EHDAV Başkanı Yeral, Amerika Birleşik Devletlerinde iki haftadır bütün İslam âlemini ve bütün dünyayı diken üzerinde tutan bir yaklaşımın olduğunu söyledi.
Din adamı kılığını giren bazı rahiplerin sözde 11 Eylül saldırılarını Müslümanlara ve İslam'a yıkmak istediğini hatırlatan Yeral, "Bu sözde din adamı kılığındaki rahipler, papazlar Kur'an-ı Kerim'i yakma gibi bir telakkide bulundular. Ve maalesef birileri tarafından gerek Washington'da gerekse diğer eyaletlerde Kur'an-ı Kerim yakılmıştır, yerlere atılmıştır, çiğnenmiştir. Hz. Muhammed'in (SAV) ve içinde bulunduğu bazı İslam kitapları yakılıp yerlere fırlatılmış ve sigara şekline çevrilmiştir. Hz. İsa'ya inanan gerçek Hıristiyan vatandaşlarımızı bu menfur tutumdan uzak tutuyoruz. Ama bu sivri uçların özellikle halkların, milletlerin, dinlerin arasında kardeşliği yaymakla yükümlü olan dini rahiplerin dini papazların böyle bir girişimde ve tutumda bulunması son derece tehlikelidir." dedi.
Yeral, Müslümanlara, İslam'a, Hz. Muhammed'e (SAV) gerekse kutsal kitabımız Kur'an- Kerim'e yapılan bu menfur tutumu en şiddetli şekilde kınadıklarını ve lanetlediklerini söyledi.
Yüce İslam'ın rahmet ve barış dini olduğuna vurgu yapan Yeral, "İslam, kesinlikle hiç kimsenin, hiçbir canlının, hiçbir hayvanın, insanın ve hatta binaların dahi yakılıp, yıkılmasını tahrip edilmesini istemez. Ama her hangi bir yerde bir devlette ortamda Müslüman adını birileri taşkınlık yaparsa onları İslam'a ve Kur'an-ı Kerim'e mal etmek son derece yanlıştır. Nitekim her milletten her dinden her kavimden yanlış yapanlar, terör suçu, cinayet işleyenler vardır. Tarihte bir sürü haçlı seferleri ve katliamlar olmuştur. Biz bunu hiçbir zaman Hz. İsa'ya, Hz. Musa'ya, İncil'e ve Tevrat'a yıkmadık. Kaldı ki biz Müslümanlar olarak Hz. İsa'ya ve ona indirilen İncil'e, Hz Musa'ya ve ona indirilen Tevrat'a ve 124 bin Peygamberin tamamına Peygamberimize inandığımız gibi inanıyoruz. Kaldı ki Tevrat'a da Zebur'ada, İncil'e ve diğer Peygamberlere de tam olarak inanmayana biz ne Alevi ne de Müslüman olarak kabul etmiyoruz. Çünkü Allah'ın gönderdiği bütün kitaplar ve Peygamberler haktır, Kur'an-ı Kerim'in bu harekete uğraması ateşle oyundur. Ümit ediyoruz ki bu gibi menfur olaylar bir daha olmaz. Ve Müslüman ülkelerin her hangi birisine saldırmak için ve özellikle komşu ülkelerimize saldırmak için bir bahane gibi olmaz. Nitekim Irak'a yapılan saldırı, Afganistan'a yapılan işgalde buna benzer olaylardan dolayı olmuştur." şeklinde konuştu.
BDP GENEL BAŞKANINA SERT CEVAP
EHDAV Başkanı Yeral, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın ülke genelinde çeşitli bölge meclisleri kurulması ve bu meclislerdeki etnik yapıya bakılarak ana dile ek ikinci dil kullanılmasını istemesini "Üniter yapıya zarar verir" sözleriyle değerlendirdi.
Ehl-i Beyt Kültür ve Dayanışma Vakfı (EHDAV) Başkanı Ali Yeral, Türkiye Cumhuriyeti Devletinde değişen yasaların olduğu kadar değişmeyen yasalarında olduğunu hatırlatarak, "Doğuda Kürt vatandaşlar var diye ana dil Kürtçe, Zazaca olmalı, Hatay'da Aleviler ve Araplar çok diye anadil burada Arapça olmalı düşüncelerine Aleviler olarak karşıyız." dedi.
Aleviler olarak bütün halklarını elde etmeyi, normal vatandaşlar gibi muamele görmeyi ve Avrupa standartlarında yaşamayı arzu ettiklerini söyleyen Yeral, hükümetin son yıllarda gerçekleştirdiği çalışmaların ışığında bu haklara çok kısa süre sonra ulaşacaklarına olan inançlarının tam olduğunu söyledi.
Yeral, "Biz Aleviler olarak hiçbir zaman Türkiye Cumhuriyetinden ayrı bir bölge, ayrı bayrak ayrı bir dil olarak ayrılmayı Türkçe haricinde ayrı bir dille bir meclis şeklinde telakki edilmeyi istemiyoruz. Devletimiz çok kısa süre önce Arapça, Kürtçe, Zazaca dillerini kapsayan kanallar açmıştır. Bu kanal açımları ülkenin üniter yapısına zarar vermeyecektir. Ama Türkiye Cumhuriyetini bölmeye yönelik farklı farklı coğrafyalar telakki edilip güneyde Arapça doğuda Kürtçe konuşulsun düşüncesini doğru bir düşünce değildir. İleriye dönük olarak da sakıncalıdır. Bu milli birlik ve beraberliğimize Türkiye Cumhuriyetinin üniter yapısına zarar verir ve birileri tarafından kullanılır. Zaten hamdolsun Aleviler olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak haklarımızın büyük bir bölümünü peyder pey alacağımızı ve Avrupa standartlarına yükseleceğimize inanıyoruz." ifadesini kullandı.