
Emine Erdoğan: BM bünyesinde ailenin güçlendirilmesine dair çalışmaları koordine edecek bir yapı hedeflenmelidir
BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu Başkanı Emine Erdoğan, "Birleşmiş Milletler bünyesinde, ailenin güçlendirilmesine dair çalışmaları koordine edecek özel bir yapının kurulması hedeflenmelidir." dedi.
New York
BM 80. Genel Kurulu marjında, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın ev sahipliğinde, BM Genel Merkezi'nde "Birlikte Daha İyiye: Aileden Başlayan Küresel Dayanışma" temalı yan etkinlik düzenlendi.
Etkinliğe, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Katar Devleti Sosyal Kalkınma ve Aile Bakanı Buthaina bint Ali Al Jabr Al Nuaimi, Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto, Sierra Leone Cinsiyet ve Çocuk İşleri Bakanı Isata Mahoi, Somali Aile Bakanı Khadija Al-Makhzoumi, Nijerya Kadın İşleri Bakanı Imaan Sulaiman Ibrahim, Sırbistan Kadın-Erkek Eşitliği, Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi ile Kadınların Ekonomik ve Siyasi Güçlenmesinden Sorumlu Bakanı Tatjana Macura, BM Nezdinde Rusya Federasyonu Daimi Temsilcisi Yardımcısı Maria Zabolotskaya, ABD Sağlık ve İnsani İşler Bakanlığı Özel Danışmanı Bethany Kozma katıldı.
"Aile bugün her yönden kuşatma altında"
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının tanıtım videosunun gösterimiyle başlayan programda konuşan Emine Erdoğan, BM 80. Genel Kurulu vesilesiyle programa katılanlarla bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti ifade etti.
İnsanlığın en kutsal yapı taşı olan aile üzerine konuşmak için bir arada olduklarını belirten Emine Erdoğan, bu anlamlı buluşmanın, aile kurumunu koruma yolunda, küresel ölçekte atılacak adımlara ilham vermesini diledi.
Ailenin, herkesin içine doğduğu ilk yuva olduğunu bildiren Emine Erdoğan, hayatın çalkantılarına, zor zamanlarına ve buhranlarına karşı kişiyi koruyan yegane sığınağın aile olduğunu söyledi.
Emine Erdoğan, ailenin, bugün her yönden kuşatıldığına işaret ederek "İklim krizi, savaşlar, popüler kültür endüstrisi, cinsiyetsizleştirme gibi küresel tehditler, aile kurumunu derinden sarsıyor. İnsana zengin bir iç dünya ve manevi yetkinlik kazandıran değerler, tüketim kültürünün materyalist değerleriyle el değiştiriyor. Tüm bunlar bizi hızla aile-sonrası gerçekliğin hakim olacağı bir dünya geleceğine sürüklüyor. Bir zamanlar, birkaç kuşağın aynı çatı altında yaşadığı geniş aile yapısı, yerini çoktan çekirdek aileye bıraktı. Son zamanlardaysa tek ebeveynli ailelerin sayısı artıyor." diye konuştu.
"Aile odaklı politikaların güçlendirilmesi tercih değil, zorunluluk"
Dijitalleşmenin, aile içi ilişkileri şekillendiren en güçlü faktörlerden biri haline geldiğini vurgulayan Emine Erdoğan, aile bireylerinin, bir evin içinde kendi ekranları ardında başka dünyalar kurduğu ve birbirlerinden giderek koptukları yaşantıların yaygınlaştığına, günde 6 saatten fazla ekran karşısında vakit geçiren çocukların, ideolojik manipülasyon ve istismar riskleriyle karşı karşıya olduklarına dikkati çekti.
Boşanma sayılarının yükseldiğini, evlenme yaşının ileri yaşlara çekildiğini ve doğum sayılarının ise düştüğünü aktaran Emine Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Modern hayatın çalışma koşulları, kadınlara anneliği ve aile hayatındaki rollerini destekleyecek alternatifler sunmuyor. Yapılan araştırmalara göre, 1950'de dünyada doğurganlık hızı kadın başına yaklaşık 5 doğumdu. 2021'de bu sayı 2,3'e geriledi. 2050'de ise bu rakamın 2,1'e düşeceği öngörülüyor. Dünyamız yaşlanıyor, yalnızlaşıyor. Bu yalnızca bir nüfus meselesi değil aynı zamanda bir medeniyet ve sürdürülebilirlik sorunudur. Tüm bu örnekler bize açıkça gösteriyor ki aile odaklı politikaların güçlendirilmesi artık bir tercih değil, zorunluluktur. Çünkü toplumların kaderiyle aile kurumunun gücü ya da güçsüzlüğü arasında doğrudan bir ilişki vardır."
