MECLİSTE "askere sivil yargılama" yolunu açan düzenleme ile ilgili tartışma devam ederken, aslında ilginç bir gelişme de gözden kaçırılıyor.
Eğer düzenleme Cum-hurbaşkanı'nın da onayından çıkarsa, yurdun savunmasından sorumlu Genelkurmay Başkanı, Türkiye'nin en savunmasız bürokratı haline gelecek.
Valiler ve müsteşarlar, hatta askeri mahkeme üyesi hâkim ve savcılar, Yargıtay ve Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi'nde yargılanırken, Genelkurmay Başkanı hakkında "özel yetkili savcılar", Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 250. Maddesi'ne giren tüm suçlardan dava açma hakkına sahip olacak.
Şöyle ki...
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanmaları Hakkındaki Kanun'a göre bir memurun yargılanması ancak üst amirinden alınacak izinle söz konusu olabiliyor.
Örneğin, vali veya müsteşarın yargılanması için İçişleri Bakanı, bir bakan veya Başbakan'ın izni gerekiyor.
Aynı şekilde Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri'nin yargılanması için Cumhurbaşkanının, TBMM Genel Sekreteri'nin yargılanması için de TBMM Başkanı'nın onayına ihtiyaç duyuluyor.
VALİYE VE MÜSTEŞARA KALIN ZIRH
İzinler bir tarafa, bu kişiler hakkında "hazırlık soruşturması" aşamasında dahi hâkim kararı gerekiyor; ifadeleri ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya vekili tarafından alınabiliyor.
Yani herhangi bir savcı tutup bu kişiler hakkında doğrudan soruşturma başlatamıyor; onları resen sorguya alamıyor.
Yargılanmalarına karar verilmesi halinde de Memurların yargılanması Hakkındaki Kanun'un 12'inci maddesine göre, yukarıda da sıraladığımız, cumhurbaşkanlığı ve TBMM genel sekreterlerinin, müsteşarlar ve valilerin yargılanmaları, ancak Yargıtay'ın ilgili ceza dairesinde söz konusu olabiliyor. (Yargıtay 4. Ceza)
ASKERİ YARGIDA KORUMA
Durun bitmedi...
Benzer şekilde, Anayasa'nın 148. Maddesi'ne göre de Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar Kurulu, Anayasa Mahkemesi, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi başkan ve üyeleri ile başsavcılarını, cumhuriyet başsavcı vekillerini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay başkan ve üyelerini, görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi yargılayabiliyor.
Diyelim ki Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi başkan veya üyelerinden herhangi biri, üzerinde değişiklik yapılan Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250'nci Maddesi-'nde yer alan suçlardan birini gerçekleştirdi.
Yani, "devletin güvenliğine karşı" suç işledi veya "mafyaya bulaştı"; "hükümete karşı silahlı isyan girişimini teşvik veya Anayasa'yı ihlal" suçlarından birini işledi...
Bu durumda kendileri de asker olan, hatta bazılarının rütbesi orgeneral dahi olmayan bu kişilerin yargılanacağı yer belli: Yüce Divan...
GENELKURMAY BAŞKANI ÇIPLAK
Peki, böyle bir suçu işlemese bile CMK 250. Madde'ye giren bir suçtan hakkında ithamda bulunulacak bir genelkurmay başkanının yargılanacağı yer neresi?
Hemen açıklayalım; yüksek yargı dışındaki bir sivil mahkeme...
Bitmedi...
Diğerlerinin hakkında "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya Başsavcıvekili" soruşturma yapma yetkisine sahipken, Genelkurmay Başkanı için böyle bir durum söz konusu olmayacak, "Ergenekon gibi özel yetkili savcılar" istediğinde davayı açabilecek...
Daha ilerisi; yeni düzenleme ile tüm askerlere sivil yargı yolu açıldığından, bir psikopatın ithamda bulunmasından yola çıkarak özel yetkili savcı, Genelkurmay Başkanı hakkında soruşturma başlatabilecek.
Örneğin; bu kanun daha önce çıkmış olsaydı, dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, Şemdinli Davası'nda sanık olabilecekti.
Her ne kadar "yargılanmasına ilişkin yasa maddesi bile yok; dokunulmaz" iddiasının ardına sığınanlar olsa da, bu düzenlemeyle de Genelkurmay Başkanı tamamen çıplak bırakılrvor.
HEPSİ KALKSIN!.
Bu, yapılan düzenlemenin bir tarafı...
Bunları yazarken "Genel sekreterler, vali ve müsteşarların zırhı varken Genelkurmay başkanı neden korumasız?" gibi bir sorunun arayışında değilim.
Aksine dokunulacaksa herkese dokunulmalı. Kimsenin ayrıcalığı olmamalı.
Yoksa, milletvekili dokunulmazlığını "memurların dokunulmazlığı" şartına bağlayıp, sadece Genelkurmay Başkanı'nın zırhını kaldırmakla olmaz!
Şimdi gelelim iki noktaya...
Eğer değişiklik onaylanırsa, bozulan ve görüşülmesi henüz sonuçlanmayan Şemdinli Davası'nın da aralarında bulunduğu, askeri yargıda süren birçok dava doğrudan sivil mahkemelere geçecek.
Ayrıca askeri mahkemelerde sivillerin yargılanması yolu da tarihe karışacak.
Başbakan ile Genelkurmay Başkanı arasında dün yapılan görüşöede bunlar ele alındı mı bilemeyiz.
