Dink ailesi, cinayet saatinde olay yerinde yapılan cep telefonu konuşmalarının kayıtlarını talep etmiş, fakat Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) o zaman dilimlerinde bölgede konuşma kaydı olmadığını bildirmişti. Mahkemenin talebinde ısrarcı olmasının ardından TİB, bir yıl sonra nihayet bu kayıtları gönderdi
Hrant Dink cinayetine ilişkin olarak Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan istenen belgeler sonunda mahkemeye yollandı. TİB, Dink davasında mahkemenin talep ettiği cinayet gününde Agos gazetesi önünde görülen şüpheli kişinin kimliğinin tespiti amacıyla talep edilen iletişim detay kayıtlarını mahkemeye gönderdi. Dink davasına bakan 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin son olarak 16 Kasım 2011’de TİB’e intikal eden talebi üzerine 2011 yılına ait olan baz bilgilerinden yola çıkılarak 2007 yılında aynı mevkide kullanılan baz bilgileri tespit edildi. TİB, bu bilgilere dayanarak 17 Kasım’da GSM şirketlerinden bu baz bilgilerinden mahkeme kararlarında belirtilen tarih ve saat aralığındaki iletişimin bilgilerini göndermelerini istedi. Gelen kayıtların geçen Pazartesi günü mahkemeye gönderildiği belirtildi.
‘Kimlikleri tespit edilsin’ talebi
TİB’den giden detay kayıtlarında o bölgede yapılan görüşmelerin yer alıp almadığı ise yine merak konusu oldu. Çünkü TİB daha önce mahkemeye o bölgede 2 GSM şirketinin baz istasyonunun olmadığı, baz istasyonu olan bir operatörden ise talep edilen 15’er dakikalık iki zaman diliminde hiçbir görüşme yapılmadığını iddia eden bir yazı göndermişti. Dink Ailesi’nin avukatları, mahkemeye verdikleri dilekçede, cinayet gününe ilişkin görüntülerde şüpheli bir kişinin 14.53’te Akbank önünde ve 11.16’da Saray Kumaşçılık önünden cep telefonu ile konuştuğunun tespit edildiğini bildirmişti.
Bu kişinin kimliğinin tespit edilebilmesi için konuştuğu iki noktanın Turkcell, Vodafone ve Avea için baz istasyonu bilgilerinin tespit edilmesi, ikinci aşamada ise elde edilen baz istasyonlarından 19 Ocak 2007 günü saat 11.10 ila 11.25 saatleri ve 14.45-15.00 zaman aralarında yapılan tüm görüşmelerin listesinin ve listedeki telefon numaralarının kimlere ait olduğunun tespit edilmesi istenmişti.
‘Özel hayatın gizliliği’ gerekçesi
Mahkemenin bu talebi kabul etmesinin ardından TİB’den gelen yanıtta söz konusu bölgede hiçbir görüşme kaydının olmadığı bildirilmişti. Mahkemenin talebinde ısrarcı olmasının ardından TİB bu defa da “baz istasyonlarından yapılan görüşmelere ilişkin ayrıntılı bilgilerin istenmesinin, şüpheli ya da sanık olmayan çok sayıda kişinin görüşme kayıtlarının alınması anlamına geldiğini” ileri sürüp, özel hayatın gizliliğini gerekçe göstererek bir yılı aşkın süredir bu kayıtları mahkemeye göndermemişti. Bu itirazın reddedilmesinden sonra mahkeme, TİB’den istenen kayıtların acilen gönderilmesini istedi. Kayıtların, yasal olarak olaydan 5 yıl sonra yani 17 Ocak 2012’de silinmesi gerekiyor. TİB, bu kayıtların dava sonuna kadar saklanacağını da mahkemeye bildirmişti.
Peki bu konuşan kim?
Dink Ailesi’nin avukatları, mahkemeye verdikleri dilekçede, cinayet gününe ilişkin görüntülerde şüpheli bir kişinin 14.53’te Akbank önünde ve 11.16’da Saray Kumaşçılık önünden cep telefonu ile konuştuğunun tespit edildiğini bildirmiş, ancak TİB ‘Konuşma yok’ demişti. Oysa, 19 Ocak 2007 tarihinde, cinayet saati olan 15.03’ten dakikalar önce Dink’in yanından geçen bir kişinin cep telefonuyla konuştuğu kamera görüntülerine böyle takılmıştı.