Barış ve Demokrasi Partisi ( BDP ) Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, terör örgütünün saldırıları ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin terör örgütüne yönelik düzenlediği hava operasyonlarıyla ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına BDP Grup Başkanı Gülten Kışanak, BDP İstanbul milletvekilleri Sebahat Tuncel, Sırrı Süreyya Önder, Levent Tüzel ve partililer katıldı.
"ÖLÜMLER DOĞRUDAN BAŞBAKAN’IN SORUMLULUĞUNDA OLACAKTIR"
Basın toplantısında bir konuşma yapan BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, seslerinin daha önce duyulmadığını söyleyerek, "O günlerde belki yaptığımız çağrılar Türkiye kamuyouna çok ulaşmadı. Birçok köşeyazarının tespit ettiği gibi Kürt sorunu öylesine bir tartışma düzeyinde ele alınyor ki ölümler olmadığı zamanlarda söylenen her söz buza yazı yazmak gibi; suya yazı yazmak gibi. Hükümet bu sesleri duymuyor" dedi.
Demirtaş, terör örgütünün saldırılarına değinerek, "Ülkede yaşanan bu savaş, ölümler ülkenin en acı en önemli gündemidir. Hiçbir siyasi parti bundan daha acil ve önemli gündeme sahip olamaz. Şu saatlerde bile bizler konuşuyorken bu ülkenin gençleri ölüyor olabilir. Silahlarını birbirine doğrultmuş yerde olabilir. Başbakan ’Sözün bittiği yerdeyiz’ derken bir savaş gerçeğini ifade ediyordu. Bizse barış gerçeğini ifade etmek için bunu kullanıyoruz. Bu saatten sonra çağrılara rağmen, hükümet gündemi sadece savaş politikaları doğrultusunda ele alacaksa, şu saatten sonra yaşanacak ölümlerin sorumluluğu doğrudan Başbakan’ın sorumluluğunda olacaktır. AKP’de de değil hükümet de değil demiyoruz. Başbakan’ın sorumluluğunda olacaktır" diye konuştu.
"SAYIN BAŞBAKAN BÜYÜK BİR USTADIR. HAKKINI TESLİM ETMEK LAZIM"
Grup Başkanı Demirtaş, PKK’nın saldırılarının Silvan’da yaşanan pusu sonrası yoğunlaşmadığını iddia ederek "Fakat Türkiye’nin şu an içinde bulunduğu şu çatışma ortamını son birkaç yılı doğru değerlendirerek ele almazsak hükümetin bize göstermek istediği fotoğrafa inanırsak barış umutlarını ertelemek zorunda oluruz. PKK’nın eylemleri Silvan sonrası yaşanan bir gelişme değildir. Bu süreç AKP tarafından göze alınmış planlaması yapılmış bir süreçtir" dedi.
Demirtaş, sorumlunun Başbakan Erdoğan olduğunu da iddia ederek, "Silvan’da yaşanan olay, kayıplar Başbakan’ın kafasındaki projenin pratikleşmesine fırsat vermiştir. Başbakan da elindeki projeyi uygulamaya geçirmiştir. AKP tam da demokratik çözüme hazırlanırken birden bire birilerinin savaş çıkardığı söylemi Türkiye kamuoyuyla alay etmektir. Özellikle Türk halkı bunu anlamalıdır. Bu tespiti yaptıktan sonra ’Barışa nasıl gideriz?’i konuşmak ancak o zaman gerçekçi olabilir. Tespitler yanlış olursa, kışkırtanlar oldu, denirse çözüme de yanlış bir yoldan gideceğimiz için çözüme ulaşamayacağız. Kaygımız odur" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan’ın elinde Kürt sorununun çözümü için bir dosya olmadığını kaydeden Demirtaş, "Başbakan’ın elinde Kürt sorunun çözümü konusunda bir dosya falan yok bunun ortaya çıkacağı zaman seçim sonrası dönemdi. Seçimden sonra Emek, Demokrasi ve Özgürlük bloğu meclise gittiğinde AKP’nin elinde dosya var mıdır? bu ortaya çıkacaktır. Bu nedenle süreç şiddet ve savaş sürecine dönüştürüldü. AKP’nin kaygısı elindeki hiçbir sorunun çözümü için bir dosya olmadığının Türk halkı tarafından anlaşılmasıdır. Sayın Başbakan bunu örtme konusunda konuda büyük bir ustadır. Hakkını teslim etmek lazım" dedi.
BAŞBAKAN ERDOĞAN’A İMRALI SORUSU
Demirtaş, Kürt sorununun önündeki en byük engelin AKP’nin politikasızlığı olduğunu da iddia etti.
Demirtaş, "Kürt sorununun çözümünün önündeki en büyük engel, AKP’nin politikasızlığı ve elinde bir dosya olmamasıdır.Hiçkimse Başbakan’dan tek bir somut proje duymamıştır. Kürt sorununun önündeki en büyük engel budur. Ne Jitemdir, ne ordudur, ne Suriye’dir. En büyük engel AKP’nin elinde bir çözüm politikası olmamasıdır. Elinde bir dosya olsaydı, 50 bin defa bunu açıklamış olurdu. Şu anda çözüm hayat geçmiyorsa, bu zihniyetten kaynaklanıyor. Evlatlarını Doğu ve Güneydoğu’ya askere gönderen anneler bunu kesinlikle anlamalıdır. Ortada Kürt sorunuyla ilgili bir kafa kara karışıklığı yoktur. Ortada savaş isteyen bir halk da yoktur. Sorun çözülmüyorsa, halen bugün o gençler ölüyorsa tek nedeni budur. Daha bir ay önce Öcalan’ın yaptığı açıklamadan da bunu çıkarabilirz. ’Biz bu meseleyi bir haftada hallederiz. Yeter ki Sayın Başbakan siyaseten bir çözüm olsun’ demiştir. Ama tek bir cümle bile kullanılmamıştır ama pratikte bu cümleyi dikkate almadığını gösteren birçok şey yapmıştır" dedi.