"Aile, devletin en önemli paydaşı ve sorunların ilk çözüm merkezi"
Yapılan araştırmaların, parçalanmış ailelerin çoğunlukta olduğu şehirlerde şiddet içeren suçların yüzde 118 arttığını ortaya koyduğunu dile getiren Emine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Sağlıklı ailelerde büyüyen çocuklarsa insana, doğaya, topluma duyarlı, barışçıl bireyler olarak yetişiyor. Çünkü aile, insanın kişiliğini şekillendiren, onu manevi ve etik değerlerle donatan bir okuldur. Bu okulda anne, baba, kardeş, evlat olarak insan, merhameti, saygıyı, sevgiyi ve sabrı öğrenir. Yalnızlık bizi kırılganlaştırırken, sevgi ve güvenle örülü bir aile ortamı iç dünyamızı besler, zorluklara dayanma gücümüzü artırır. Benzer olarak, milli kimlik de ailede kazanılır, toplumsal bilinç bu sayede korunur. İnsan, bir topluma, bir ülkeye, bir ideale ait olma hissini ailede kazanır. İnsanlığı sevmeyi, başkasının acısını yüreğinde hissetmeyi, haksızlıklar karşısında sesini yükseltmeyi ailede öğrenir. Bunun bir adım ötesinde, ailenin, devletin en önemli paydaşı ve tüm sorunların ilk çözüm merkezi olması vardır. Çocukların eğitimi, yaşlıların bakımı, hastaların desteklenmesi gibi temel roller, aile içerisinde doğal bir sorumluluk bilinciyle üstlenilir."
Emine Erdoğan, ailenin, yalnızca bir çatının altında yaşamak değil birlikte sevinmek, üzülmek ve direnmek olduğunu vurgulayarak "Türkiye olarak biz, barışa, adalete ve ortak refaha giden yolun aileden geçtiğine inanıyoruz. Uluslararası politikalarda aile unsurunu esas alan yaklaşımların, yerelden küresele dönüştürücü bir güç oluşturacağını düşünüyoruz. Birleşmiş Milletler Aile Dostları Grubu'nun da bir üyesi olarak, uluslararası toplumun gündeminde, aileyi ön plana çıkarma girişimlerini her zaman destekledik, destekliyoruz. Ancak, bu girişimlerin daha da ilerletilmesini ve Birleşmiş Milletlerin, ailenin güçlendirilmesi konusunu, başlı başına bir politika olarak benimsemesi gerekiyor. Hatta bu bağlamda, Birleşmiş Milletler bünyesinde, ailenin güçlendirilmesine dair çalışmaları koordine edecek özel bir yapının kurulması hedeflenmelidir. Çünkü, ailenin yapısı ve niteliği, insanlığı bekleyen yarınların habercisidir." ifadelerini kullandı.
"Aileyi koruyabildiğimiz ölçüde, daha adil ve müreffeh dünya inşa edebiliriz"
Modern tarihin en büyük yetim krizinin bugün Gazze'de yaşandığına dikkati çeken Emine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yüzlerce aile, gözlerimizin önünde yok edildi. On binlerce çocuk annesiz, babasız ve geleceksiz. Sudan'da, Yemen'de, Myanmar'da, Ukrayna'da ve çatışmaların sürdüğü tüm coğrafyalarda, savaşla, yoksulluk ve açlıkla mücadele eden sayısız çocuk var. Düşünün ki, 2024 yılı sonu itibarıyla yerinden edilen çocuk sayısı 50 milyona yaklaştı. Bu çocuklar, sıcak bir aile yuvasının şefkatinden, güvenlikten, eğitimden, yeterli beslenmeden mahrum yaşıyorlar. Bütün bu örnekler bize gösteriyor ki, savaşlar ve krizler en önce aileyi vuruyor. Ama böyle dönemlerde, yeniden doğuşun, umudun ve direncin kaynağı da yine aile oluyor. Aileyi koruyabildiğimiz ölçüde, daha adil, daha huzurlu ve daha müreffeh bir dünya inşallah inşa edebiliriz."
Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına, BM Aile Dostları Grubu'na, etkinliğin eş-sunucu ülkelerine ve tüm paydaşlara program için teşekkür etti.
Konuşmaların ardından aile fotoğrafı çektirildi.
AA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.