17 Aralık 2025
Altın 5933.043
BIST 11348.83
Dolar 42.6894
Euro 50.1403
Sterlin 57.2218
Ankara -1°C

"Cumhurun Başına Kapalı Olan Kozmik Oda, Evrak Yakan Bir Ere Açık"

"Cumhurun Başına Kapalı Olan Kozmik Oda, Evrak Yakan Bir Ere Açık"
MemurSen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Türkiye'nin demokratikleşmesinin önündeki en önemli engelin, iç hizmet kanunları, iç tüzükler ve mevzuatlar olduğunu söyledi.
Memur Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Türkiye'nin demokratikleşmesinin önündeki en önemli engelin, iç hizmet kanunları, iç tüzükler ve mevzuatlar olduğunu söyledi. Cumhurun başı olan Cumhurbaşkanının, Başkomutan sıfatına rağmen kozmik odadaki bilgileri bilmediğini dile getiren Gündoğdu, "Başkomutanın bilmediği kozmik sırları evrak yakan er biliyor." dedi. Hükümetin, ülkeyi şeffaflaştırmak önce bu tüzük, yönetmelik ve hizmet kanunlarından kurtarması gerektiğine işaret eden Ahmet Gündoğdu, aksi halde darbecilerin bunlara dayanak yaparak beklemede olduğunu anımsattı.

Memur Sen Konya Buluşmaları ve ferdi kaza sigortalarının tanıtımı için kapsamında şehre gelen Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, Mevlana Kültür Merkezi'nde üyelerine bir konuşma yaptı. Konuşmasının önemli bir bölümünü demokratikleşmeye ve şeffaflaşmaya ayıran Gündoğdu, Türkiye'deki anayasanın demokratikleşmenin önündeki en önemli engel olduğunu dile getirdi. Demokrasilerde tüm kurumların denetlenebilir olduğunun altını çizen Ahmet Gündoğdu, Cumhurbaşkanına bağlı Devlet Denetleme Kurumu'nun bazı kurumları denetleyemediğini ileri sürdü. Memur Sen Genel Başkanı yeni bir anayasanın şart olduğunu söylediği konuşmasında hükümete seslenerek milletin kendilerine bu yetkiyi verdiğini anlattı.

"BAŞKOMUTANIN GİREMEDİĞİ KOZMİK ODA YÜZBAŞIYA EMANET"

Demokratikleşme önündeki en önemli engelin mevzuat sorunu olduğunu açıklayan Ahmet Gündoğdu, bunların başında da iç hizmet kanunun geldiğine işaret etti.

Dünyanın hiçbir çağdaş ülkesinde askerin cumhuriyeti korumak gibi bir görevinin bulunmadığını anlatan Memur Sen Genel Başkanı Gündoğdu, "Askerin görevi, cumhuru iç ve dış güvenlik açısından can emniyetini sağlamaktır. Biz de Cumhuriyete güvenilmediği için askere bu görev veriliyor. Bir siyasi partimiz de parti kanununa 'Genelkurmay'ı korumak' diye madde ekliyor. Anayasamızın 104'üncü maddesine bakın. Cumhurbaşkanı devletimizin başıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)'nın başkomutanıdır. 108 maddeye bakıyoruz. Denetleme kurulunu kuran, Türkiye'yi denetler diyor. Başkomutan cumhurun başı. Ancak silahlı kuvvetler ve yargı organları devlet denetleme kurulunun görev alanı dışındadır. Hal böyle olunca, başkomutanın bilmediği kozmik oda sırrı, bir yüzbaşıya açık. Hakimin giremediği oda evrak yakan ere açık. Devletin başına sır olmaz. HSYK ve YAŞ kararlarını yargı denetimine açmadığı sürece asla şeffaflaşmadan bahsedemezsiniz." dedi.

"TÜRKİYE'DE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ DEĞİL ÜSTÜNLERİN HUKUKU SÖZ KONUSU"

Ahmet Gündoğdu, Türkiye'de hukukun üstünlüğü yerin üstünlerin hukukunun söz konusu olduğunu, Anayasa'da devletin tanımına rağmen buna uyulmadığına dikkat çekti.

