Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı önderliğinde düzenlenen, ‘Medyadaki gayrimüslim algısı’ çalıştayında gazeteci-yazarlar azınlık sorunlarına ilişkin çözüm önerilerini sıraladı. Türkiye'nin yaşadığı dramın azınlığı ile çoğunluğu ile etraftan kopuk şekilde ele alınmaması gerektiğini belirten Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü Abdülhamit Bilici, “Bu insanlar Osmanlı’nın çok kültürlülüğünü anlarlarsa ‘Osmanlı’nın daha ilerisine nasıl geçebiliriz?’ noktasında bir adım atmış olurlar.” dedi.
Heybeliada’da devam eden çalıştayda gazateci-yazarlar azınlık sorunlarına ilişkin görüşlerini dile getiriyor. Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü ve Zaman Gazetesi Yazarı Abdülhamit Bilici, sorunların geniş kapsamlı ele alınması gerektiğini belirtti. Kürt kökenli vatandaşların yaşadığı sorunların nedeninin Türk kökenli vatandaşlar olmadığını dile getiren Bilici, “Süryani kökenli, Musevi kökenli azınlıkların yaşadığı problemlerin sebebi de Sünni çoğunluk değil. Karikatürize edilmiş algılamalarda bu böyle görünse bile bu böyle değil. Daha farklı bir sebebi var bunun. Dolayısıyla bir meseleyi tamir ederken, ‘Kaş yapayım derken göz çıkarmamak’ lazım. Dünya tarihi açısından baktığımızda pozitivizm ve ırkçılık ideolojilerine kadar götürebileceğimiz bir geçmişi var.” diye konuştu.
Türkiye’nin yaşadığı bu dramın azılığı ile çoğunluğu ile etraftaki gelişmelerden kopuk bir şekilde ele alınmaması gerektiğini anlatan Bilici, “Türkiye’de milliyetçiliğin aşırı yorumları 100 bin Rum kökenli vatandaşımızın buradan göç etmesine sebep olmuşsa bunun benzer bir uygulaması Belgrad’da yüzlerce caminin yıkılması ile sonuçlanmış. Kafkaslar ve Balkanlarda yüzyıllardır yaşayan milyonlarca Müslüman insanın kovulmasıyla sonuçlanmış. Ama kökeninde belki aynı fabrika ayarları vardır. Bu ideolojinin bir başka varyantı Avrupa’da iki üç faşist rejim ortaya çıkarmış. Almanya'da, İtalya’da, İspanya’da yaşanan drama baktığımızda bunlar bizim yaşadığımız dünyadan başka bir yerde yaşanmadı. Bunların bize de olumsuz etkileri geldi. Anlamak için etraflıca düşünmemizde fayda var. Yaşadığımız sancı ve sıkıntıların tamamen bize özgü olmadığını gösteriyor” diye konuştu.
Sorunlara çözüm noktasında Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, Fethullah Gülen Hocaefendi gibi kurum ve kişilerin yapıcı önerilerinin bulunduğuna dikkat çeken Bilici konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dünyanın her tarafında yaşanan bu ortak probleme çözüm üretebilecek sancılara ihtiyaç var. Osmanlı tecrübesi ders alınabilir, ilham alınabilir, belki bugünkü pratikte uygulamaya sokulamaz. Osmanlı o dönemin şartlarıydı, yaşandı geçti acısıyla ve tatlısıyla. Fabrika ayarları bu şekilde oluşturulmuş yapıyı tedavi etmek için Osmanlı tecrübesini bu milletin büyük çoğunluğunun tekrar ziyaret etmeye başlaması ve anlaması İslam’ın çok kültürlü ve hoşgörülü yapısını anlamaya çalışması çok önemli tedavi edici tarafı olduğunu düşünüyorum. Kitlesel tedaviler belki felsefi düzeyde yapılsa belki etkisi olabilir ama dar bir çerçevede kalır. Bu insanlar Osmanlı’nın çok kültürlülüğünü anlarlarsa Osmanlı’nın daha ilerisine nasıl geçebiliriz noktasında bir adım atmış olurlar.Osmanlı döneminin ilerisinde bir tecrübe ortaya koymuştu.Osmanlı tecrübesi İslam’ın Medine vesikası bunlar keşke tadında anlaşılabilse. Fabrika ayarlarından kaynaklanan aksaklıklarımızın yanlış anlamalarımızın giderilmesinde merhem etkisi olan fonksiyon icra edebilir. Bu masa etrafında bunları konuşuyor olabilmemiz önemli bir başlangıç.”
CİHAN
