Kotanlı, yaptığı yazılı açıklamada, hükümetin, son dönemde demokrasi, Ermeni, Kıbrıs ve ruhban okulu konularında açılımlar yaptığını belirterek, bu açılımların aksine esas açılım yapılması gereken konunun vatandaşın ekonomisi olduğunu vurguladı.
Memurun geçim sıkıntısı içinde ekonomik açılım beklediğinin altını çizen Kotanlı, kamu çalışanlarına grevli toplu sözleşmeli sendikal haklarının verilmesinin de bir demokratik açılım olduğunu kaydetti.
Hükümetin izlediği neo-liberal politikalar ve uluslararası sermayenin güdümüne açık ekonomik icraatlar neticesinde İMKB'nin yüzde 73'ü ve Türk bankalarının yüzde 40'ının yabancı ve uluslararası finans kuruluşlarının eline geçtiğini ileri süren Kotanlı, "Vatandaşın parasıyla yapılan Türk Telekom gibi birçok dev kuruluş yabancılara ölü fiyatına satıldı. Yalnızca yabancı mallarına dönük yapılan ÖTV gibi çeşitli vergi indirimleriyle, yerli üretici yabancı üretici firmaların Türkiye bayii haline getirildi." görüşünü savundu.
Kişi başına düşen milli gelirin gelir grupları arasındaki farklılıklar, meslek grupları gelir farklılıkları, gelir dağılımı demografisi, çalışanlar arasındaki ücret farkı ve ücret adaletsizliği gibi verilere bakıldığında, Türkiye'nin Afrika ülkelerini ve krallıkla yönetilen ülkeleri aratmadığını iddia eden Kotanlı, "Yoksulların, işsizlerin, dar ve sabit gelirlilerin oylarıyla iş başına gelen hükümet vatandaşlar arasındaki nimet, külfet dengesini kuracağım derken bozdukça bozdu. Ülkemiz insanı için bir felaket haline dönüşen işsizliğin, yoksulluğun, yolsuzluğun ve vatandaşın kanını emen harami düzenin tekerine çomak sokması gereken hükümet, bu tekerin eklentisi oldu." ifadesini kullandı.
(CİHAN)