Genel Başkan Gündoğdu, "60 İhtilaline bakın. 70, 80, 97'ye, 28 Şubat'ın kirli sürecine bakın. 2007 e-muhtırasına demokrasiyi ıslatarak demokrasinin ıslamasıyla milleti kafesleyenlere, kozmik odaya ve balyoz planına. Tamamı demokratikleşmenin önündeki engellerdir. Oysa Anayasamızda devletin tanımı yapılırken demokratik laik sosyal hukuk devleti yer alıyor. Demokratikleşmenin önünü darbe planlarıyla keserseniz, yargı devleti olmaya müsaade eden hukukun üstünlüğüne değil üstünlerin hukukuna kanal açan, kararlarıyla yargıçlar devletine kapı aralarsanız. Sütçü imamın torunlarını sütçü imamın üniversitesine laiklik adı altında sokmazsanız, bu ülkenin adı laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olmaz." şeklinde konuştu.

Demokratik devlet olmak için yoğun adımlar atmak gerektiğini söyleyen Ahmet Gündoğdu, 72 milyon milletle kucaklaşılması gerektiğini aktardı. Devlet etiği denilen bir kavramı bugünlerde aranır olduğunu belirten Gündoğdu, kamu çalışanı etiğinin olduğunu ancak devlet etiğinin ise olmadığını dile getirdi.

Bunu sebebini ise devletin kutsanmış olmasına bağlayan genel başkan, insan haklarına saygılı, şeffaf, darbecileri ve çetecileri içersinde barındırmayan devletlerde etikten söz edilemeyeceğine dikkat çekti. Gündoğdu, "Kamu görevlileri etik kurumu kurulmuş. Bu kurulun çalışmasında açılan paranteze bir bakın. Cumhurbaşkanı, TBMM üyeleri, bakanlar kurulu üyeleri. TSK, yargı mensupları üniversiteler kurulun görev alanının dışında tutulmuş. Yani anti demokratik süreçlerde bulunduğu makamı cumhuriyetin kalesi ilan ederek her türlü icraatını cumhura rağmen yapan ne kadar makam varsa anti demokratik süreçlerde bu milletin iradesini hazmedemeyen ne kadar günah işleyen varsa hepsi etik kavramının dışında. O zaman soracağımız soru net. Milletin devleti mi devletin milleti mi." ifadelerini kullandı.

Konuşmasının sonlarına doğdu yeni bir anayasa için hükümete çağrıda bulunan Ahmet Gündoğdu, daha demokratik ve şeffaf bir ülke için referanduma gidilmesi gerektiğinin altını çizerek, şunları söyledi: "Millet, millet adına bir anayasa yapmak için size yetki verdi. Millet iradesini tokatlayan iç tüzüklerden, geçici maddelerden, balyoz planlarından EMASYA'da olduğu gibi uygulamaları ortadan kaldırmak için yetki verdi. Ya topyekûn bir anayasa, ya da yargı reformu, hukuk reformu, kamu çalışanlarının siyaset yasağının kaldırılması gibi temel konularda referanduma gidin. Aksi takdirde darbeciler zar atmıyor. Onların zar atmadığını bilin."

"AÇILIMI ÖNEMSİYORUZ"

Sendika olarak hangi etnik kökene sahip olursa olsun herkesin anadilinin devlet tarafından öğretilmesi taraftarı olduklarını açıklayan Gündoğdu, bazı kesimlerin bunu yanlış anladığını dile getirdi. Hükümetin başlattığı demokratik açılımı desteklediklerini ancak memur için de bir açılım yapılmadan bunların eksik kalacağını ileri süren Ahmet Gündoğdu sözlerini şöyle tamamladı: "Eğitim dili Türkçe olsun. Ama kim anadili olarak Arapçayı, Lazcayı, Kürtçeyi, Çerkezceyi öğrenmek istiyorsa devlet bunlara anadilini öğretsin. Ancak anadili Türkçe olsun diyoruz. Bediüzzaman'a Allah rahmet etsin. Onlarca yıl önce reçeteyi ortaya koymuş. 'Türkçe lazım, Kürtçe caiz olsun' diyor. Açılım bu. Demokratikleşme bu. Göz rengimiz farklı olabilir ama gözümüzün yaşı bir. Hükümet iş başına geldiğinde çocuklarımızı üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin dört tarafı düşman dolu diye korkutuyorduk. Dünyaya açıldık. 57 ülke ile vize sorunu kalkmış. Rusya ile sözleşmeler imzalıyoruz. Kendi işçisiyle sözleşme imzalıyor kendi memuruyla sözleşme yapmaktan imtina ediyor. Önemsiyoruz demokratik açılımı, önemsiyoruz alevi açılımını, önemsiyoruz Kürt açılımını, önemsiyoruz Romen açılımını. Çünkü öteki olmasın. İtilmiş insan kalmasın. Dünya görüşü ne olursa olsun bu ülkenin eşit yurttaşı olsun. Ama memur açılımı olmadan tüm bu açılımlar yarım kalır.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir