büyümenin şişirilmiş kamu harcamalarına, finans oyunlarına ve borsa manipülasyonlarına dayanması ekonomilerin kırılganlığını artırmaktadır. Gerçek bir ekonomik büyüme ancak ve ancak reel sektör tarafından yatırımlara bağlıdır. Bu nedenle üretimin ve ticaretin geliştirilmesinin önündeki engelleri kaldırmalıyız. Özellikle küresel sermayenin daha rahat dolaşması, küresel ticaretin daha akıcı olması gerekiyor. Biz bu anlayışımızın bir gereği olarak başta komşu ve çevre ülkeler olmak üzere bütün dünya siyasi ve ekonomik ilişkilerimizi geliştirmeye çalışıyoruz." şeklinde konuştu.
"KOMŞULARIMIZLA İLİŞKİLERİ SIFIR SORUN AŞAMASINA TAŞIDIK"
Türk ve Yunan işadamlarına konuşan Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'nin komşularıyla yürüttüğü sıfır sorun politikasını maksimum işbirliği düzeyine taşındığını ifade etti.
Bakan Ergün, "Hükümetimizin göreve başladığı 2002 yılında Türkiye ile Yunanistan arasındaki ticaret hacmi 903 milyon dolar seviyesindeydi. 2008 yılında ikili ticaret hacmimiz dört kat artarak 3.6 milyar dolar seviyesine ulaştı. 2009 yılında küresel krizin etkilerine rağmen ticaret hacmimiz 2.7 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu rakamlar iki ülke arasındaki ilişkileri gelişmesi sayesinde olmuştur. Ancak bu rakamın iki ülke için yeterli olmadığı ve daha iyi rakamlara ulaşmamız gerekiyor. En kısa süre içerisinde dış ticaretimizi 5 milyar dolar seviyesine çıkartmayı hedefliyoruz." dedi.
"KIYI VE SINIR TİCARETİNİ GELİŞTİRECEK ADIMLAR ATILMALI"
Bakan Ergün, iki ülke arasındaki ticaret hacminin daha yüksek noktalara ulaşması için kıyı ve sınır ticaretini geliştirecek adımların atılması gerektiğini vurgulayarak olayı sadece ticari ilişkilerin geliştirilmesi değil aynı zamanda karşılıklı yatırımların artmasını istediklerini dile getirdi.
Türkiye'de faaliyet gösteren 390 civarında Yunan firması bulunduğunu açıklayan Ergün, şöyle devam etti: "Bu firmalardan 80 tanesinin yatırım tutarı 6 milyar doları aşmış durumdadır. Ancak Yunanistan'da Türk yatırımları 30 milyon dolar seviyesindedir. Bu noktada karşılıklı yatırımların özellikle Yunanistan'daki Türk yatırımların daha fazla artması gerekiyor. Bu nedenle Yunanistan tarafından varsa bu yatırımları engelleyici faktörler ortadan kaldırılmalıdır. Türk müteşebbislerin yatırım konusunda kargıları varsa Yunan tarafının bu kaygıları giderici çabayı göstermesi gerekir. İki ülkenin iktidar partileri ilişkileri geliştirme arzusu içerisindeler. Bu arzu varken yatırımların artması gerekir. Türkiye AB ile Gümrük birliği anlaşmasına yapmış bir ülkedir. Gümrük Birliği anlaşması malların serbest dolaşımını öngören bir anlaşmadır."
"İŞ ADAMLARININ ÖNÜNE VİZE ENGELİ KOYMAK HAKSIZ REKABETTİR"
Gümrük Birliği anlaşmasının malların serbest dolaşımına imkan sağladığını ancak vize sorunu nedeniyle iş adamlarının serbest dolaşamadığını ve mallarını pazarlayamadığını dile getiren Ergün, bu durumun serbest ticaretin önünde bir engel oluşturduğunu açıkladı.
İşadamlarının serbest dolaşamamasABı durumunda malların serbest dolaşımından söz etmenin mümkün olmayacağını kaydeden Ergün, "Malları taşıyan araçların serbest dolaşımında sorunlar olursa kota konulursa veya araçların deposunda bulunan mazota kota konulursa o zaman malların serbest dolaşımından nasıl söz edebiliriz? Yunanistan'da Türk TIR'larına uygulanan 20 bin araçlık kotanın 25 bine yükseltilmesi araçların doposundaki 550 litrelik mazot sınırlarının devam etmesi daha doğru bir yaklaşım olur. Bu da ticaretimizin gelişmesine önemli katkı sağlayacaktır." açıklamasını yaptı.
