Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti (BGC), eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşener'e ait olduğu iddia edilen ve internete düşen ses kayıtlarında geçen, gazetecileri küçük düşürüp toplum nazarında aşağılayan ifadelere sert tepki gösterdi. Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Yönetim Kurulu üyesi de olan Demir, "Gazeteciler haber için anasını da satmaz, Mehmetçiği de satmaz. Kaba kurgularla ihtilâl de yapmaz." dedi.
BGC Başkanı Demir, Koşaner'e ait olduğu iddia edilen, "Basın mensubu, çok afedersiniz anasını bile satar, onu oraya haber diye koyar." şeklindeki ifadeleri, "aşağılık ve çirkin" olarak değerlendirdi. Peygamber ocağı olarak bilinen Türk Silahlı Kuvvetleri'nin komutanlığını üstlenme şerefine nail olmuş bir ismin bu ifadeleri kullanabileceğine inanmak istemediklerini kaydeden Demir, "Peygamber ocağı dinin, canın, malın, aklın korunduğu yerdir. Saygının, sevginin, ahlâkın öğretildiği yerdir. Bizler asker ocağına evlatlarımızı gönderirken, komutanlarımıza teslim ederken hep bunları öğütlüyoruz. Emanetlerimize hıyanet edildiğini de, 'Bir erimizi kendimiz vurduk,' sözleriyle görmenin hayal kırıklığını yaşıyoruz." şeklinde konuştu.
Ramazan Demir, kamu adına üstlendikleri görevlerde başarısız olanların, "Biz nerede hata yaptık?" diyerek kendi kendiini sorgulayacağı yerde, başarısızlıklarının faturasını gazetecilere kesmeyi alışkanlık haline getirdiğini söyledi. Demir, şunları kaydetti: "Basın olmasıydı Hantepe, Gediktepe, Aktütün gibi karakollarda yaşanan olaylardaki ihmaller zinciri ve buna benzer birçok konu nasıl aydınlığa çıkacaktı? Gazeteciler olmasaydı bugün birçok olay karanlıkta kalacak, bundan kazanan demokrasimiz değil, karanlıklardan beslenen güç odakları olacaktı. Gazetecilere 'Analarını satarlar' gözüyle bakanlar unutmasın ki basın bir gün onlara da lazım olabilir. Elbette her meslek dalında olduğu gibi bizim camiamızda da kutsal görevini kötüye kullananlar vardır ve dokunulmazlık zırhları olmadığı için akıbetleri de bellidir. Basın, kendi içindeki safraları temizlemesini dün olduğu gibi bugün de başarabilmekte, iyiyi, kötüyü, güzeli çirkini ayırt etmesi için toplumla yüzleştirmektedir. Gazetecileri suçlayan ve hedef gösterenler de görevlerini aynı sorumluluk ve kaygı içinde yerine getirseydi, Atatürk'ün gösterdiği hedefe ulaşma yolunda engellerle karşılaşılmaz, iç kargaşalar ve kavgalarla zaman kaybedilmezdi." CİHAN