Demirtaş Başbakan Erdoğan’a soru yöneltmeyi de ihmal etmedi. Grup Başkanı, "Buradan Sayın Başbakan’a açıkça sorma hakkımız var. Bizim duyacağımız şekilde hiçbir şey söylemediniz. Peki İmralı’ya giden heyet aracılığıyla, birşey söylediniz mi? Bir haftada bu işi hallederiz örgütün liderine ne cevap verdiniz? Evet hallederiz dediniz mi? Biz bu işi başka şekilde hallederiz dediniz mi? Bütün açıklığıyla bunu bilmek istiyoruz. Bunun için de İmralı’da yürüttüğünüz bu müzakerelerin açık yürütülmesini istiyoruz" dedi.
AK PARTİ, MHP VE MGK’YA ŞİDDET MESAJI
Kurban Bayramından bu yana niçin operasyon düzenlendiğini soran Demirtaş, "Geçen Kurban Bayramı’ndan bu yana neden bu kadar askeri operasyon yaptınız? Ölümleri durdurmak varken, neden bu süreci kopardınız? Eğer bunları açıklayamıyorsanız, ortada sizin işlediğiniz bir suç vardır diyebilir miyiz? Hükümet bütün bunlara cevap vermek zorundadır. Bütün bunlar yaşandıktan sonra, hiçbirşey yokmuş gibi bütün bu süreçleri BDP yönetmiş gibi sürecin bütün sorumluluğunu bize yüklemek tam bir ustalıktır. Çıraklık kalfalık dönemi bitmiştir. Bu tam bir ustalıktır" dedi.
Konuşmasında AK Parti, MHP ve Milli Güvenlik Kuruluna (MGK) mesaj gönderen Demirtaş, "AKP ve MHP, MGK’ya faşizmle aranıza mesafe koyun şiddetle aranıza en az bizim koyduğumuz kadar mesafe koyun. Bütün bunları Türkiye kamuoyu şehit yakınları iyi anlamalıdır. Kim savaş yanlısı kim bu ölümlerde sorumludur bütün kamuoyu iyi anlamalıdır. İyi anlamalıdır ki çözüm yakın olsun" dedi.
"KARŞILIKLI ELLER TETİKTEN ÇEKİLSİN"
Grup Başkan Demirtaş, "Biz asla şiddet eylemlerine iyi olur demedik. Şu saatten sonra şiddet duracak diyorsak bunun tek yolu karşılıklı ateşkestir. Sayın Başbakan Kandil’e gaz alma amaçlı operasyonları bırakarak, eğer örgüt eylem yapmayacaksa biz de asla yapmayacağız demelidir. Ölümleri durdurmanın en pratik yolu budur karşılıklı eller tetikten çekilecek. O zaman BDP’nin neler yapacağını hükümet görecek. O zaman barış isteyenler bizim gücümüzü görecekler" dedi. Konuşmasında CHP’nin akil adımlar önerisine de gönderme yapan Demirtaş, "Eğer bu konuda CHP önerisini yaptığı akil adamlar konusunun arkasında duracaksa hemen yarın akil adamlar çalışma grubu oluşturalım. İmralı dahil her yere girsin herkesi dinlesin. Hepimizi de dinlesin. Öyle Kandil’e her gece savaş uçaklarıyla gitmek, gece gündüz dağ taş operasyon yapmak yerine en pratik ve en makul yollardır. Bu durum bu kadar vahimken Başbakan’ın çözüm önerilerini açıklama yerine hala bizi tehdit etmesi, Başbakan’ın askeri siyasi operasyon yapması bu işi tümüyle başka bir yere götürür. Bu işin gideceği nokta daha iyi bir nokta olmayacaktır. Bunu görüyoruz. Bunun uyarısını yapıyoruz. Bunu durdurmak için çaba sarf ediyoruz" dedi.
KÖŞEYAZARLARINA ’BU HIZLA GİTMEYİN’ MESAJI
Demirtaş konuşmasında eleştirilerde de bulundu. Demirtaş, "Devlet bizi tutuklayabilir, asabilir, idam edebilir, infaz edebilir bütün bunları yapmaya gücü de vardır. Bunların hepsini başarabilir ama bütün bunları yaparak meşruiyeti haklılığı yoktur. Mesele budur. Tehditlerle karşılıklı restleşmelerle bu iş çözülseydi, bugüne kadar 50 bin defa çözülürdü. Biz bunlara cevap vermeyeceğiz. Devlet bunu isterse, yapabilir. Devlet bunu yapacak diye de boyun eğecek halimiz yok." dedi.
Demirtaş, konuşmasında bazı köşeyazarlarını ordu yanlısı olmakla suçladı. Demirtaş, "Türkiye’de siyaset yapan aydın yazar olan medayada görev yapan herkesi barışın tarafından yer almaya çağırıyoruz. Özelikle de bir kısım ordudan ve mermiden hızlı giden arkadaşlara çağrımız, bu hızla gitmeyin iyi bir noktaya gitmiyorsunuz. Sizlerle hep birlikte hepimizi Türkiye’yi barışa davet edelim" dedi.