DSP Genel Başkanı Türker, "Onlara dedim, 'Ya kardeşim, siz ne istiyorsunuz? Dinimi söylemeyeyim mi? Yapmayın bunu. Ben laikli, ulusalcıyım diye bas bas bağıran, Atatürkçü düşüncenin içinde boğulmaya hazır bir adamım. Beni tehdit edip bildiri mi yazmak istiyorsunuz?' Bakın burada da söylüyorum. Ben Müslümanım ama solcuyum. Kimseye hesap vermek zorunda değilim. Benim Müslümanlığım kendi evimdeama solculuğum insan hakları bazında, eşitlik bazında. İnsanı odak yapan bir yönetim anlayışının mensubuyum.Şu anda ben Müslümanım, ben Hristiyanım, ben Museviyim, ben Sünniyim, ben Aleviyim, ben her şeyim, çünkü genel başkanım. Hiç kimseye, 'Benden değilsin' diyemem. Herkesin her şeyiyim." şeklinde konuştu.
Anayasa reformuyla ilgili parti olarak ilk önerileri kendilerinin götürdüklerini ancak iktidar ve muhalefet liderlerinin bunu kaale almadığını iddia eden DSP Genel Başkanı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ile Anayasa Mahkemesi'nin mevcut yapısının değiştirilmesiyle ilgili maddelere de şu anki haliyle onay vermelerinin mümkün olmadığını savundu. Seçim barajının yüzde 5'e düşürülmesini, kadınların Meclis'te yüzde 50 temsil edilmesini de ilk defa kendilerinin istediğini söyleyen Masum Türker, bunun yanısıra bir toplantıda ülkenin durumuna dair kuduz vakasıyla ilgili konuştuğunu, AK Partililerin ise kendilerine hakaret edildiği gerekçesiyle konuyu mahkemeye taşıdığını, sonuçta 25 bin lira tazminata mahkum edildiğini anlattı. Kendisinin AK Parti için kuduz ifadesi kullanmadığını belirten Türker, "Onlar öyle diyorsa, ben ne diyebilirim?" şeklinde konuştu.
DSP İzmir İl Başkanı Rifat Mutlu ise seçimlere tek listeyle girdiklerini, sekiz ayda 24 ilçe başkanlığını yeniden yapılandırdıklarını ve genel seçime hazırlandıklarını söyledi.
