İşte Bakan’la Alaattin Çakıcı'nın telefon konuşması…

Bir dönemin ünlü mafya lideri Alaattin Çakıcı ile Devlet eski Bakanı Eyüp Aşık arasındaki şok telefon konuşmasının ses kaydını ilk kez SON.TV yayınlıyor..

SON.TV / ÖZEL - Şimdi cezaevinde olan bir dönemin ünlü mafya lideri Alaattin Çakıcı ile Devlet eski Bakanı Eyüp Aşık arasındaki şok telefon konuşmasının kasetini ilk kez SON.TV yayınlıyor. Eyüp Aşık’ın, bir dönemin astığı astık, kestiği kestik mafya liderine, kendisini arayan Türk polisinden kaçması için “Seni yakalamaya geliyorlar,” diye haber uçurduğunu gözler önüne seren bir kaset bu. İçeriği, Susurluk kazasından sonra, 28 Şubat sürecinde tartışıldı ama kaset bugüne kadar hiç ortaya çıkmadı. Ses kaydı Ergenekon ana davasının eklerinde yer alıyor.

Bakan Eyüp Aşık ile mafya lideri Alaattin Çakıcı arasındaki telefon görüşmesi yıllar sonra ilk kez ortaya çıkıyor. Eski bakanla, mafya babasının şok ses kaydının dökümünü aşağıda okuyacaksınız. Dinleyince hayretler içinde kalacağınız konuşmaya da aşağıdaki linke tıklayınca ulaşabilirsiniz.
Ama önce konuşmanın satır aralarında dikkat çeken birkaç önemli cümleden söz edelim. Bir yerde Çakıcı, Eyüp Aşık’ın, kendisine aranırken “Yer değiştir” dediğini hatırlatıyor ve dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’ın kendisini öldürtmek istediği iddialarından üzüntü duyduğunu (!) dile getiriyor.
Aşık da, “Mesut Bey’le ilgili o konu doğru değil,” dedikten sonra Çakıcı’yı yakalamak için ABD’ye giden Avcı lakaplı Başkomiser Şentürk Demiral’ı kast ederek “Onu bir çağırayım, niye gitmiş, gelmiş?” diyor.
Çakıcı ise biraz da tehditvari bir biçimde, “Mesut Bey benim için önemli değil, yani benim için önemli olan sizsiniz. Mesut Bey, bilemiyorum vallahi daha evvel yumruğu yedi, Mesut Bey anlıyor musun, kendisine hizmet eden adamı sevmez. Anladın dediğimi?” diyor.

Bundan 15 yıl önce istihbarat birimleri tarafından kayda alınan telefon konuşması; devleti yöneten bakanların, hatta başbakanın mafya karşısında ne hale düştüğünü gözler önüne serecek ibretlik cümlelerle dolu.

