15 Aralık 2025
Altın 5968.875
BIST 11445.69
Dolar 42.6966
Euro 50.1689
Sterlin 57.1885
Ankara 6°C

CHP milletvekili İhsan Özkes ile özel röportaj

CHP milletvekili İhsan Özkes ile özel röportaj
‘Diyanet acente değil; hac ve umre işinden çekilsin!..’

CHP milletvekili ve eski müftü Özkes'ten Diyanet’e ticaret suçlaması: “Din görevlisi sadece din hizmeti versin, denetim yapsın. Dünyanın en pahalı haccını Türk insanı yapıyor. Hac ve umre işlerini artık seyahat acenteleri yapmalı”

CHP'den İstanbul Milletvekili olarak TBMM'ye giren İhsan Özkes ile 'dindar nesil', 'CHP din ilişkisi', Diyanet'in konumu gibi konularda sorularımızı yanıtladı:

-Eski bir din adamı olarak hac meselesinde Diyanet İşleri Başkanlığı'nı eleştiriyorsunuz...

Diyanet "Kırmızı ışıkta geçmek günahtır" dedi. Ne güzel. Bunu eleştirmiyorum ama Diyanet İşleri Başkanlığı önce ticaret yapmayacak. 500 milyon euroluk bir hac ve umre pazarının yüzde 60’ını Diyanet elinde tutuyor. Aslında kırmızı ışıkta geçilmesi AKP'nin işine geliyor. 2012 yılında cezalar arttı, iktidar bütçe açıklarını telafi etmeye çalışıyor. Sanıyorum orada bir kopukluk olmuş Diyanet ile AKP arasında (gülüyor). Şaka bir yana ben şunu diyorum: Hacca gidiliyor. Otelde su akmayınca hacı din görevlisine kızıyor. Hacının otobüsünü tutan, pasaport işlemlerini din görevlisi yapıyor. Acente gibi çalışıyor. Oysa din görevlileri sadece din hizmeti vermeli. Ben o yüzde 60’lık bölümü de acenteler yapsın, Diyanet din hizmeti versin, denetim yapsın diyorum. Ama Sayın Görmez ateş püskürüyor.

- Ama Sayın Görmez'den önce de aynı uygulama sürüyordu...

Şöyle bir şey var. AKP iktidarından önce dolar üzerinden hacca gidiliyordu. 1.700-1.800 dolardı sanıyorum. Sonra bu euroya çevrildi ve en azı 2.500 euro oldu. Fakat Suud’da enflasyon yoktur. Fiyatlar orada yükseliyor denilemez. Şimdi Diyanet her hacıdan 500 ile 1000 euro arasında kâr ediyor. Dişinden tırnağından artırmış, garibim için 50 dolar bile çok önemli ama Diyanet onların üzerinden kar yapıyor. Dünyanın en pahalı haccını Türk hacıları yapıyor. Bunu söyleyince kızıyor. Diyanet İşleri Başkanı geçenlerde, "Kurum olarak kutsallığımız olamaz" dedi. Güzel, ne harika bir şey. Ama ben Diyanet İşleri’ni eleştirmeye başladığımda anında kutsallık oluşuyor. Çünkü kitabı ortasından okuyorum. Anadolu insanıyım. Sonra bir bakıyorsun Diyanet İşleri Başkanı'nın tetikçileri var.

- Nasıl tetikçiler?

Diyanet haberler sitesi, dinihaberler.com internet sitesi. com... Girip bir bakın. Neredeyse her gün benimle ilgili yazılar var. Sistemli bir şekilde beni yıpratmak, halk nazarında itibarsızlaştırmak için büyük bir çaba var. Bu Diyanet’in tetikçileri tarafından yapılıyor. Bu çok çirkin bir olay. Ama milletvekiliyim beni susturamazlar. Bu milletin parasının 5 yıldızlı otellerde çarçur edilmesine karşıyım. Afrika ülkeleri din liderleri toplantısı yapıyorlar, bir hafta yüzlerce kişi 5 yıldızlı otelde yiyor, içiyor, yatıyor. Diyanet İşleri Başkanı ve yardımcılarının bir yıl içinde aldıkları yollukları, konaklama paralarını soruyorum, cevap yok. Ben AKP ile Diyanet ile ilgili konuştuğum sürece bunlar normaldir.

-İnternet siteniz de hacklenmişti, suç duyurusu yaptınız mı?

Evet. Kime suç duyurusunda bulunacağım? Demişler ki, "Bana zarar veren kadı". Kadıyı mı şikayet edeceğim? İnanır mısınız, bir ilahiyat fakültesi, bir emekli müftü, bir imam hatip lisesi mezunu olarak CHP’de bulunmaktan zevk alıyorum. AKP bir toplum mühendisliği yapıyor ve Diyanet İşleri Başkanlığı bunda taşeron olarak kullanmak istiyor. Sayın Görmez’le birlikte kurum bu taşeronluğa kucak açıyor. Bakın Atatürk herkese ayağa kalkmazdı. Ama Diyanet İşleri Başkanı gelirken ayağa kalktığını biliyoruz. Çünkü saygın bir kurumun başındaki saygın bir insan geliyor. Atatürk’ün ayağa kalktığı Başkanlık makamının saygınlığını korumak gerekiyor. Bunun için Diyanet'in siyaset üstü kalması gerekir.

