CHP sözcüsü Haluk Koç'un, 'Oslo Protokolü' olduğunu öne sürdüğü metin 9 maddeden oluşuyor. İddiaya göre metinde, operasyonlar ve eylemlerin karşılıklı olarak durdurulması, KCK tutuklularının seçimden önce serbest bırakılması öngörülüyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, geçen hafta Oslo görüşmelerine ilişkin bazı soruları gündeme getirmiş, bu konularda Başbakan Tayyip Erdoğan'dan cevap beklediğini belirtmişti. Koç, dün CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken basının karşısına çıktı ve aradan geçen bir haftalık süreçte gündeme getirdikleri soruların cevaplanmadığını kaydetti. MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın müzakerelerde anadilde eğitimle ilgili "Nasıl olsa orası özerk bölge olacak. Öğretmen tayini dahil, eğitim hizmetleri belediyelere, valilere devredilecek." sözü verip vermediğini soran Koç, şu iddialarda bulundu: "Bu cümleler Oslo tutanaklarında aynen yer almıştır. Bu sözün arkasında siz var mısınız? Siz yoksanız, basına yaptığınız son açıklamada 'benim bilgim olmadan böyle bir şeyi bu adam yapacak, ben onu orada tutacağım; öyle şey olur mu ya?..' dediniz. Şimdi bu sözlerden sonra Hakan Fidan'ı neden korumaya alıp, neden özel yasa çıkarttığınızı çok iyi anlıyoruz."
CHP'den yapılan açıklamaya göre, hükümet temsilcileri ile PKK'yı temsilen görüşmelere katılanlar arasında imzalanan protokol üç paragraflık giriş ve 9 maddeden oluşuyor. Mutabakat metni, taraflar arasında arabuluculuk yapan hakem devlet (İngiltere) temsilcileri tarafından, taraflar adına imza altına alınmış ve belgenin aslı hakem devlet merkezinde arşive alınmış. Mutabakatta Kürt ve Türk tarafı gibi ifadeler kullanılırken, Kürt sorununun nihai çözümünün, ancak çatışmasızlık zemininde gerçekleşebileceğinden hareketle tüm askeri, siyasi ve diplomatik operasyonların ve eylemlerin durdurulması ve uygun tedbirlerin karşılıklı geliştirilmesinin esas olduğu, bu çerçevede tarafların, 15 Haziran 2011'e kadar her türlü operasyon ve askeri eylemlerini durdurduğu ifade ediliyor. Mutabakat metninin altıncı maddesinde ise şöyle deniliyor: "Kürt halkının siyasi ve legal temsilcileri, basın yayın organları ve çalışanlarına yönelik uygulanan baskı, tutuklama ve çalışmalarını engelleme vb. yönelimlere son verilmesi ve KCK adı altında gerçekleşen siyasi operasyonlarda tutuklananların serbest bırakılması, sürecin yumuşatılması ve çözüm yönünde ilerlemesi için önemli bir adım olacaktır. Bu çerçevede Türk tarafı ilk adım olarak Newroz ve sonrasında tutuklanan Kürt siyasetçileri bırakmayı taahhüt eder."