Dünya Özürlüler Günü nedeniyle Taksim Meydanı'nda düzenlenen etkinliğe katılan DSP Genel Başkanı Masum Türker, basın mensuplarının sorularını cevapladı. 2004 yılında dönemin kuvvet komutanlarının ifade vermeye çağırılmasına ilişkin soruya Türker, "Türkiye'de kim olursa olsun demokrasiyi kesintiye uğratacak herkesin engellenmesi gerekir. Darbelere asla geçit verilmemesi gerekir. Bu konuda Türkiye'de en büyük darbeyi yiyen sol olmuştur. 12 Eylül darbesi aslında karşı devrimcilerin darbesidir. 1920'lerde başlayan kurtuluş savaşında ve 1923 yılında Cumhuriyetimizin kurulmasıyla beraber gerçekleştirilen bütün devrimlerin geriye dönüşümü 12 Eylül darbesiyle sağlanmıştır. 12 Mart darbesi de hukuka indirilmiş bir darbedir. İnsan hak ve özgürlüklerini kısıtlayan bir darbedir. Şu anda Türkiye'de özellikle hatıra sahibi denilen esik Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın ifadesine başvurulmasında geç kalınmıştır. Bu konuda ayrıca Adalet Bakanlığı'nın bu işi ele almayan savcılar hakkında soruşturma yapması gerekir. Madem ki bu işin başlangıç noktası bu hatıralardı, neden daha önce alınmadı? bu da sorgulanmalı." cevabını verdi.
Komutanların ifadelerinin şeffaf bir şekilde alınması gerektiğini söyleyen Türker, "Kamuoyuna duyurulması, hatta gerekirse özel bir televizyon kanalıyla bütün televizyonlara dağıtılarak yayınlanmalıdır. Çünkü, demokrasiye karşı kastedenlerin 'devlet sırrı' diye bazı şeyleri saklamaya hakları yoktur. Kamera karşısında aynı anda kamuoyunun izlemesi gerekir. Çünkü bu eğer bir darbe olgusu varsa herkes haberdar olsun, buna teşebbüs edenler de kendilerini bundan sonra ona göre yargılansınlar. Ama aslı yoksa da Türkiye'nin iki de bir darbe korkusuyla bir korku ortamına sokmanın anlamı yok." diye konuştu.