-Kendisine bu şikayetleri ilettiniz mi?

Sayın Görmez AKP’lilerin yanında, Başbakan'ın yanında bize selam vermekten bile korkuyor. İstanbul’daki toplantıya gittim beni gördü, merhaba bile demedi. Sayın Kılıçdaroğlu'nu temsilen, bir milletvekili olarak oradayım üstelik. Bu kadar AKP militanlığı yakışmıyor. Kendisi CHP’lilerin de, MHP’lilerin de başkanıdır. Ama maalesef bunu kaybediyor.

CHP'nin dinle sorunu yok

-Dindar gençlik tartışması "tinerci" gençliğe kadar geldi. Dindar gençlik tanımınız nedir?

Dindarlıktan ne anladığımızı dine bırakmak gerekir. Kuran da bir ayette kısaca, "Allah katında sizin en değerli olanınız Allah'tan en çok sakınanızdır” der. Bundan şunu anlıyoruz: Diyelim para buldunuz, cebinize atabilirsiniz. Çünkü bir siz biliyorsunuz bir Allah görüyor. Ama "sahibini bulayım" diyorsunuz. Başbakansınız, Bakan, genel müdür veya işçisiniz, çalmanız çırpmanız mümkünken yapmıyor, korkuyor, hakkınız olmayana el sürmüyorsunuz. Dindar olmak isteyen diktatör görüntüsü vermemeli, muhalifleri bertaraf etmeye çalışmamalı, yolsuzluğa izin vermemeli. Bunlar dindarlıkla bağdaşmaz. Mesela Peygamberimize sıradan bir kişi gidip derdini anlatabiliyordu. İşin garip tarafı Peygamberimiz bir söz söylediğinde insanlar ona, "Bu söz size Allah'tan mı geldi kendi sözünüz mü?” derlerdi. Eğer Peygamber’in sözüyse, "Ey peygamber sen bunu böyle diyorsun ama şöyle eksik tarafı var” diyebilirlerdi.

-Yani eleştiriye çok açıktı...

Tabii ki. Mesela Bedir Savaşı’nda askerin konuşlanacağı yeri peygamber tespit etti. Ama insanlar kendi görüşünü olduğunu anlayıp itiraz edince vazgeçti. Arkadaşlarını dinledi. Peygamberimiz demokrattı, hoşgörülüydü. Ben diyorum ki, eğer dindarlıkla öne çıkıyorsanız kindarlığınız olmayacak. Ancak sayın Başbakan’da daha çok kindarlık var. Koskoca, imam hatip lisesi mezunu Başbakan çıkıp İhsan Eliaçık ve Prof. Ersin Kalaycıoğlu'na cevap veriyor. Bu kadar hoşgörüsüzlük, anlayışsızlık olabilir mi? Ben CHP milletvekiliyim. Ama benim de Başbakanım olabilmeli. Beni de, BDP’li, MHP’li, Meclis’e giremeyen partileri de Başbakan kucaklamalı. Müslüman’ı da, Yahudi’yi, ateisti, Hristiyan’ı, tinerciyi de kucaklamalı. Ama bakın o tinerci çocuk doğru bir şey söylemiş: "Açken dindarları değil Allah'ı gördüm." Çok samimiyim o tinerci çocuk konuyu çözmüş. Püf noktasını anlatmış, ki bizim anlattığımız da budur: Kulla Allah arasına kimse giremez. Çekil arkadaş aradan.

-CHP ile dindar kesimin yıldızı yıllardır barışmadı. Türkçe ezanla mı başlıyor bu ön yargı?

Demokrat Parti Türkçe ezanı kaldırma teklifini verdiğinde CHP destek vermiştir. Orada CHP adına konuşma yapan milletvekili Arapça okunmasına destek vermiştir. Olayın üzerinden 62 sene geçmiş. CHP 1950 yılında ezanın Arapça olarak okunmasını parti olarak desteklemiştir.

-Hata görmüş diyebilir miyiz?

62 yıldır bu konu neden deşiliyor? CHP’nin ne ezanla, ne Kuran’la ne dindarla hiçbir sorunu yok. Bugün ben 5 vakit namazını kılan bir insanım. Dini; bir mütedeyyin dindar bir insanın yaşaması gerektiği gibi yaşamaya çalışan bir insanım ve CHP PM üyesiyim, milletvekiliyim. CHP'de genel başkan başta olmak üzere tüm partililer beni bağrına bastı. Ama CHP'nin dine ve dindara olan bu yaklaşımından rahatsızlık var. Bakın Sayın Kılıçdaroğlu, "Başörtüsü sorunu artık yok” dedi. Ramazan Bayramı’nda din din görevlilerine tebrik kartı gönderiyor.

