BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş grubunun toplantısında konuştu..
11 İŞÇİ DEĞİLDE YA 11 TBMM ÜYESİ OLSAYDI?
Dün Esenyurt'ta bir emekçi cinayeti daha yaşandı. Öncelikle orda yaşamını yitiren kardeşlerimize rahmet diliyorum. Türkiye'nin kaderinin bu tür ölümlerle normalleşmemesi gerektiğini ifade ediyoruz. Ancak bu katliam vesilesi ile Türkiye'nin hükümetin bu konularda kendini sarsması gerekir.11 işçi değil de 11 işveren 11 MÜSİAD, 11 TÜSİAD, 11 TBMM üyesi can verseydi tepki bu mu olurdu? Bu kadar mı vicdandan yoksun hale geldiniz. Cepteki para mı o acıyı belirliyor. Bunlar kader değil!
NEDEN ÖLDÜRLER ÇÜNKÜ GARİBANLAR
Onlar yüzlerce milyon liralık yatırım yapıyorlar. Ama işçi güvenliğinden taviz veriyorlar. Yanarak öldüğünüzde bir çadırın içerisinde cebinizdeki para acının dozunu belirliyor.
Bugün AKP'nin başkanı şöyle geçiştirip iki kelime laf söyleyemiyorsa bu Türkiye'nin utancıdır. Ama onun gündeminde böyle birşey yok. Neden işçiler çünkü, garibanlar.
Sağken, yaşarken size biçilen değer o çadırda karın tokluğunda çalışmaktır. Dünde yoktunuz çalışıyordunuz. İsminiz yoktu. İsminiz anılmıyordu. Şimdi yandınız yine yoksunuz. Bu hükümetin takdiri.
Bu kısır döngüden çıkış vardır. Ama tek başına mümkün değil.Bütün ezilenlerin birleşmesi lazım. Ortak mücadele lazım.
Tüm ezilenler, emekçiler birkez daha o yanan çadıra bakıp vicdanları ile düşünsünler.
Bu asla geçiştirilecek bir konu değil. İş verenlere sermayaye sunulan imkanların işçiye de sunulması lazım. Böyle ticaret anlayışı insana dair olamaz. İnsan için yapılıyor olamaz. Şimdi o AVM'de hiçbir şey olmamaış gibi alışveriş yapacak toplum oluşturacaklar
MART AYI KATLİAM AYIDIR!
Mart ayı Türkiye'de katliamların yaşandığı acı tarihi olayların yaşandığı ayıdır. Ancak her bir katliamında bunu yapanların yanına kar kaldığını hatırlatmak istiyorum.
Gazi katliamı arkasındaki hükümet bu katliamın da üstüne yatmıştır. 2004 yılında iktidarda olan AKP Kamışlı katliamı için Esad'a parmak sallayan Başbakan bunun için bir şey yapmamıştır. Geçmişte Esad rejiminin yaptığı katliama kimse sesini çıkarmamıştır. Bu liderlerle ticaret anlaşması yapılmıştır.
Bunun adı iki yüzlülüktür, ilkesizliktir.
-SİVAS KATLİAMI-
Bugün zamanaşımı ile düşürülen katliamda Maraş'ta, Çorum'da karşılaştıkları tutum bugün de değişmemiştir. Zaman göstermiştir ki devletin Alevlere, Kürtlere bakışı değişmemiştir.
Yıllardır Sivas'ta yaşamalarına rağmen, karakolun yanında ev tutup yaşamalarına, yurt dışına çıkmalarına rağmen yakalanmamaışlardır. Büyük devlet firari sanıkları yakalayamamıştır. Bugün orada isyanı haykırmak isteyen yakınları da gazlarla, joplarla işkenceye tabi tutulmuştur. Ne zaman AKP kürsüden nutuk atarken.
Emrindeki İçişlere Bakanının talimatı ile işkence yapmak mübahtır. Ama sanıkları yakalamaya gelince AKP süt dökmüş kedidir. Bizim zamanımızda yapılmamış diyorlar. AKP'nin meseleye yaklaşımını tek kelimeyle anlatmak istiyorum. O kişilerin avukatlığını yapanlar bir avukat anayasa mahkemesi üyesi, akp tokat milletvekili, bir avukat akp malatya il başkanı, bir avukat eminönü belediye başkanı.
AKP ile bağ kurmayın diyorlar. Bunun AKP ile alaksı yok diyorlar. Niye diyorlar. Çünkü bu listeye isimlerini yazdırıyorlar.
Aman AKP yıpranmasın. Sivas'ı, Uludere'yi unutun AKP yıpranmasın. Ne kıymetliymiş AKp. Bu kadar kıymetliyse alın turşusunu kurun.
Böyle yağma olur mu? Geçmişte de buydu. Köyler yakışdı, aman susun, Ermeni katliamı unut. Niye devlet yıpranmasın. Statiko budur işte.
