LÜBNAN'ın başkenti Beyrut'ta 15 Ağustos'ta Miktad Aşireti tarafından kaçırılan Türk Vatandaşı Aydın Tufan Tekin, 27 gün sonra ailesiyle buluştu. Kabus dolu günlerin ardından Marmaris İçmeler'deki evlerinde beraber yiyecekleri ilk akşam yemeğinde, Tekin ailesine foto muhabiri arkadaşım Uygar Taylan'la eşlik edip, sevinçlerine ortak olduk! Şenay YILDIZ/AKŞAM
BU KEZ SARILAN TUFAN
Kapıda bizi Aydın Tufan Tekin, babası Mahmut Tekin ve damatları Öncü karşıladı. Beyrut'ta gördüğüm o huzursuz ve korku dolu halini üzerinden atan Tufan, gözlerinin içi gülerek bana sımsıkı sarıldı ve 'Teşekkür ederim. Bana çok destek oldunuz' dedi. Beyrut'ta tepemizde silahlı ve maskeli aşiret üyelerinin yanında yaptığımız görüşmenin travmasının ardından bu kucaklaşma, sanıyorum ikimize de iyi geldi. Birbirimizi ilk kez normal ortamlarda görmenin memnuniyeti içinde eve girdik.
GERÇEK Mİ RÜYA MI?
Tufan'a rehine günlerinin kendisini nasıl etkilediğini sorduğumda 'Olumsuz etkilediğini düşünmüyorum. Fiziksel olarak da psikolojik olarak da iyiyim. Elbette çok zordu ama şimdi geriye dönüp bakınca tecrübe olarak görüyorum. Sanki 27 günlük bir komadaydım, iyileştim. Beyrut'a gittik, geldik. Sadece biraz uzun sürdü. (gülüyor)' Tufan esprileriyle geceyi renklendirse de, ailesi sanki oğullarının eve dönmüş olmasına hala inanamıyor gibiydi. Zaten annesi Güldane Tekin havalimanında oğlunu kucakladığında bile emin olamamış ve etrafındakilere 'Bu gerçek mi rüya mı?' diye sormuş. Annesine 'Tufansız geçen 27 gün nasıldı?' diye soruyorum. Derin bir nefes alıp, şunları söylüyor: 'Akşamlar çok zordu. 'Bugün de gelmedi' diye düşünüyordum. Arçelik ve Koç ailesi bize çok destek oldu. Dışişleri de öyle. Böyle zor şeyler yaşayınca umudunuzu hep korumaya çalışıp, dua ediyorsunuz. 'Uzakta da olsak, Bizim hissettiklerimizi hisseder' diye, negatif bir şey düşünmemeye çalıştık.'
ANNEDEN SAKLAMIŞLAR!!
Babası Mahmut Tekin, Tufan'la Beyrut'ta 30 Ağustos günü yaptığım görüşmenin AKŞAM'da manşete taşınan 'Kurtarın Beni' başlıklı sayfasını eşinden gizlemiş. 'Arabamda taşıyorum o manşetinizi ama eşim hala görmedi. Oğlunu öyle görmeye, o fotoğraflara dayanamazdı' diyor.
Aydın Tufan Tekin Beyrut'a ilk defa kaçırıldığı zaman adım atmış. Tabii ki herkes kendisinin bir daha Beyrut'a gidip gitmeyeceğini merak ediyor. Verdiği yanıt şöyle: Tabii ki de giderim. İçişleri Bakanı, Milli İstihbarat Şefi.. hepsini tanıyorum. Artık dünyada en güvende olacağım yer orası. Nerede ne zaman başınıza birşey geleceği belli değil zaten.'
Mikdat Aşireti'ne kızgın değil!
Aydın Tufan Tekin'in Mikdat Aşireti ile ilgili yaptığı yorumlarda büyük bir kızgınlık belirtisi yok. Sanki olayı hayatın doğal akışı içinde kabullenmiş gibi. Belki de artık daha fazla düşünmek ve sorgulamak istemiyor. Aşiretin benim Beyrut'tan yazdığım haberleri kendisine basıp getirdiğini ve serbest bırakılmasıyla ilgili gelişmeleri düzenli olarak anlattıklarını dinliyorum kendisinden. Anlattıkları Mikdat Aşireti sanki hep bırakacaklarını bilerek oyun oynamışlar gibi bir his verse bile, yine de asla emin olmanıza imkan yok. Aydın Tufan Tekin artık özgür ve mutlu. Darısı Lübnan'daki diğer rehine Abdulbasit Arslan ve Suriye'deki meslektaşımız Cüneyt Ünal'ın başına.
