İdris Şahin, yaptığı açıklamada, hukuk devletinin bir gereği olarak yargı kararlarının bağlayıcılığının tartışma konusu yapılamayacağını; ancak, yine hukuk devletinin bir gereği olarak, yargı mercilerinin de katsayıyı dayatmak suretiyle, belli bir oranı uygulama hususunda, zorlama anlam ve kapsamı yüklemek yetkisi ve imkânı bulunmadığını vurguladı.
Şahin, idari yargının, hukuksal denetim yetkisi dışına çıkarak yerindelik denetimi yapmasına yol açacak bu kararın, hukukun genel ilkelerine aykırı olduğunun tartışılmaz olduğuna dikkat çekti.
Şahin, şunları kaydetti: "Yargı, idarenin yerine geçerek nasıl karar alması gerektiği hususunda bir belirlemeye gitmemelidir. Oysa Danıştay, vermiş bulunduğu karar ile belli bir katsayıyı dayatmak suretiyle yerindelik denetimi sahasına girmiştir ki bunu tasvip etmemiz mümkün değildir. Sayısı milyonlarla ifade edilen gencin, yüksek tahsil görme hakkı, Danıştay'ın bu kararı ile gasp edilmektedir. Eğitim sistemi ve nitelikli meslek lisesi mezunu peşinde koşan iş sektörü de bu karar sonucunda felç olma durumu ile karşı karşıyadır. Danıştay'ın bu olumsuz kararı, anayasanın temel hak ve özgürlüklerini düzenleyen maddelerine aykırı olduğu gibi, Türkiye'de lise seviyesindeki 4 milyon öğrencinin yaklaşık yüzde 35'inin de geleceğini karartıcı nitelik taşımaktadır. Toplum vicdanının bu karar ile rahatsız olduğu kanaatindeyiz."