17 Aralık 2025
Altın 5921.272
BIST 11348.83
Dolar 42.6764
Euro 50.1656
Sterlin 57.258
Ankara -1°C

Eski Adalet Bakanı Türk: "Ülkenin Yeni Bir 'Anayasa Açılımı'na İhtiyacı Var!"

Eski Adalet Bakanı Türk: "Ülkenin Yeni Bir 'Anayasa Açılımı'na İhtiyacı Var!"
Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, gelinen noktada yeni bir anayasa değişikliğinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, gelinen noktada yeni bir anayasa değişikliğinin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Türk, Türkiye'nin demokratik açılımı başlattığını, ancak asıl anayasa açılımına ihtiyaç olduğunu vurguladı. Türk, bu kapsamda parti kapatmalarda Venedik kriterlerinin uygulanmasını, HSYK ve YAŞ kararlarının yargı denetimine açılmasının bir an önce sağlanması gerektiğine işaret etti.

Anayasa değişikliklerini halkoyuna sunulmasını 4 aydan günden 2 aya indiren kanun düzenlemesi Meclis'ten geçti. AK Parti hükümeti, yeni bir anayasa taslağı üzerinde çalışıyor. Taslağın içeriği netleşmemekle birlikte HSYK ve YAŞ kararlarının yanı sıra askere sivil yargı yolunun açılması ve parti kapatmaların zorlaştırılması gibi özgürlükçü maddelerin pakette yer alacağı ifade ediliyor.

Referandum ve yeni bir anayasa değişikliği yoğun tartışmaları da beraberinde getirdi. Söz konusu tartışmalara ilişkin Cihan Haber Ajansı'na konuşan eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, manifesto niteliğinde değerlendirmelerde bulundu. Hukuku, yaşayan canlı organizmaya benzeten Türk, gelinen noktada yeni bir anayasa değişikliğinin şart olduğunu ifade etti. Mevcut anayasanın 12 Eylül darbesinin ürünü olduğunu hatırlatan Türk, dolayısıyla özgürlükleri kısıtlayan ve toplumun gerisinde kalması nedeniyle gelişen şartlara göre yeniden dizayn edilmesi gerektiğini kaydetti.

"YENİ BİR ANAYASA AÇILIM ŞART"

Türk, hükümetin ve devletin demokratik açılımı başlattığını, ancak yeni bir anayasa değişikliği olmadan bunların tek başına bir anlam ifade edemeyeceğini söyledi. Bunun için bir anayasa açılımının kaçınılmaz olduğuna dikkat çeken Türk, "Demokratik açılımı başlatan Türkiye'nin, asıl yeni bir anayasa açılımı gerçekleştirmesi mutlak surette şart oldu." dedi.

Türk, anayasa değişikliklerinin kötü bir şey olmadığını ve kimsenin bundan kokmaması gerektiğini söyledi. Türk, kendilerinin de 2001 yılında köklü bir anayasa değişikliğini yaptıklarını hatırlattı. Yasaları ve hukuku, yaşayan bir canlı organizmaya benzeten Türk, şu değerlendirmelerde bulundu: "1876'dan bu yana 5 anayasa yaptık. Ortalama 20 yılda bir anayasa değişikliği gerçekleştirdik. AB kriterleri doğrultusunda 2001 yılında reform niteliğinde değişiklikler getirdik. Anayasanın başlangıç kısmıyla 32 madde değiştirdik. Parti kapatmayı zorlaştırdık. Daha önce kapatma için 6 üyenin oyu yetiyorken, biz bunu 7'ye çıkararak nitelikli çoğunluk şartını getirdik. Hükümet demokratik açılım başlattı ama biz asıl açılımı o dönemde yaptık. Fakat 'biz yaptık, tamamladık, artık değişiklik yapmayalım da' demiyorum. Şimdi daha köklü yeni bir demokratik açılıma ihtiyaç var. Çünkü asıl demokratik açılımı o zaman yapmış oluruz."

"HSYK VE YAŞ KARARLARI YARGIYA AÇILSIN"

Hikmet Sami Türk, yeni anayasa paketinde yer alması beklenen konulara ilişkin tespitler de yaptı. Mevcut anayasanın cunta ürünü olduğunu, bunun mutlaka özgürlükçü bir ruha kavuşturulması gerektiğinin altını çizen tecrübeli hukukçu, HSYK ve YAŞ kararlarına yargı yolunun kapalı olmasının izahının olmadığını ifade etti.

Türk şöyle konuştu: "1982 Anayasası askeri cuntanın teşkil ettiği bir anayasadır. Dolayısıyla, özgürlükleri kısıtlıyor, toplumun gelişen şartlarda ihtiyaçlarını karşılamadan son derece uzak. Bu bağlamda özellikle YAŞ kararları ve HSYK kararları mutlaka yargıya açılmalı. Ben öteden beri hep bunu savunuyorum. Bu hem demokratik bir ülke olmanın, hem de savunma hakkının kutsallığının bir gereğidir. Askere sivil yargı yolunun açılması da bu kapsamda düşünülmeli. Yani bunların sivil yargı denetimine mutlaka açık olması gerekir."

"PARTİ KAPATMALARA VENEDİK KRİTERİ"

Parti kapatma konusuna değinen Türk, bu konuda mutlaka Venedik kriterlerine göre bir düzenleme yapılmasını istedi.

Türkiye'nin 'kapatılan partiler mezarlığı' haline geldiğini ve bu görüntünün yakışmadığını hatırlatan Türk, "Parti kapatma demokratik rejimlerde çok istisnai bir durumdur. Hatta yok denecek kadar azdır. Avrupa'da Venedik kriterleri var. Burada amaç siyasi bir parti, şiddete bulaşmadığı ve savunmadığı sürece kapatılamaz. Batasuna bunun en iyi örneğidir. Bizde de aynı kriterler uygulanmalı. Yani siyasi bir parti şiddete bulaşmadığı ve bunu savunmadığı sürece kapatılmamalı. Ancak suçu çok ağır ise en fazla Hazine yardımından mahrum bırakılabilir." şeklinde konuştu.

Türk, anayasa değişikliğinin halka götürülmesi konusunda ise, şunları ifade etti: "Mevcut anayasa gelişen toplumun ihtiyaçlarını karşılamakta son derece aciz kalıyor. Bunun için belki silbaştan yeni bir anayasaya gerek yok, ama yeni bir değişiklik şart. Ama bunun için uzlaşma çok önemli. Çünkü uzlaşma olmadan olursa tartışmalar devam edecek. Savaş kararı alan bu Meclis bunu da başarabilir. Ancak uzlaşma olmaz ise referandum kaçınılmaz olarak karşımıza çıkacaktır. Zaten anayasa da böyle bir hakkı öngörmüş. O zaman referandum temel bir ihtiyaç haline gelir. Toplumun hakemliğine götürerek bu meseleyi çözersiniz."

ANAYASA MAHKEMESİ TARAFINDAN 25 PARTİ KAPATILDI!

TBMM Araştırma Merkezi'nin, Avrupada ve Türkiye'de parti kapatılması konusunda hazırladığı rapora göre, Türkiye'de 1961 yılından sonra Anayasa Mahkemesi tarafından 25 parti kapatıldı. Buna karşı 1943 yılından bu yana Almanya'da 3, İspanya'da ise bir partinin faaliyetine son verildi.

Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan partilerin isimleri şöyle:

1968'de İşçi-Çiftçi Partisi (İÇP), 1971'de Türkiye İleri Ülkü Partisi (TİÜP) ile Türkiye İşçi Partisi (TİP), 1972'de Milli Nizam Partisi (MNP) ve Büyük Anadolu Partisi (BAP), 1980'de Türkiye Emekçi Partisi (TEP), 1983'te Huzur Partisi (HP), 1991'de Türkiye Birleşik Komünist Partisi (TBKP) ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 1992'de Sosyalist Parti (SP), 1993'te Halkın Emek Partisi (HEP), Özgürlük ve Demokrasi Partisi (ÖZDEP) ve Sosyalist Türkiye Partisi (STP), 1994'te Yeşil Partisi (YP), Demokrasi Partisi (DEP) ve Demokrat Parti (DP), 1995'te Sosyalist Birlik Partisi (SBP), 1996'da Demokrasi ve Değişim Partisi (DDP), 1997'de Emek Partisi (EP) ve Diriliş Partisi (DRP), 1998'de Refah Partisi(RP), 1999'da Demokratik Kitle Partisi (DKP), 2001'de Fazilet Partisi (FP), 2003'te Halkın Demokrasi Partisi (HADEP), 2009'da Demokratik Toplum Partisi (DTP).

Türkiye'de kapatılan 25 partiden 14'ünün kapatma gerekçesi ''bölücülük'' oldu. ''Bölücülük'' gerekçesiyle TİP, TEP, TBKP, SP, HEP, ÖZDEP, STP, DEP, SBP, DDP, EP, DKP, HADEP ve BDP kapatıldı. İÇP, TİÜP, BAP, YP ve DP ise ihtara rağmen kongresini yapmamak, hesabını süresinde vermemek, mevzuatını düzeltmemek, aykırılıkları gidermemek gerekçeleriyle faaliyetlerine son verildi. DRP, 2 seçime katılmadığı, CHP ise kapatılan partinin devamı olduğu gerekçesiyle kapatıldı. MNP laikliğe aykırı eylemler, HP laikliğe aykırı program, ÖZDEP bölücülüğün yanı sıra kısmen laiklik karşıtlığı, RP ve FP ise laikliğe aykırı eylemlerin odağı oldukları için siyasi faaliyetlerine son verildi.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir