Türkmenoğlu, narenciye ürünlerinde boyama gibi bir uygulama olmadığını, meyvenin doğasında var olan etilenden faydalanılarak nem ve doğal ısıyla yapılan kabuk sarartma işleminin bütün dünyada bilindiğini söyledi. Türkmenoğlu, "Meyve otomobil mi ki boyansın?" diye sordu. TÜDER Başkanı Başaran'ın iddialarının hiçbir teknik ve bilimsel dayanağı olmadığını, bunların sektöre büyük zarar verebileceğini söyleyen Türkmenoğlu, "Böyle mevkilerde olanların sorumlukları bulunmaktadır. Sorumluluk makamındaki kişiler, bilmedikleri konuda bilenlere danışarak açıklamada bulundukları takdirde, kamuoyu önünde bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan kişi konumuna düşmekten kurtulacaktır." şeklinde konuştu. Küresel mali kriz ortamında dahi dış ticaretini artıran yaş meyve sektörü olarak, Türkiye'nin dış ticaret imajını zedeleyecek mesnetsiz beyanatları verenleri kınadıklarını ifade eden Mustafa Türkmenoğlu, domuz gribinden korunmak için bütün uzmanların narenciye ürünleri yenmesini tavsiye ettiği bir ortamda böyle açıklamaları manidar bulduklarını belirtti.
Türkmenoğlu, narenciye sektöründeki süreci şöyle anlattı: "Narenciyenin, iç et kısmında Avrupa Birliği (AB) normuna göre asit/şeker oranı 6, usare oranı yüzde 40 olduğunda olgunlaştığı belirtilir. Bunun, kabuğunun yeşil veya kırmızı olmasıyla ilgisi yoktur. Kabuğu yenen bir meyve olmadığı için yeşil görünüş, psikolojik olarak olgunlaşmamış intibaı verir. Bir heyet tarafından üretim bölgelerindeki bahçelerden numuneler alınarak devlet laboratuvarlarında tahlil edildikten sonra AB ve Türkiye standartlarında belirtilen özellikle şeker ve asit oranlarına bakılarak, hasat ve ihraç tarihine karar verilmektedir."
İzmir Ziraat Odası Başkanı Köse ise sarartma işleminin uzun yıllardır bütün dünyada uygulandığını ve sağlığa zararlı hiçbir unsur barındırmadığını söyledi. Sedat Köse, "Ayrıca sezonun ortasına gelinmiştir. Şu anda hiçbir işleme gerek duyulmaksızın, iç ve dış pazara bahçeden naturel narenciye ürünü hasat edilmektedir." dedi. TÜDER Başkanı Engin Başaran'ın, bilimsel dayanaktan yoksun ve hiçbir araştırma yapmadan ortaya attığı, sektörü zan altında bırakan açıklamaların, ürünün değerini bulmasına engel teşkil ettiğini vurguladı. Türkiye'nin narenciye üretiminde dünyada 12. sırada olduğuna işaret eden Köse, 2008 yılı tahmini verilerine göre rekoltenin 2,6 milyon ton olduğunu kaydetti. Bunun 400 bin tonunun Ege Bölgesi'nde üretildiğine dikkat çekerek, 400 bin kişinin geçimini sağladığını ifade etti. (CİHAN)