Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin terör olayları ile Irak ve Suriye’deki gelişmelerle ilgili Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırmasına tepki göstererek, “AK Parti böyle bir genel görüşme gündemiyle parlamentoya gelmeyecektir; bunu da buradan söylüyorum. Bu ne anlama geliyor biliyor musunuz? 'Terör örgütü, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni bile istediği zaman toplayabilecek güçtedir.' Bu, bu anlama gelir. Ama AK Parti bu oyuna gelmez” dedi.
Başbakan Erdoğan, AK Parti Ankara İl Başkanlığı’nın geleneksel olarak düzenlediği iftara katıldı. Altınpark’taki iftara; Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, AK Parti Ankara Milletvekilleri, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, AK Parti Ankara İl Başkanı Murat Alparslan, medya kuruluşlarının temsilcileri, şehit aileleri ve binlerce vatandaş katıldı. Başbakan Erdoğan’ın iftar masasında şehit aileleri de yer aldı.
İftar yemeğinin ardından bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, CHP’nin terör ve dış politika konusunda Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırması ile ilgili konuştu. “Çıkmış, 14 Ağustos’ta Meclis’i toplantıya çağırıyor. Niçin? Malum terör meselesiyle alakalı, son gelişmelerle alakalı olarak. Ya bu mecliste biz bunları çok konuştuk, bu genel görüşmeleri çok yaptık. Ziyaret için talepte bulundun, randevu verdik, geldin. Bir öneri paketiyle gelmedin, sadece tespit, bunları konuştuk. Var mı önerin? ‘Önerim şu anda yok ama çalışacağız’. Yanımda üç arkadaşım, yanında üç arkadaşın… ‘Hadi verelim talimatları arkadaşlarımıza çalışsınlar’ dedim. Aradan iki ay geçti hale ses yok. Sayın Kılıçdaroğlu, bu milleti oyalamaya hakkın yok. Önerin varsa verirsin ve biz bu önerileri uygunsa uygularız. Uygulanabilirliği olmayan bir şeyi de kusura bakma uygulayacak halimiz yok. Çünkü biz deneyimliyiz, çünkü biz şu anda terörle mücadeleyi dağ, taş demeden her yerde vermeye devam ediyoruz. Bizim milli birlik ve kardeşlik projemiz her yönümle detaydır, her yönümle içinde yapılması gereken ne varsa mevcuttur” dedi.
CHP’nin 14 Ağustos’ta toplantı yapılması çağrısı yaptığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“AK Parti, bölücü terör örgütünün, CHP gibi kuyruğuna takılacak bir parti değildir. Buyurun Meclis orada, sen orada oturur ne yapacaksan yaparsın; kiminle bir araya gelirsin bilemem. Ama AK Parti böyle bir genel görüşme gündemiyle parlamentoya gelmeyecektir; bunu da buradan söylüyorum.
Bu ne anlama geliyor biliyor musunuz? Bu şu anlama gelir; CHP’ye gönül vermiş kardeşlerime sesleniyorum; 'Terör örgütü, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni bile istediği zaman toplayabilecek güçtedir.' Bu, bu anlama gelir. Ama AK Parti bu oyuna gelmez. İnanıyorum ki MHP de bu oyna gelmeyecektir. Bizler oyun kurucu olacağız, bizler oyun kurucuyuz. Biz birilerinin minderinde değil kendi minderimizde yapılması gerekeni yaparız.”
Başbakan Erdoğan, 3 Ağustos’ta Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 60’tan fazla ülkenin sunduğu bir kararın BM Genel Kurulu’nda oylandığını ve 133 ülkenin lehte oy kullanmasıyla kabul edildiğini hatırlatarak, uluslararası toplumun da artık Suriye’de Esed rejiminin geleceğinin olmadığını, insanlık dışı eylem ve katliamlarını bu kararla ifade etmiş olduğunu söyledi. Erdoğan, “Esed rejimi için artık hiçbir çıkış yolu kalmamıştır. Düşünebiliyor musunuz, atadığı Başbakanın bile o ülkeyi terk ederek Ürdün’e sığındığı bir ülkenin artık geleceği kalır mı? Artık sona yaklaşıyoruz Esed ve arkadaşlarını önünde, halkın taleplerini kabul etmek dışında hiçbir seçenek bulunmuyor. Bu aşamadan sonra şiddeti tırmandırmak, provokasyonlara girişmek, komşu ülkeleri tahrik etmek ne Esed rejimine ne de bölgeye hiçbir şey kazandırmaz” diye konuştu.
