İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Said Celili, müzakerelerin P5+1 ülkelerinin kendileri dışındaki milletlerin hak ve hukuklarına saygı göstermemeleri yüzünden sonuçsuz kaldığını söyledi.
ABD'de 30 yıla aşkın bir süredir 200 tona yakın nükleer maddenin kaybolduğunu aktaran Celili, bu maddelerin İsrail'in sahip olduğu nükleer silahların yapımında kullanıldığını iddia etti. Barışçıl nükleer enerjinin tüm insanların hakkı olduğunu söyleyen Celili, bazı ülkelerin bu hakkı kendilerinden başka kimsede görmediğini söyledi. İran ile P5+1 ülkeleri arasında İstanbul'da gerçekleştirilen nükleer müzakereler sona erdi. Müzakerelerin ardından kameraların karşısına önce Avrupa Birliği Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton geçti. Ashton'un İran'ın uzlaşma için hazır olmadığını açıklamasının ardından İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Said Celili Ashton'a cevap verdi. Görüşmelerin İstanbul'da gerçekleştirilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Said Celili, konukseverliğinden dolayı Türkiye'ye teşekkür etti.
Müzakerelerin faydalı olabilmesi ortak mantığın yerleşmesi gerektiğine vurgu yapan Celili, ortak mantık çerçevesinin dışına çıkılması halinde yapılan görüşmelerin diyalogdan çıkacağını “Talimat” boyutuna varacağını söyledi. Cenevre'de ortak alanlarda işbirliği yapmak üzere İstanbul buluşması için anlaştıklarını belirten Celili, “Eğer ortak özelliklerimiz doğrultusunda konuşursak işbirliği üzerine konuşursak kesinlikle bu konuşmalar bu müzakereler başarılı olur, ileri doğru ve yapıcı olur.” şeklinde konuştu. Görüşmelerin 'Ortak mantık' çerçevesinde olması halinde başarılı olabileceğini aktaran Celili, ortak düşmanlığa sebep olacak konulardan kaçınılması gerektiğine vurgu yaptı. İşbirliğinden bahsetmek için milletlerin haklarına ve hukuklarına saygı gösterilmesi gerektiğini dile getiren Celili, “Eğer milletler hukuku esasında konuşmak istiyorsak o zaman ön koşullardan vazgeçmeliyiz, bahsetmemeliyiz. Milletlerin haklarına saygı duymak en temel şeydir. Milletlerle düşman olmak yanlış davranışlarda bulunmak insanların haklarını göz ardı etmek bu ortak mantıktan uzaktır.” diye konuştu.
Müzakerelerde İran olarak 3 temel konu üzerinde durduklarını aktaran Celili, bunlardan en önceliklisinin milletlerin haklarına saygı duymak, bir diğerinin nükleer silahların yayılmasının önlenmesi amacıyla çok ciddi bir işbirliği ve barışçıl nükleer enerjinin tüm insanların hakkı olduğunu kabul etmek olduğunu belirtti. Barışçıl nükleer enerjiye kavuşmanın tüm insanların ve milletlerin hakkı olduğuna vurgu yapan Celili, “Eğer NPT (Nuclear Non-Proliferation Treaty – Nükleer Silahların Artırılmasının Önlenmesi Anlaşması) milletlerin haklarını koruyan bir anlaşma olarak ve bu amaçlardan barışçıl olmayan amaçlardan uzaklaşmak için kesinlikle desteklenmelidir. Bu anlaşmayı desteklemek için yasalarla hukuklar arasında kesinlikle denge sağlanmalı. Yani NPT üyeleri kendi görevlerine yaptıkları kadar bazı haklara da sahip olmalılar. Eğer burada bir denge kurulmazsa o zaman NPT ciddi zarar görür. Bizim bu konularda üzerinde durduğumuz en önemli konulardan biri NPT üyelerinin hakları resmiyete taşınmalı ve bunlar ön koşul değildir. Bunlar uluslar arası alanda konuşmaların yapılabilmesi için gereklidir. Uluslar arası konuşmalar yaptığımızda kesinlikle hukuktan bahsetmeliyiz.” diye konuştu.
İran'ın Uluslar arası Atom Enerjisi Ajansı'nın bir üyesi olduğunu ve bu anlamda çok olumlu gelişmelere imza attığını anlatan Celili, şöyle konuştu: “Hatta biz gerekenin çok daha ötesinde şeyler yaptık. Yıllarca ileri gittik. Siz bilmiyorsunuz ki ajansın Genel Müdürünün konuşmasında 25 kez resmen ilan edildi. 'İran İslam Cumhuriyeti kesinlikle barışçıl olmayan bir davranış girişimi yoktur. İran'ın tüm girişimleri barışçıldır' denildi.”
Ajansla yaptıkları işbirlikleri çerçevesinde denetlemeler ve kameralar konusunda önemli gelişmeler yaşandığını aktaran Celili, bu çerçevede uluslar arası toplumu tesislerine davet ettiklerini söyledi. Davet çerçevesinde 130 ülke temsilcisinin geçen hafta Tahran'a geldiğini ve nükleer tesisleri gezdiğini hatırlatan Celili, temsilcilerin İran'ın ajansla işbirliğine övgüler yağdırdığını anlattı.
“ABD'DEN ÇALINAN 200 TON NÜKLEER MADDE İSRAİL'DE”
Geçen yıl Tahran'da gerçekleştirdikleri nükleer silahsızlanma konferansını hatırlatan Celili, “Nükleer silahlar hiç kimse için, barışçıl nükleer enerji ise herkes için” sloganıyla hareket ettiklerini aktardı. Dünyanın sorması gereken en önemli sorularından birisinin aşırı nükleer silahlanma olduğuna vurgu yapan Celili, Avrupa'da hali hazırda bulunan 200'den fazla nükleer tesis konusunda uluslar arası toplumun hiçbir girişimde bulunmadığını vurguladı. İsrail'in çok sayıda nükleer silaha sahip olduğunu anlatan İran temsilcisi, İsrail'e nükleer silahların kim tarafından verildiğinin araştırılması gerektiğini dile getirdi. Celili, “Neden bu konuda herhangi bir şey yapılmıyor. Bu konuda işbirliği yapabiliriz. Bu benim sadece iddia değil, bunlar Amerika'nın resmi senetlerinde açık şekilde yer almıştır. 200 tondan fazla nükleer madde çok yüksek düzeyde zenginleştirilmiş nükleer madde, 40 yıldan fazladır Amerika'da kaybolmuştur. Bu ABD resmi senetlerinde açıkça görülmektedir. '200 ton nükleer madde çalışmıştır.' diye haberlerinde vardır. Neden 40 yıldır bu konuda hiç kimse hiçbir şey yapmamıştır. Uluslar arası topluma bilgi verilmemiştir.” Dedi.
Uluslar arası toplumun en önemli endişesi olarak bu konu üzerinde yoğunlaşması gerektiğini bildiren Said Celili, sahte gündemlerle bu konunun hep gölgede bırakılmaya çalışıldığını öne sürdü. Açıklamasının ardından Celili, basın mensuplarının soruların cevapladı. Basın mensuplarının Avrupa Birliği Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'ın “İran tarafı ön koşul ortaya koydu” sözlerini hatırlatması üzerine Celili, isteklerinin milletlerin hakkına saygı duymak dışında bir koşulları olmadığını, bunun da mantıklı bir konuşmanın temeli olduğunu söyledi. Barışçıl nükleer enerjiyi tüm dünyanın kullanması konusunda işbirliği yapabileceklerini belirten Celili, nükleer enerji tesislerinden tüm insanlığın yararlanabilmesi açısından ciddi faaliyetler yapabileceklerini aktardı. Gazetecilerin “Yakıt takası konusunda İran yeni bir öneriye açıkmı? Ve ABD tarafıyla ikili görüşme yaptınız mı? “ sorularına Celili, nükleer yakıt takasının önemli bir işbirliği alanı olabileceğini söyledi. Görüşmelerde en önemli zemini bu konunun oluşturabileceğine işaret eden Celili, P5+1 ülkeleriyle görüştüklerini ayrıca ABD heyetiyle bir görüşme gerçekleştirmediklerini söyledi.
İKİ BİLİM ADAMIMIZ TERÖR SALDIRISINDA ÖLDÜRÜLDÜ!
Bazı ülkelerin ve insanların kendilerinde başka milletlerin haklarını görmezden gelme hakkını gördüklerini söyleyen Celil, “Bunun sonucunda binlerce yüz binlerce insan ölüyor. Ama hiç kimse onlar hakkında bir şey yapmıyor. Neden diye onlara sormuyor. BM Güvenlik Konseyi milletlerin hukukunu korumak istediğinde bu ülkeler hemen veto ediyorlar. Bazı ülkelere çok açık bir şekilde bu hakkı kendilerinde görüyorlar. Başka ülkelerin barışçıl nükleer enerjiye kavuşması konusunda güvenlik tedbirleri açıklıyor.” diye konuştu.
Son dönemde İran'ın nükleer programında görevli iki bilim adamının terör saldırılarında hayatını kaybettiğini belirten Celili, BM Güvenlik Konseyi'nin aldığı kararlarda bu iki bilim adamın isminin geçtiğini ve ardından teröristlerin bu bilim adamlarına yönelik saldırı gerçekleştirdiğini bildirdi. Celili, “Bu konuda kesinlikle Güvenlik Konseyi için bir fiyasko bu. Bu konuda uluslar arası topluma cevap vermeli. Çok açık bir şekilde 'Teknik bir araç kullanalım diyorlar, siber alanlarda savaş başlatalım virüslerden kullanalım' diyorlar. Bir milletin hareketinin önünü almak için. Bunlar hangi hakla bunu yapıyorlar. Ama ne mutlu bize ki her konuda da başarısız oldular.” dedi.
TÜRKİYE'YE TEŞEKKÜR
Cenevre ve İstanbul görüşmelerinin kıyaslanması ve Türk tarafının tutumunun sorulması üzerine Celili, Türkiye'ye teşekkür etti. Özellikle Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun yapıcı, olumlu çabalarına teşekkür eden Celili, "Hem Tahran konuşmalarında sayın Davutoğlu'nun rolü çok etkili ve belirgindi. Bu gün buradaki konuşmalarda da çok aktif yapıcı bir şekilde yer aldı. Ben burada tekrar sayın Davutoğlu'na değerli kardeşime teşekkür ediyorum.” dedi.
İran ve ABD heyetlerinin karşılıklı görüşmeleri konusunda basın mensuplarının ısrarlı soruları üzerine İran temsilcisi Celili şu cevabı verdi: "Bizim hiçbir görüşmemiz olmamıştır. İran-Amerika arasındaki 30 seneden beri güvensizlik duvarı var. ABD İran halkına karış 30 yıl içinde, İran'daki demokrasiyi engellemek için çok sayıda girişim yaptı. Önce Amerika bu şeyleri bir kenara bırakmalı.."