"Bir yandan barış görüşmeleri devam ediyor.. Diğer yandan ise, sürecin daha sağlam adımlarla atılması için kullanılan dile dikkat çekiliyor. Aykırı ve süreci sekteye uğratacak açıklamaların yapılmaması hususunda taraflar gayret sarf ediyor. Sürece kamuoyunun büyük destek vermesi umutları her geçen güç artırıyor. En büyük endişe ise, sürecin derin yapılar tarafından sabote edilmesi.."
RÖPORTAJ: FERHAT AÇIL / MİLAT
"TOPLUMA KORKU SALDILAR!"
Görmüş, “Kürt sorununun çözümü, kendilerini rejimin sahibi olarak gören sivil-asker elit kadronun elinden bir aracın daha alınması anlamına gelecek. Yıllarca, “irtica” ve “bölünme” korkusunu kullandılar. Şimdi terörün bitmesi, ilk olarak bu psikolojiyi berhava edecek. İkinci olarak Türkiye’nin iktisadi kalkınmasının önündeki en büyük engel kalkacak” şeklinde konuştu.
Korku salıp, vesayetlerini sürdüler!
Gazeteci-Yazar Alper Görmüş, sürecin şimdilik büyük kazaya uğramadan devam ettiğini ancak engelleme ve provokatif eylemlerle karşılanabileceğine dikkat çekiyor. Görmüş, “Kürt sorununun çözümü sonuçta Türkiye’deki 80 yıllık paradigmanın, kendilerine cumhuriyetin kurucusu ve kollayıcısı olarak gören sivil asker elit kadronun Türkiye’yi yönetmesinin araçlarından birinin daha ellerinden alınması anlamına gelecek. Son 30 yılda buradaki “arıza”yı kullanmaya çok iyi bildi bu kesimler. Bu sayede vesayeti sürdürdüler. Topluma “Türkiye bölünecek, parçalanacak” korkularını zerk ettiler. Bunun paralelinde malum bir de irtica korkusu vardı. Bu ikisini önemli ölçüde kullandılar. Şimdi bunun kalkması birinci olarak bu psikolojiyi berhava edecek. İkinci olarak Türkiye’nin iktisadi kalkınmasını önündeki en büyük engel kalkacak. Türkiye’nin önü bir anlamda açılacak” ifadelerini kullanıyor.
Süreci sabote etmek isteyecekler..
Atılan adımların vesayet sistemini savunanlar açısından tehlikeye dönüştüğünü dile getiren Görmüş, “Bu kendileri açısından ‘tehlikeli’ bir sonuç ve bunun tamamına ermesini istemiyorlar. Burada engellemeler, provokatif eylemler görülecek. Ama ben bu defa bu sürecin olumlu yürüyeceğine ve bahar bitmeden PKK’nın silahlı güçlerine Türkiye sınırları dışına çıkağına veya ateşkes ilan edileceğini düşünüyorum. Ondan sonraki süreç tabi çok daha uzun sürecek. Sonuçta ben şahsen iyimserim” diyerek süreçten ümitli olduğunu söyledi.
Medya yanlış yönlendirdi!
Görmüş, 4.yargı paketi hakkında kamuoyunda oluşan beklentileri de değerlendirdi. 4. yargı paketinin gazetecilerin yanlış belki de biraz kasıtlı olarak öne sürdüğü gibi Balyoz ve Ergenekon davalarındaki mevcut tutuklamaları etkileyecek bir düzenleme olmadığı görüşünde olan Görmüş, bunun “terör propagandasını” düzenleyen bir madde olduğunu belirtiyor.
Makul ve beklenen bir sonuç
“Bu çerçevede özelikle KCK soruşturmasından tutuklanan çok sayıda insanı ilgilendireceği biliniyordu. Ve böyle anlaşılıyor. Bu tabiî ki hükümet çevrelerinde net bir şekilde dillendirmese de elbette çözüm süreciyle bağlantılı bir girişim” diyen Alper Görmüş, “Göreceğiz ki bu paketle birlikte, sırf bir takım fikirler söylediler diye ama terör propagandasını düzenleyen madde öyle olduğu için biraz da yorumlayarak birçok insan hapiste. Bunlar tahliye edilecekler, bu çok açık. Burada “ne oluyoruz” denilecek bir şey yok. Çözüm sürecine doğrudan bağlantılı ve bence makul ve beklenen bir sonuçtu” değerlendirmesinde bulunuyor.
Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun, 4.yargı paketiyle KCK davalarından dolayı tutuklu olan çok sayıda kişinin tahliye olmasının önünü açacağını belirtiyor. Ve bunun süreç için olumlu bir gelişme olduğunu düşünüyor. Çoşkun 4.yargı paketi hakkında gazetemize şu değerlendirmede bulundu: “4. yargı paketinde en önemli konu terör tanımına şiddet unsurunun getirilmesi. Şimdi bu mevcut halde Terör Mücadele Kanunu’nun Türk Ceza Kanunu’ndaki 50’ye yakın suçu kapsıyor. Dolayısıyla sizin herhangi bir eyleminiz çok rahatlıkla bir terör suçu kapsamı içerisinde değerlendirilip, terör suçlusunu haline getirilebiliyorsunuz. Eğer şiddet unsuru terör suçunu tanımlayan bir unsur haline getirilse özelikle KCK davalarından içeride olan çok sayıda kişinin bu kapsamda tahliye edilmeleri söz konusu olacak. Bunu süreç için olumlu bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Zaten KCK operasyonlarının başından beri önemli bir kısmının çok ciddi sıkıntılar içerdiğine her platforda değindim. Bu tür bir düzenleme hukuki sıkıntıların ortadan kaldırılmasına ciddi bir katkı sağlar hem de barış sürecinin daha iyi bir şekilde ilerlemesinin sağlar. Burada önemli olan hususlardan bir tanesi güven ortamının tesis edilmesidir”