Devleti milyonlarca dolar zarara uğrattıkları öne sürülen 27’si tutuklu 69 sanık hakkında dava açıldı. Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Haluk Tekin, Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’nca başlatılan, hayali ihracat yoluyla haksız kazanç elde ettikleri öne sürülen şebekeye yönelik düzenlenen operasyona ilişkin iddianamesini tamamladı.
Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 51 sayfalık iddianamede, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şube Müdürlüğü’ne 16 Haziran 2011’de yapılan bir ihbar üzerine, Laleli’deki esnafın kargo mallarını kendilerine ait gösteren Barış Kösen ve Derviş Kösen kardeşlerin liderliğindeki şebekenin teknik takibe alındığı kaydedildi. Yapılan teknik takipler ve elde edilen deliller ışığında, Kösen kardeşlerin liderliğinde “Kargocu” olarak nitelendirilen suç örgütünün yanı sıra, Barbaros Hayrettin Aksoy, Ahmet Pampu, Ahmet Hasköylü, Şenol İkiz, Ferruh İlvan, Sönmez Gezer ve Pınar Balcı’nın içinde olduğu, büyük ve çok yönlü eylemler gerçekleştirebildiği iddia edilen ikinci bir suç örgütüne de ulaşıldığı belirtildi. Aksoy liderliğindeki suç örgütünün, başkalarının adına kayıtlı ancak kendi denetimlerinde olan şirketler marifetiyle ihracat kaçakçılığı dışında, Çin menşeli kumaşları Alman firma aracılığıyla menşe saptırması yaparak eksik vergi ödemek suretiyle ithalat kaçakçılığı yaptığının da belirlendiği kaydedildi.
Örgütün ayrıca muhtelif suçlardan arama ve yakalamalı olan bir takım şüphelilerin serbest kalmalarını sağlamak için yargı mensuplarını etkilemeye teşebbüs ettiği yönündeki bilgilere de ulaşıldığı belirtildi.
Yalçın Bayrak’ın Danıştay’a giderek Başkan Karakullukçu’dan ricacı olduğunu
gazetemiz 24 Temmuz 2012’de kamuoyuna duyurmuştu.
106 sahte beyanname
İddianamede, “Kargocular” olarak belirtilen Barış Kösen ve Derviş Kösen liderliğindeki örgütün, özellikle Cezayir ve Tunus asıllı kişilerin İstanbul’daki çeşitli tekstil firmalarından aldıkları malları bir depoda topladıkları ve ihracat yapıyormuş gibi göstererek haksız menfaat sağladıkları öne sürüldü. Derviş Kösen’in sahibi olduğu firmanın 5 Ocak 2011-1 Şubat 2012 arasında gerçeğe aykırı belgelerle 106 ihraç beyannamesi düzenlediği belirtilirken, eylemler ayrıntılı şekilde iddianamede yer aldı.
‘Yargıyı etkileme’ çabası
İddianamede, Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu ile görüştüğü öne sürülen Yalçın Bayrak için ise şu ifadeler yer aldı:
“Suç örgütü üyesi olan şüpheli Yalçın Bayrak’ın örgüt yöneticilerinden aldığı talimatlarla genellikle idari yargıda bulunan ve örgüt mensuplarının aleyhine sonuçlanabilecek davaların takibini yaptığı, bu amaçla idare mahkemeleri, özellikle de Danıştay’da iş takibi yapmaya çalıştığı, örgüt yöneticilerinden aldığı paraları ilgili birimlere dağıttığını söyleyerek davaları lehe sonuçlandıracağı kanaatini uyandırdığı, şüphelinin evinde yapılan aramada ele geçen ve Danıştay’da bulunan dava listelerini gösterir belgelerden, bu kişinin kimlere rüşvet verdiği tespit edilememişse de yargı görevini yapanları etkilemeye çalıştığı belirlenmiş; bu kişi hakkında yapılan teknik takip sonucu elde edilen telefon görüşmeleri, fiziki takip ve görüntülerde bu kanaati teyit etmiştir.”
İstenen Cezalar
İddianamede, örgüt lideri olduğu kaydedilen Aksoy için 14 yıldan 47 yıla kadar, Kösen kardeşler için 11 yıldan 30 yıla kadar, Yalçın Bayrak içinse, “Yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs”, “Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma” suçlarından 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep edildi.(MİLLİYET)