İRAN GENELKURMAY BAŞKANINA CEVAP
Başbakan Erdoğan, İran Genelkurmay Başkanı General Hasan Firuzababi’nin devrim muhafızlarına ait bir internet siteden, ‘Suriye’deki bu kanlı gelişmelerin sorumlusunun Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar olduğu’ yönündeki açıklamasına tepki gösterdi. Erdoğan, bu açıklamanın ‘düşündürücü ve üzüntü verici’ olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Dünyada yanında hiç kimsenin kalmadığı bir dönemde, İran’ın yanında her şeye rağmen bulanan ülke Türkiye idi. Ve bunu nükleer enerji konusunda sonuna kadar savunan ülke Türkiye oldu. Ama Suriye’de tüm kardeşlerini, ki şu anda 25 bine ulaştığını zannediyorum, öldüren bir rejimi savunmanın bizim değerlerimizde, bizim inancımızda acaba yeri var mıdır, yok mudur? Bunu ben İranlılara daha önceki gidişimde sormuştum, yine soruyorum. Şu anda 250-300 bine yakın Suriyeli Müslüman eğer ülkesini terk ediyorsa, Ürdün’e, Lübnan’a, Türkiye’ye kaçıyorsa bunun hesabını sormak İran’a düşmez mi? Hesaba çekilmeden önce İran yönetiminin de kendisini hesaba çekmesi lazım. Biz her an kendimizi hesaba çekmenin idraki içindeyiz. Biz Suriye’deki gelişmeleri en başından itibaren büyük bir soğukkanlılıkla, sabır ve sağduyuyla takip ettik. Esed rejiminin Türkiye’yi çekmek istediği karanlık tuzağa düşmedik, tahriklere, oyunlara gelmedik.”
“SURİYE’DE BAAS PARTİSİ, TÜRKİYE’DE HALK PARTİSİ”
Suriye konusunda son derece ilkeli, tutarlı, sağduyulu bir politika izlediklerini ve izlemeye devam edeceklerini belirten Erdoğan, son günlerde CHP başta olmak üzere bazı çevrelerden Suriye politikasına yöneltilen eleştirilerin Türkiye aleyhtarı uluslararası bir kampanyanın yan ürünü olmaktan öteye gitmediğini savundu. Erdoğan, şöyle devam etti:
“Merak ediyorum, acaba Bu Kılıçdaroğlu ne zamandan beri Esed’in avukatlığına soyundu? Suriyede Baas Partisi, Türkiye’de Halk Partisi; olay bu. Dikkat edin ABD’deki bazı gazetelerin, İsrail’deki bazı çevrelerin, Türkiye’deki muhalefet odaklarının aynı dili, argümanları, tezleri ortakça dile getirdiklerini görürsünüz.”
“SENİN GRAMIN NE, ÇAPIN NE?”
Kılıçdaroğlu’nun kullandığı üslubu kullanmayacağını belirten Erdoğan, “Kendi ülkesine, kendi ülkesinin Dışişleri Bakanına, kendi ülkesinin dış politikasına karşı bu kadar seviyesiz, bu kadar edep, adap dışı bir dil kullanan CHP Genel Başkanını ben milletimin takdirine havale ediyorum. Çıkmış CHP Genel Başkanı, ‘cumhuriyet tarihinde ben bu kadar çapsız Dışişleri Bakanı görmedim’ diyor. Sayın Kılıçdaroğlu, sen hiç aynaya baktın mı? Ya senin gramın ne, çapın ne? Şunun ölçünü bir ver de görelim. Daha dur bakalım, dün bir, bugün iki. Yanına topladığın o yandaşlarınla veya bir kısım yandaş medyayla bir yere varacağını mı zannediyorsun? Bir kasetin getirdiği bir genel başkansın. Bir CD çıkmamış olsaydı şimdi meydanda yoktun” diye konuştu.
CHP ve Kılıçdaroğlu’nun Suriye politikasını eleştiren Erdoğan, “Hiçbir birikimi yok. Bırakın diplomasinin dilini, daha nezaketin diline bile hakim değil. Terör meselesinde BDP’nin kuyruğuna takılan, BDP’nin nifak diline teslim olan CHP, Suriye konusunda da Baas rejiminin kuyruğuna takılıyor, Baas rejiminin dilini kullanıyor. Biz CHP’nin de, ona malzeme taşıyan çevrelerin de bu oyunlarına kulak asmayacağız. Suriye’de barışı, istikrarı, toprak bütünlüğünü savunmaya devam edeceğiz. Her türlü gelişmeyi dikkatle izliyoruz, ve gerekin anında yapıyoruz” dedi.