-Eskiden var mıydı böyle bir uygulama?

Bilemiyorum. Sayın Genel Başkanımız Eyüp Sultan’da dua ediyor. Pek bilinmez ama umreye gitmiştir. CHP'nin 74 milyonu kucakladıkça rahatsız oluyorlar. CHP dine ve dindara yaklaştıkça, kucakladıkça Sayın Başbakan bir cephe açıp geçmişe dönüyor. Mevlana, "Ölülerle savaş edilip gazilik elde edilemez” der. Sayın Erdoğan Atatürk olmasaydı Başbakan olamazdı. Önce Allah'a sonra Atatürk’e borçludur. Sen daha dün Uludere’de 34 kişiyi hangi istihbaratla öldürüldüğünün hesabını vermiyorsun. Çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede din üzerinden siyaset yapmak hele hele İslam üzerinden siyaset yapmak kadar kaymak bir iş yok. Bu kaymağı ye ye bitmez. Sonra dindarlığın kalıbı, ölçüsü ne? Suudi Arabistan dindarlığı mı olacak, İran mı, Türkiye dindarlığı mı olacak? Türkiye’de hangi cemaatin, tarikatın dindarlığı olacak? Emekli müftüyüm. Hiçbir tarikat veya cemaat başkasını kendisi kadar dindar kabul etmez.

-İlginç bir tespit...

Gerçekten öyle. Her cemaat kendini dindar kabul eder. Başkasını etmez. Biz de diyoruz ki en dindar Hz. Muhammed’dir ve onun ahlakı, hoşgörüsüdür. Başbakan daha sevecen olmalı. Biz onun beslendiği bu hortumu keseceğiz.

Kürsünün yerini değiştiremiyoruz

-İç tüzük nedeniyle TBMM'de kıyamet koptu. Siz daha önce kürsünün yeri değişmeli demiştiniz.

Evet. Kürsü AKP’ye yakın. Onlara 2, bize 7 metre. Muhalefet milletvekilleri orada konuşurken AKP'liler istediği gibi laf atıyorlar. Televizyonda hissetmiyorlar ama fısıldasalar konuşmacı duyuyor. Ben de yazı yazdım, "Değiştirilsin" dedim.

-Değiştirilmesi ihtimali var mı?

Gelen yazı çok tuhaf. TBMM Başkanlığı yazı göndermiş Anıtlar Kurulu dahil üç kurumdan izin alınacak diyor. Onlar müsaade etmezse değiştirmek mümkün değilmiş. Yani TBMM’de milletvekilleri kürsünün yerini değiştirme salahiyetine haiz değil. Ben de bir yazı daha yazdım, "TBMM’nin üstünde başka kurumlar mı var, bu nasıl cevap?" dedim. Arkada "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" yazıyor ama milletin vekilleri kürsünün yerini değiştiremiyor. Türkiye’nin hali de vallahi bu. Şu anki konumlanmasından farklı değil. TBMM’nin konumunda adaletsizlik olursa nasıl adaletli kanunlar çıkaracak? İkinci yazıma cevap gelmedi hala. Zaten sorularımın çoğuna cevap gelmiyor.

Pasta paylaşımında ne oluyor bilmiyoruz

Ankara kulislerinde son olayları ‘cemaatler savaşı' olarak yorumlayanlar da var. Sizce nedir?

AKP cumhuriyetin kazanımlarıyla oynadı, adeta Türkiye’yi teslim aldı. Darbelere karşıyız ama bugün Cumhuriyetimiz ve halkımız AKP sivil darbesiyle karşı karşıya. Kimseden çıt çıkmıyor çünkü iktidardan beslenenler bundan memnun. Kendi aralarındaki o pasta paylaşımında neler oluyor, bilmiyoruz. Bilmemiz de mümkün değil. Ancak bir şeylerin olduğu ortada. İzleyeceğiz, göreceğiz. Ama cumhuriyeti kuran irade olan CHP, halkın desteğiyle bu saldırıları bertaraf edecektir.

Başbakan’a dokunmak ibadet mi? Çarşaftan ağır

-İstanbul’da çarşaflı kadınlara rozet taktınız önce bazı CHP'liler ayağa kalktı. Önder Sav’ın esprisi dindarları çok kızdırdı...

Önder Bey'in söylediği söz ortada. Peki Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, "Başbakan'a dokunmak bana göre ibadettir" dedi. Hüseyin Bey'in sözü mü Önder Bey'in sözünden daha ağırdır. Ama dini konuda CHP’li bir arkadaşımız hata yapınca onu üzerine hurra herkes gidiyor. Ama daha ağırı AKP’den olunca çıt çıkmıyor. Oysa Diyanet’i, imam hatip liselerini ve ilahiyat fakültelerini CHP kurmuştur. Kuran-ı Kerim'in ilk tefsirini yapan, radyoda ilk mevlidi okutan rahmetli Atatürk’tür. CHP’nin dinle, Diyanet'le kesinlikle sorunu yoktur. (D.Güçer/VATAN)

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir