Türkiye'ye gelişinin 100. yılını kutlayan Bosch Grubu, önümüzdeki yüz yıl daha ülkemizde kalmanın hesaplarını yapıyor. Bosch Sanayi ve Ticaret A.Ş Genel Müdürü ve Bosch Grubu Türkiye Temsilcisi Hermann Butz, gelişen teknolojiye paralel olarak yapacaklarını yatırımlarla Türk ekonomisine katkıda bulunmayı sürdüreceklerini dile getirdi. Bosch olarak yüzüncü yılda her yıl için 1 milyon Euro olmak üzere toplam 100 milyon Euro'luk yatırım yapacaklarını ifade eden Butz, yatırımların teknoloji yenileme, kapasite artırımı ve yeni ürünler için olacağına vurgu yaptı. Ekonomik kriz sebebiyle 2009 yılında yüzde 16 küçüldüklerini dile getiren Butz, 2010'da yüzde 15'lik bir büyüme planladıklarını kaydetti.
"DÜNYAYA ÖRNEK KALİTEDE ÜRETİM YAPIYORUZ"
Bursa'da faaliyet gösteren Bosch Dizel Fabrikası'nın dünyaya örnek bir çalışma sergilediğini kaydeden Hermann Butz, "Almanya'daki iki fabrika Bursa'daki fabrika kadar piston üretemiyor." dedi.
Her yıl 10–15 milyon dizel enjektör imal ettiklerini anlatan Bosch Türkiye Temsilcisi, bunu yurt dışına pazarladıklarını kaydetti. Butz, her yıl 3,5 milyon dizel arabanın 'Made in Bursa' markasıyla piyasaya çıktığına dikkat çekti. Ürettikleri 10–15 milyon pistonunu yalnızca 20 tanesinin arızalı çıktığına vurgu yapan Butz, ayda 1,5 arızalı piston manasına gelen bu rakamın üretimdeki kaliteyi gösterdiğini bildirdi.
1970 yılından bugüne kadar toplam 160 milyon enjektör ürettiklerini de belirten Butz, dünyadaki 97 milyon dizel araçta Bursa markasının bulunduğunu söyledi.
"TÜRKİYE'YE YATIRIM YAPMAK GÜZEL BİRŞEY"
Elde edilen başarının çalışanlarının fabrikaya olan sahiplenmesiyle doğru orantılı olduğunu belirten Hermann Butz, ortaya çıkan sonucun 'Türkiye'de yatırım yapmanın ne kadar güzel bir şey' olduğunu gösterdiğini söyledi.
Çin ve Hindistan gibi ülkelerde işçiliğin ucuz olduğunu hatırlatan Butz, şunları söyledi: "Ancak bu ülkelerde kaliteli üretim yapılamıyor. Dünyada fabrikasını en iyi sahiplenen insanlar Türkiye'de bulunuyor. Türk insanı 'ben bunu yaparsam ne kazanırım' veya 'bu iş çok zor' gibi ön kabullerle işe başlamıyor. Yüksek bir motivasyonla 'ben işimi dürüst olarak yapayım, fabrikam beni mağdur etmez' felsefesiyle hareket ediyor. Bu sahiplenme de beraberinde başarıyı getiriyor."
"SENDİKAYA RAĞMEN KAZANCIMIZI İŞÇİLERLE PAYLAŞTIK"
Şirket olarak elde ettikleri başarıyı çalışanlarla paylaşma politikası izlediklerini anlatan Hermann Butz, şu bilgileri verdi: "İşçilerimizin belli standartlara ulaşması temel hedefimiz. Kaliteli üretim bunun en önemli ayağı. Eğer çalışanlarımız bana 10 TL kazandırıyorsa ben bunun en az 1 TL'sini onlarla paylaşmalıyım. Bu konu ilk gündeme geldiğinde işçilerin bağlı olduğu sendika itiraz etti. Çalışanlar arasında ikilik çıkabileceğini söyledi. Biz ısrar ettik ve kazancımızı işçilerle paylaşmaya başladık. Bunun neticesini de aldık."
Fabrikada üretimin kalitesinin artması için işçilerin görüşlerine büyük önem verdiklerini kaydeden Butz, bu amaçla her çalışandan 6 fikir istediklerini, bir araya getirdikleri bu görüşlerin önemli projeler olarak geri döneceğini kaydetti.
"FAZLA MESAİ DÜZENLEMESİ SANAYİCİYİ ÖLDÜRMEMELİ"
Hükümetin fazla mesai uygulamasını kaldırarak yeni istihdam imkânı sağlama girişimi 'yanlış bir adım' olarak nitelendiren Butz, sanayiciye esneklik bırakılması gerektiğini söyledi.
2009'da yaşanan krizde işçi çıkarmak yerine anlaşarak haftada 4 gün çalıştırdıklarını anlatan Butz, şunları kaydetti: "Bu esneklik olmazsa sanayici sıkıntı yaşar. Krizi atlattıktan sonra yeniden 6 gün çalışma düzenine geçtik. Şu anda işçilerimize yıllık 270 saat mesai yaptırabiliyoruz. Bence 350 saate kadar mesai normal. Ancak bu süre 400 saate ulaşırsa o zaman yeni eleman alınmalı. Biz krizi atlattıktan sonra 2010 yılında 200 kişiye istihdam sağladık. Yapacağımız 100 milyon Euro'luk yatırımla birlikte 300 kişiyi daha işe alacağız. Üretim olacak ki istihdam da sağlansın."

