15 Aralık 2025
Altın 5952.604
BIST 11443.27
Dolar 42.6936
Euro 50.1856
Sterlin 57.1752
Ankara 7°C

ENGİN ALTAN DÜZYATAN ANLATTI!

ENGİN ALTAN DÜZYATAN ANLATTI!
TİYATRODA RÜŞTÜNÜ İSPATLAYAN; BİRÇOK DİZİYLE, EN SON DA 'KAPALIÇARŞI' İLE İZLEYİCİDE HAYRANLIK UYANDIRAN ENGİN ALTAN DÜZYATAN, KONUŞTU.
Otomobille yol alırken yapıyoruz bu röportajı. Senin de kariyerin, İzmir'den İstanbul'a yaptığın bir yolculukla başladı. İzmir'i nasıl tükettin? İzmir, tüketilecek bir şehir değil; tüketmeyen insanların yaşadığı bir yer orası.

Elindekiyle yaşayan, ona göre bir hayat planlayan insanların yaşadığı bir yer, İzmir. Orada, büyük beklenti içinde olunmaz; çünkü o şehirde olabilecekler, yapılabilecekler bellidir. Kordon'da oturursanız, işiniz Alsancak'tadır veya eviniz Karşıyaka'dadır. Aralarındaki ortalama mesafeyse, 20 dakikadır. Hemen evlenirsin, çocuğun olur, çocuğunu büyütürsün. Yazlığın Çeşme'dedir. Tekne alırsın. Aslında İzmir, birçok şehre göre daha az tüketir ve elindekiyle yetinmeyi ve değerini bilen bir şehirdir.

Sen, böyle bir hayat planlamadın mı? O hayat çok güzeldi ama imkanları açısından sınırlıydı. İzmir'de olmazdı; çünkü oyunculukla uğraşıyorsan, başka şeyler görmen lazım.

Oyunculukla ilgili gözlem yapmaktan, gördüklerinle beslenmekten mi bahsediyorsun? Tabii, sadece iş imkanı için söylemiyorum. İzmir'de görebileceklerin de daha sınırlıdır.

MUTLU DEĞİLSEN ÇEKİLMEZ
Esquire'a kapak oluyorsun, ekranlara çıkıyorsun... Nasıl oldu bütün bunlar? Kendin için gerçekten doğru işi yapıyorsan, bir şekilde birileri seni görüyor.

Kariyer basamaklarını hızlı tırmanmanda, yakışıklılığının rolü ne? Bu, çok ince bir çizgi. Bir oyuncu sadece yakışıklılığı üzerinden prim yapmaya çalışırsa, oyuncu olamaz. Oyunculuktan zevk alıyorum, poz kesmekten zevk almıyorum. Aslında bir tiyatro oyuncusu için, suratının daha hatlı, daha çirkin olması makbuldür. Boyunun, çok uzun olmaması gerekir. 190 cm'lik bir aktörle, 170 cm'lik bir aktör arasında fark vardır. Kısa olan adam, daha çok bedene girebilir. Yurtdışına da baktığında, çok yakışıklı olan aktörlerin, kendilerini kanıtlama derdi vardır. Çünkü herkes, onların, sadece yakışıklı olduğu için orada olduğunu düşünür.

TEK BAŞINALIK TERCİHTİR
İzmir'den ayrılmanın yaşadığın yerin tükenmesiyle ilgili olduğunu söyledin. Bunu biraz daha açabilir misin? Aslında, olduğun yerden mutlu olmayı öğrenmen gerekiyor. Bu da, yalnız başına mutlu olabilmekle, kendini tanımakla ilgili. Seni Karayipler'e de koysalar, sen kendinle mutlu değilsen, orası da çekilmez bir yer halini alır. İstanbul'da mutlu değilsen, Londra'da da mutlu olamazsın.

Kendinle yaşamayı öğrenmek, çok güzel bir şey. Ancak, bu kendi kendine yetme durumunun sonunda bir yalnızlık oluşmasından korkmuyor musun? Bu, bir sorun Türkiye'de. İnsanlar yalnızlıkla, tek başınalığı karıştırıyor. Tek başına olmakla, yalnız olmak birbirinden farklı şeylerdir. Ben, yalnız değilim; ama tek başıma olmayı seviyorum.

Yani, yalnızlık bir mecburiyet ama tek başınalık bir tercih mi? Evet, tam anlamıyla anlatmak istediğim bu. Yalnız olmayı kimse istemez. Hayat, o şekilde yaşanmaz. Yedi milyar insan var ve biri bile mi seninle olmak istemez? Bulursun abi, yalnız kalmazsın.

Yola çıkmak fikri, sende güzel şeyler çağrıştırıyor mu? Her zaman öyledir. Gitmek, her zaman iyidir. Yeni, özgür bir şeydir.
Plansız kaçışlar yapar mısın? Çok sık yaparım. En son, geçen yıl yaptım sanırım. Çok sıkılmıştım İstanbul'da ve "Ben gidiyorum" dedim. Bir hafta içinde vize, uçak bileti aldım ve otel ayarlamadan Barselona'ya gittim.

Kendi kararlarınızı kendiniz mi verirsiniz? Mutlaka öyle ama bir yandan da zor bir şey. Şu anki sistemde hiçbir şeye insanın karar veremiyor olması, benim ciddi bir derdim. Artık, hiçbir şeye biz karar vermiyoruz. Bizim yerimize, her şey için karar veren merciler var. Senin neye ihtiyacın olduğunu, reklam piyasası belirliyor. Senin nasıl bir eğitim alacağını, devlet belirliyor. Senin ne kadar eğitilmen gerektiğini, birileri belirliyor. Kontrol delisi değilimdir ama biraz bizim de bazı şeyleri belirleyebilmemiz gerekir.

Doğadan bu kadar çok koparılmış olmamız, bilerek eğitilmememiz, bilerek bir düzeyde tutuluyor olmamız ya da olduğumuz yerle mutlu olmak zorunda bırakılmamız, daha fazlasını istemenin bile aklımızdan zorla çıkarılması... Sürekli, 'çok şükür' durumu var. Ne acayip bir şey bu! Sana diyorlar ki, "Elinde ne varsa onunla yetinmek zorundasın. Daha fazlasını ne düşün, ne de hayal et!"

Bir tarafta da, "Daha fazlasını iste" diyorlar... Genellikle, "Hiçbir şey isteme, yapma; biz sana, daha fazla istemen gerektiği zaman söyleyeceğiz. Sana bir tane tişört yetmiyor diyeceğiz, bir tişört daha alman gerektiğini söyleyeceğiz; istesen de istemesen de alacaksın. İstediğini zannedeceksin. Onu aldığın zaman da, mutlu olduğunu

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir