Başbakan Erdoğan, " Hasan Cemal'in yazılarına son verilmesini benim istediğime dair ifade beni rencide etmiştir. Hasan Cemal olayının, benimle uzaktan yakından ilgisi yok!" dedi.
Demirören'e en ufak tavsiyem olmadı!!
İmralı tutanaklarını yayımlayan Milliyet ve Hasan Cemal'in yazılarına son vermesiyle ilgili 'baskı' yorumları yapıldı..
Bizim Demirören ailesine, Başbakan olarak, baskı kurduğumuz söyleniyor. Bu iki gazetenin alımında da Erdoğan Bey ve oğluna en ufak bir tavsiyem olmadı. İşadamları olarak ister alırlar ister almazlar. Satın aldıktan sonra Erdoğan Bey bana 'Kimi tavsiye edersin' diye sordu. O zaman 24'ten ayrılmakta olan Akif Bey'i tavsiye ettim. Onlar anlaşamadılar. 'Şunu al, bunu al' demedim. Derya Bey atanırken de benim haberim olmadı. Derya Bey kendisi bir yolculukta geldi, sordu. 'Eleştiriler ufkumuzu açar ama hakaret ettirmeyin' dedim.
Şimdi Hasan Cemal'in yazılarına son verilmesini benim istediğime dair ifade beni rencide etmiştir. Tutanak olayında dedim ki 'Terörle mücadelede her türlü desteği vermeye hazırım' deyip, bu haberi yayınlamak izah edilemez. IRA sürecinde medya bu tür şeyleri yayınlamama ortak kararı almıştı. Hasan Cemal olayının benimle uzaktan yakından ilgisi yok. Geçmişte Uğur Dündar, Emin Çölaşan gibi isimler de gazetelerinden ayrılırken benzer dedikodular çıkarılmıştı.
Arınç, Milliyet'in metinleri yayınlamasının 'gazetecilik başarısı' olduğunu söyledi.
Bülent Bey böyle bir şey söyledi ise yanlış yapmıştır. O süreçte metin başka gazetelere de servis yapılmak istendi. Kabul etmediler! İbrahim Karagül / Yeni Şafak