Bingöl'de sivil toplum örgütleri ile yapılan toplantıda bir araya gelen Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, toplantı sonrası bir basın açıklaması yaptı.
BDP tarafından Diyarbakır'da gerçekleştirilen mitingde söylenen sert sözlere de değinen Bakan Yılmaz, "Şunu söyleyeyim; hiç bir parti Kürtler adına konuşma hakkına sahip değildir. Türkiye'de çok sayıda Kürt kökenli, Zaza kökenli vatandaşımız yaşıyor. Bunlar da değişik partilere oy veriyor. Biz biliyoruz ki geçtiğimiz seçimde AK Parti, vatandaşlarımız arasında en yüksek oy alan partidir. Özellikle Bingöl'ü hepimiz hatırlıyoruz. Temmuz seçimlerinde Bingöl yüzde 72 oy verdi AK Parti'ye. Herkes sadece kendisine oy verenler adına konuşur. Kim kendisine ne kadar oy verilmişse o kadar temsil gücüne sahip olur. Bütün bir toplumu ben temsil ediyorum iddiasında bulunmayı ben yersiz buluyorum. Kim ne kadar oy almışsa toplumda temsil gücü de o kadardır. Demokrasilerde bu böyledir. Başkalarından almadığınız vekâleti kullanmanız doğru bir siyasi anlayış değildir." diye konuştu.
"TERÖRDEN, ŞİDDETTEN EN FAZLA ÇEKEN BÖLGEYİZ"
Diğer taraftan, Bingöl'ün, terörden, şiddetten en fazla etkilenen bölge içinde bulunduğuna işaret eden Bakan Yılmaz, "Siz de çıkın sokakta insanlara bir sorun. Bu bölgede huzurun, güvenin ortadan kalkmasını isteyen insan var mı? Bu bölgede şiddeti, terörü tasvip eden hangi partiye oy vermiş olursa olsun. Barış ve Demokrasi Partisi'ne (BDP) de e oy vermiş olabilir. O da bir partimiz. Ben inanıyorum ki insanlarımızın büyük bir kısmı hangi partiden yana olursa olsun, şiddetten yana değil. Bu bölgede artık terör istemiyor. Bu bölge artık huzur güven istiyor. Çünkü bölgenin kalkınması buna bağlı. Gelişmesi buna bağlı, çoluk çocuğumuzun geleceği buna bağlı. Huzur, güven olacak ki bu bölge kalkınacak. Kalkınma derken sadece ekonomiyi kaydetmiyorum. Sosyal hayat da zenginleşsin. Demokrasi de özgürlükler de gelişsin. İnsanların ne fikirleri varsa gelsinler fikirlerini rahatça ifade etsinler. Eleştirileri varsa eleştirilerini beyan etsinler. Ama hep birlikte teröre de şiddete de karşı olmamız lazım. Kim yapıyorsa yapsın, nerden geliyorsa gelsin artık bu terörün, bu şiddetin bu bölgeden kaldırılması gerekiyor. Bu konuda da ben herkesin net bir tavır sergilemesinin çok faydalı olacağına inanıyorum.
Biz AK Parti olarak kendimizden sorumluyuz. Bizim politikalarımız ortadır. Biz halkımızı huzura davet ediyoruz. Biz her türlü terörün karşısındayız. Biz huzur ve barış içinde bu bölgenin kalkınmasını istiyoruz. Biz insanlarımızın kültürel taleplerine saygılıyız. Dilini konuşmasına, geliştirmesine saygılıyız. Bugün 24 saat yayın yapan Kürtçe kanal var. Olağanüstü halden bu noktaya gelen bir bölge var. Demokratik açıdan atılan bir çok adım var." şeklinde konuştu.
"KİMLERİN NEYİN PEŞİNDE OLDUĞUNU, KİMLERİN KİMLERİ ALET ETTİĞİNİ İYİ DÜŞÜNMEK LAZIM"
Son günlerde artan terör olaylarını manidar bulduğunu vurgulayan Bakan Yılmaz, şöyle devam etti: "Şunu da manidar görüyorum. Türkiye'de terör olaylarının artması manidardır. Demokrasinin ivme kazandığı bu dönemde terör olayları neden artar bunu düşünmek lazım. Bunun üzerinde de biraz kafa yormak lazım. Niçin acaba terör olayları, demokrasinin gelişmeye başladığı, ekonominin daha düzelmeye başladığı bir dönemde artış eylemindedir. Bunun üzerinde akl-ı selim ile tüm insanların düşünmesi lazım. Tüm kesimlerin ilgili tüm tarafların bu konu üzerinde hassasiyetle durması lazım. Artık yeter. Bu kadar tecrübeden sonra aynı yerden yara alıyoruz. Akıllı insan aynı delikten sürekli yara almaz. 30 yıllık bir geçmiş var. Yaşadığımız bir çok tecrübe var. Kimlerin neyin peşinde olduğunu, kimlerin kimleri bazı konulara alet ettiğini iyi düşünmek lazım. Kimseye alet olmamak lazım. Bu ülkenin birlik beraberlik içinde kalkınması için, bu bölgelerin gelşmesi için, insanlarımızın her türlü hakkını hukukunu evrensel standartlara ulaştırmak için birlikte çalışmamız lazım."