Ancak tartışması çok süreceğe benziyor. (Gazetehabertürk)
Eğer düzenleme Cum-hurbaşkanı'nın da onayından çıkarsa, yurdun savunmasından sorumlu Genelkurmay Başkanı, Türkiye'nin en savunmasız bürokratı haline gelecek.
Valiler ve müsteşarlar, hatta askeri mahkeme üyesi hâkim ve savcılar, Yargıtay ve Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi'nde yargılanırken, Genelkurmay Başkanı hakkında "özel yetkili savcılar", Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 250. Maddesi'ne giren tüm suçlardan dava açma hakkına sahip olacak.
Şöyle ki...
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanmaları Hakkındaki Kanun'a göre bir memurun yargılanması ancak üst amirinden alınacak izinle söz konusu olabiliyor.
Örneğin, vali veya müsteşarın yargılanması için İçişleri Bakanı, bir bakan veya Başbakan'ın izni gerekiyor.
Aynı şekilde Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri'nin yargılanması için Cumhurbaşkanının, TBMM Genel Sekreteri'nin yargılanması için de TBMM Başkanı'nın onayına ihtiyaç duyuluyor.
VALİYE VE MÜSTEŞARA KALIN ZIRH
İzinler bir tarafa, bu kişiler hakkında "hazırlık soruşturması" aşamasında dahi hâkim kararı gerekiyor; ifadeleri ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya vekili tarafından alınabiliyor.
Yani herhangi bir savcı tutup bu kişiler hakkında doğrudan soruşturma başlatamıyor; onları resen sorguya alamıyor.
Yargılanmalarına karar verilmesi halinde de Memurların yargılanması Hakkındaki Kanun'un 12'inci maddesine göre, yukarıda da sıraladığımız, cumhurbaşkanlığı ve TBMM genel sekreterlerinin, müsteşarlar ve valilerin yargılanmaları, ancak Yargıtay'ın ilgili ceza dairesinde söz konusu olabiliyor. (Yargıtay 4. Ceza)
ASKERİ YARGIDA KORUMA
Durun bitmedi...
Benzer şekilde, Anayasa'nın 148. Maddesi'ne göre de Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar Kurulu, Anayasa Mahkemesi, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi başkan ve üyeleri ile başsavcılarını, cumhuriyet başsavcı vekillerini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay başkan ve üyelerini, görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi yargılayabiliyor.
Diyelim ki Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi başkan veya üyelerinden herhangi biri, üzerinde değişiklik yapılan Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250'nci Maddesi-'nde yer alan suçlardan birini gerçekleştirdi.
Yani, "devletin güvenliğine karşı" suç işledi veya "mafyaya bulaştı"; "hükümete karşı silahlı isyan girişimini teşvik veya Anayasa'yı ihlal" suçlarından birini işledi...
Bu durumda kendileri de asker olan, hatta bazılarının rütbesi orgeneral dahi olmayan bu kişilerin yargılanacağı yer belli: Yüce Divan...
GENELKURMAY BAŞKANI ÇIPLAK
Peki, böyle bir suçu işlemese bile CMK 250. Madde'ye giren bir suçtan hakkında ithamda bulunulacak bir genelkurmay başkanının yargılanacağı yer neresi?
Hemen açıklayalım; yüksek yargı dışındaki bir sivil mahkeme...
Bitmedi...
Diğerlerinin hakkında "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya Başsavcıvekili" soruşturma yapma yetkisine sahipken, Genelkurmay Başkanı için böyle bir durum söz konusu olmayacak, "Ergenekon gibi özel yetkili savcılar" istediğinde davayı açabilecek...
Daha ilerisi; yeni düzenleme ile tüm askerlere sivil yargı yolu açıldığından, bir psikopatın ithamda bulunmasından yola çıkarak özel yetkili savcı, Genelkurmay Başkanı hakkında soruşturma başlatabilecek.
Örneğin; bu kanun daha önce çıkmış olsaydı, dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, Şemdinli Davası'nda sanık olabilecekti.
Her ne kadar "yargılanmasına ilişkin yasa maddesi bile yok; dokunulmaz" iddiasının ardına sığınanlar olsa da, bu düzenlemeyle de Genelkurmay Başkanı tamamen çıplak bırakılrvor.
HEPSİ KALKSIN!.
Bu, yapılan düzenlemenin bir tarafı...
Bunları yazarken "Genel sekreterler, vali ve müsteşarların zırhı varken Genelkurmay başkanı neden korumasız?" gibi bir sorunun arayışında değilim.
Aksine dokunulacaksa herkese dokunulmalı. Kimsenin ayrıcalığı olmamalı.
Yoksa, milletvekili dokunulmazlığını "memurların dokunulmazlığı" şartına bağlayıp, sadece Genelkurmay Başkanı'nın zırhını kaldırmakla olmaz!
Şimdi gelelim iki noktaya...
Eğer değişiklik onaylanırsa, bozulan ve görüşülmesi henüz sonuçlanmayan Şemdinli Davası'nın da aralarında bulunduğu, askeri yargıda süren birçok dava doğrudan sivil mahkemelere geçecek.
Ayrıca askeri mahkemelerde sivillerin yargılanması yolu da tarihe karışacak.
Başbakan ile Genelkurmay Başkanı arasında dün yapılan görüşöede bunlar ele alındı mı bilemeyiz.
Ancak tartışması çok süreceğe benziyor. (Gazetehabertürk)