Bunu AKP'nin yanı başında duranlar, AKP'den beslenenler göremiyor olabilir. Ama çadırlarda yananlar, uçakla çocuğu parçalananlar onlarda mı bilmeyecek?
ULUDERE KATLİAMI
Halk bilinçlidir. Sizden daha siyasete de, özgürlüklere de gönül vermiş dinamik yapıdır. Roboski'nin üstünden üç ay geçti. Üstüne kapattık diyebilir hükümet. Ama halkın vicdanında mahkum oldular.
Parasız eğitim istiyorum diye öğrencilerin evlerini basıp içeri atacaksın, puşi taktı diye öğrencileri içeri atacaksın tüm bunlara gücün yetecek tüm konuşmalarımızı dava açacaksın ama Roboski'de kimin emir verdiğini bulamayacaksınız. Askeri, adli yargı çalışacak ama üç aydır emri kim vermiş bulamayacaksın? Ya biz aptalız ya siz. Biz değiliz biliyoruz.
Emir konuta zinciri içerisinde 34 kişiyi katlettiniz. Siz üç aydır soruşturuyorsunuz. Sanırsınız olay Sibirya'da geçiyor. Hükümet olarak bilginiz var, askeri konutanızın haberi var. Neden açıklamıyorsunuz. Günah keçisi arıyorlar.
Pozantı'daki olayı ortaya çıkaran gazeteciyi hemen içeri atıyorsunuz. Ne kadar da çabuk işliyor yargı. Hükümetin dairesi haline gelmiş mahkemeler halk adına yargılama yapamazlar. Asıl çete zihniyeti bunlardır işte.
Şimdi daha 10 dakika önce nutuk çeken AKP Başkanı bunlar ülkede yaşanmıyormuş gibi davranıyor. Fildişi kulelerinden etrafındaki şakşakçılarla toplumu esir aldık sanıyor.
İnsanlık onuru kazanacak. Bu faşizmi yenecek.
4+4+4 SİTEMİ
Bir yandan da kendi prjelerini toplumu teslim alma ve yıllardır devam eden torna sistemini kendi ellerine geçirmeye çalışıyorlar. Mesele bizim açımızdan eğitim sisteminin kaç yıl olacağı, imam hatiplerin serbest olup olamayacağı?
Biz din eğitimi verilen okullar olsun istiyoruz. Genel okullarda dibnlerin tarihi anlatılsın istiyoruz. Din eğitimi meselesi kolayca çözülecekken 80 yıldır verilen Kemalist eğitimi kendi rotasına çeviriyorlar. Eğitimin içeriği değişmediği sürece 4+4+4 olsa olur 40+40 olsa nolur.
AKP zorbalıkla, darbeyle ben istediğim yasayı yaparım diyor. AKP Başkanı bunu yapanları kutlarım diyor. Asıl mesle gözlerden kaçırılıyor. Çocuklar bilimsel, objektif eğitim modeliyle mi yetiştiriyorlar yoksa torna sistemi ile yalan yanlış tarihle tgek dile yönelik, tek inanca yönelik eğitim mi alıyorlar.
Değişmesi gerek Milli Eğitim sistemidir. Bu sistemle özgür insan yetişmez.
Sadece sistemi hizmet edin. Piyasanın kurallarına uygun insanlıktan çıkmış robotlar olarak gezin dolşın diyorlar. AKP'nin düşüncesi bu.
Yoksa dindar gençlik yetiştiriyoruz tartışması ile meselenin gözden kaçırıldığının farkındayız.
ONLAR DİNDAR DEĞİL
Bazı muhalefetteki arkadaşlarımızla AKP'nin değirmenine su taşıyorlar. Bilerek ya da bilmeyerek. Yoksa kendileri dindar değil dindar nesil yetiştirme amaçları yok. Onlar kindar nesil yetiştirecek.
Yargıtay Türkçe eğitim almış Türk vatandaşlarının Türkçe'den başka dilde savunma yapmaları mümkün değil diyor. Türkçe eğitim almışsanız diyor anadilinizi konuşamazsınız diyor. O zaman Türkçe eğitim almamak gerekiyor ki kendi dilimizle konuşalım. Sadece seçmeli ders olarak okullarda Kürtçe'yi öğrenebilirler diyorlar.Bunlar Kürtlerin taleplerini sulandırmak için yapılıyor
Ama bir kişiye git okulda dilini 10 yaşında öğren demek faşizmdir. Kürt çocuğunun derdi kendi anadilinde eğitim alamamaktır.
Anadilde eğitim vazgeçilmez taleptir. Alevilerin kendi inançlarına göre ibadet etmesi ve eğitim alması haktır. Ama bu tartışmalarla bunu sulandıracaklar. Hükümetin teklifi yok ortada.
Biz anadilde eğitim istiyoruz. Ha Türkçe bu ülkenin ortak dilidir. Ama 20 milyonluk Kürt halkını TRT Şeş ve seçmeli dersle yetinsin demeyeceksiniz.