İŞTE BAKAN EYÜP AŞIK’LA MAFYA LİDERİ ALAATTİN ÇAKICI’NIN TELEFON KONUŞMASI

İşte o telefon konuşmasının çözümü:
Görevli: Alo
Alaattin Çakıcı: Alo
G: Alo
A. Ç.: İyi günler. Sayın Bakanım Eyüp Bey’i rica ediyorum. Ben yurtdışından...
G: Kim arıyor?
A. Ç.: Alaattin der misiniz?
G: Tamam abi, bir dakika.
Eyüp Aşık: Alo?
A.Ç.: Alo
E.A: Efendim
A.Ç: Abi merhaba, nasılsınız iyisiniz inşallah.
E.A.: Sağol, teşekkür ederim, sağ ol. Sen nasılsın? Ne yapıyorsun? Sıhhatin iyi mi?
A.Ç.: Vallahi abi işte sıhhatimiz aslında iyi değil, biliyorsun. O zaman seninle konuştuk, sağ olasın yani sen benim abimsin. Sen o zaman bize bir haber verdin. İşte biz de o zaman işte bildiğiniz gibi yer değiştirdik. Daha sonra duyduk ki tabi yani bazı şeyler duydum, üzüldüm çünkü yani.
E.A.: Bir adam göndermişler oraya, ondan sonra bir şeyler olmuş haberin var onlardan her halde.
A.Ç.: Ya şimdi bunlar aslında bazı şeylerden haberimiz vardır.
E.A.: Tevfik diye bir adamı göndermişler.
A.Ç.: Ya onlardan bir şey olmaz abi de, şimdi aslında şu...
E.A.: Hayır göndermişler, oraya yani.
A.Ç.: Doğrudur. Şimdi benim üzüldüğüm tabi şu yani abi.
E.A.: Ben sana yalnız bir şey daha söyleyeyim. Ben bir iki sefer haber gönderdim. Hem Elif’e söyledim, birisi daha söylemişti bana. O senin Mesut Bey ile ilgili şey yaptığın konu doğru değil. Hiç mümkün değil.
A.Ç.: Vallahi şimdi şu biliyor musun Eyüp abi, şimdi biz Mesut Bey’i önce bizim hemşerimizdir daha sonra tabi ki..
E.A.: O gün Mesut Bey’le çıkmamız hiç mümkün değil. Ben konuştum kendisiyle.
A.Ç.: Sonra düşündüm şimdi mesela şöyle bir şey.. Diyorlar ki birine açıyor telefon orada da bir arkadaşım var tabi malum insanın yanında. O buraya sağlam gelmemeli, ölü gelmeli falan deyince tabi ben bu işe çok üzüldüm.
E.A.: Ben sana şunu söyleyeyim. O sözü sana söyleyenin muhtemelen daha evvel hani Tansu Hanımla takıştın makıştın. Buna benzer seni Mesut Bey’le takma gibi bir niyeti olabilir. Onu sen iyi bil. Dur bakayım, ben şeyi arayayım. Bu Selçuk şey vardı nedir o başkomiser Selçuk Demiralp oraya gelen. (Pek çok önemli operasyonda rol alan ve ABD’ye Çakıcı’yı yakalamaya giden Avcı lakaplı Başkomiser Şentürk Demiral’ı kast ediyor.)
A.Ç.: Evet abi.
E.A.: Anladın mı?
A.Ç.: Anladım abi.
E.A.: Amerika’ya gönderdikleri adam. Ben onu bir arayayım çağırayım, bi konuşayım bakayım ne diyor, ne olmuş oralarda yani giderken kendisine ne demişler niye gitmiş gelmiş?
A.Ç.: E hayırlısı...
E.A.: O Amerika’ya gitti kaldı biraz biliyorsun belki de...
A.Ç.: Evet evet... Ben senin lafından sonra hemen yer değiştirdim yukarıya Kanada’ya çıktım. 1-2 ay bekledim, tekrar geriye döndüm yani.
E.A.: Amerika’ya gönderdikleri adamı biliyorsun, değil mi?
A.Ç.: Evet evet.
E.A.: Artvinli bir başkomiser var burada Selçuk şey Selçuk değil de Demiralp ama ismini unuttum şimdi. Selçuk diyesim geliyor. Veyahut ona benzer bir şey. Soyadı Demiralp, Selçuk, Selçuk. Selçuk Demiralp.
A.Ç.: Evet abi. Sen nasılsın, iyi misin Eyüp abi? Ben yaşadığım sürece benim abimsin. Yani Mesut Bey’i boş ver.
E.A.: Estağfurullah, sağ ol. Sağ ol.
A.Ç.: Mesut Bey benim için önemli değil, yani benim için önemli olan sizsiniz. Mesut Bey bilemiyorum vallahi daha evvel yumruğu yedi, Mesut Bey anlıyor musun kendisine hizmet eden adamı sevmez. Anladın dediğimi?
E.A.: Neyse hayırlısı. Şey yaparız.
A.Ç.: Peki abi, hürmet ediyorum. Var mı benden bir emrin?
E.A.: Sen bana bir şey diyecektin? Önemli bir şey diyecek dediler.
A.Ç: Şu anda rahat değildim. Yanımda arkadaşlar var.