Diyarbakır'da Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafından düzenlenen, yerel yönetimlerin desteklediği Uluslararası Müzakere ve Çözüm Deneyimleri Konferansı, Sümerpark Resepsiyon Salonu'nda başladı. Konferansın açılış konuşmasını yapan Osman Baydemir, Türkiye'deki bütün gündemlerin kilitlendiği ana konunun Kürt sorunu olduğunu kaydetti. Baydemir, "Kürt sorunu bir bilememe, bir tanımama sorunudur. Kürtler Türkçe'yi öğrenmelerine karşın Türkler Kürtçe'den ve Kürt kültüründen habersizler. Türklerin nasıl Bulgaristan'da Türki cumhuriyetlerde soydaşları varsa Kürtlerin de Irak'ta, İran'da, Suriye'de soydaşları olduğu nedense göz ardı edilmektedir. 30 yıldan bu yana sıcak çatışmalar yaşanmasına rağmen Türkiye medyasında bu konuyla ilgili çalışma yürüten uzman gazeteci sayısı son derece sınırlıdır. Güvenlik teşkilatlarının dışında Kürt sorunu ile ilgilenen kurum yok gibidir. Buna hükümet de dahildir." şeklinde konuştu.
Baydemir, Türkiye'nin batı yakasında kangrenleşmiş sorunların çözümü için çaba gösteren akademisyen, hukukçu, siyasetçi, gazeteci, yazar, insan hakları aktivistlerini selamlayarak ev sahipliği yapmaktan onur ve gurur duyduğunu belirtti. İki gün boyunca kendileriyle benzer sorunları yaşamış, zaman zaman çıkmaza girmiş, umutsuzluğa kapılmış ve sonunda müzakerelerle, barışçıl yöntemlerle mesafe kat etmiş dünyanın değişik bölgelerindeki deneyimleri dinleyeceklerini anlatan Baydemir, "Barış bir inşa sürecidir. Barış zamanında oğullar ve kızlar babalarını toprağa verirler. Oysa savaş zamanında babalar kızlarını ve oğullarını toprağa verirler. Bu nedenle barış için babalara ve annelere çok rol düşüyor." ifadelerini kullandı.
DTK Eşbaşkanı Yüksel Genç de konuşmasında, Kürt sorununun Saddam rejiminin yıkılmasından bu yana niteliksel bakımdan içerik değiştirdiğini öne sürdü. Eski DEP Milletvekili Leyla Zana ise Güney Afrika'yı hatırlatarak, "Çatışmalar ölmeden ve öldürmeden de çözülebilir.'' dedi. İnsanlık var oldukça sorun ve anlaşmazlıkların da var olacağını dile getiren Zana, şöyle devam ett: "Mesele anlaşmazlıklara nasıl çözüm aradığımızdır. Hem geçmiş deneyimler hem de tarih iki yola işaret ediyor: Biri çatışarak çözüm aramak, öteki uzlaşarak barışmak. Hükümet, Türkiye toplumu ve uluslararası arena bilmelidir ki; Kürtler uzatılan barış elini geri çevirmezler. Kürtler Mezopotamyalıdır. Mezopotamya ulusları için barış bir hayat biçimidir. Barış için vazgeçilmez olan samimiyettir. Hükümetin bu girişiminin içtenlikli olup olmadığını yakında hep birlikte göreceğiz."
Konferansa aralarında Prof. Norman Paech, Prof. Büşra Ersanlı, Prof. Doğu Ergil, gazeteci Cengiz Çandar, Prof. Dr. Mithat Sancar, Doç. Dr. Fikret Başkaya, Dr. Fuat Dündar, MİT eski Müsteşar yardımcısı Cevat Öneş, İngiltereli parlamenter Lord Raymond Hylton, Birleşmiş Milletler (BM) eski Genel Sekreter yardımcısı Hans-C. Von Sponeck, Galler Ulusal Parti Başkanı Dafydd Iwan, Bask Aralar Partisi Sözcüsü Jon Abril, Güney Afrika'dan ANC Temsilcisi ve Anayasa Yürütme Kurulu üyesi Hassen Ebrahim, eski DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ve Kandil'den gelen, kendilerini 'Barış Grubu' olarak tanıtan kişilerin de bulunduğu 120 kişi katıldı.
