
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, AA Spor Masası'nın konuğu oldu
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, Anadolu Ajansının İstanbul'daki Uluslararası Haber Merkezi'nde Spor Masası programının canlı yayın konuğu oldu.
Ankara
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, Anadolu Ajansı'nın İstanbul'daki Uluslararası Haber Merkezi'nde gerçekleştirilen Spor Masası programının canlı yayın konuğu oldu.
Seçim çalışmalarına geç başladıklarını aktaran Koç, "Biz zaten seçim için değil Fenerbahçe'nin geleceği için çalışıyoruz. Biz seçim için çalışsak, popülist olsak, herkesin duymak istediği şeyleri söylesek veya yapmamızı istediği şeyleri yapsak daha farklı davranırdık. Şu an cebimizde 10 yıllık, 160 milyon avroya varan global firmalarla yaptığımız sponsorluk anlaşmalarını kırdırırdık. Bambaşka bir transfer sezonu olurdu, hemen 'Türkiye Bankalar Birliği (TBB) anlaşmasından çıktık, gayrimenkul projeleri bir yere koyduk.' derdik. Ancak Fenerbahçe'nin içi doğru olmazdı. Fenerbahçe bunu bir kere yaptı. Stat ismiyle 90 milyon doları 70 milyona kırdırıp bir sene daha harcandı. Biz geldiğimizden beri tek tük ihtiyaçlar dışında gelecek sezonun gelirlerini hiç bu sezon harcamadık. Bizim yaşadıklarımızı başkaları yaşamasın diye harcamamaya da özen gösterdik. Seçim çalışmalarına biraz geç başladık ama sonuçta nasıl bitireceğimiz önemli." diye konuştu.
Yaklaşık 7 yıl süren görev sürelerinde futbol haricinde başarılı olduklarını belirten Ali Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeni birini seçince bir şampiyonluk garantisi yok. Rakiplerim kulağa hoş gelen söylemler içinde, sosyal medyada tartışılan konuları gündeme getiriyorlar. 'E tribünü kaldıracağız. Şampiyon yapacağız.' diyorlar. 'Şampiyon yapacağız' demekle şampiyonluk olsa biz sabahtan akşama kadar 'Şampiyon yapacağız.' diye bağırırdık. Fenerbahçe, dünya çapında bir spor kulübü. Bize göre dünyanın en büyük ve en başarılı spor kulübü. Fenerbahçe'yi şampiyon yapacaksınız da nasıl yapacaksınız? Yedi senedir futbol açısından başarısızlık var. Ancak hem sportif hem de sportif dışı tüm süreçlerde başarı var. Verilmiş sessiz bir mücadele var. Avrupa'nın iflasa en yakın kulübünden bu noktaya geliş şeklimiz, verdiği en büyük ama en sessiz mücadele. Kalıcı sportif başarı için sağlam, sağlıklı bir finans yapıya ihtiyaç var. Daha buna ulaşmadık. TBB'den çıkacağız. Allah'ın izniyle az kaldı ama o da yetmeyecek. Üyelerimiz Fenerbahçe için verdiğimiz mücadeleyi ve niyetimizi biliyor. Biz tamamen saf, samimi, karşılıksız duygularla kulübümüze hizmet ettik."
"Bizim dönemimizde en az iki şampiyonluğumuz çalındı"
Ali Koç, görev sürelerinde futbolda iki şampiyonluklarının çalındığını ileri sürdü.
Kendilerini kulüp için "sigorta" olarak nitelendiren Koç, şöyle konuştu:
"Futbolda zaten başarılı olsaydık bambaşka şeyler konuşurduk. Bence geçmişte olduğu gibi bizim dönemimizde en az iki şampiyonluğumuz çalındı. Özellikle 99 gol, 99 puanlı sezon var. Kulübün 118 yıllık tarihinde en çok gol atılan ikinci sezon, en çok puan kazanılan açık ara birinci sezon ve şampiyon olamıyorsunuz. Edin Dzeko, '102 puan da alsaydık şampiyon olamayacaktık.' dedi. Bizim niyetimiz belli. Fenerbahçeliler, ilke ve değerlerimiz konusunda şartlar ne olursa olsun taciz verdiğimizi de biliyorlar. Finansal açıdan geldiğimiz noktayı gayet farkındalar. Büyük bir kitle, Fenerbahçe futbolda istediği başarıyı yakalayamamasının nedeninin yönetimsel olmadığını çok çok iyi biliyor. Gerçek, samimi, satır arası okuyan, Fenerbahçe'nin menfaatleri ve bekasını düşünen insanlar, futbolda şampiyonluk gelmese de bizim camiamız, kulübümüz için bir sigorta olduğumuzun farkında. Bizde tecrübe de var. Bu işin okulu yok. İşbaşına gelince tecrübeyi kazanıyorsun. Ciddi tecrübe de kazandık. Bu 7 yıl yapılan mücadelenin, verilen emeklerin, ekilen tohumların karşılığını almaya mı kalacağız, yoksa yerine belirsiz bir maceraya mı gireceğiz? Bu kongrede üyelerimizin vereceği bir karar. Sonuç ne olursa olsun Fenerbahçe Spor Kulübü için, camiamız için hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyor, kim seçilirse seçilsin onun etrafında toplamamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü ne yazık ki ben kendi camiamdan özgül ağırlığı olan belli kesimlerden bırakın desteği ciddi köstek gördüm. İnşallah ben de bir gün koltuktan ayrıldıktan sonra benzer davranışları kendi menfaatlerim çerçevesinde yapmam, sadece ve sadece kulübün gayri resmi de olsa emrinde olurum."
"Son dönemlerin en medeni seçim yarışı devam ediyor"
Sarı-laciverti kulübün başkanı, son dönemlerin en medeni seçim yarışının geçtiğini söyledi.
Saadettin Saran'ın sahibi olduğu bahis platformunun sorun yaşanmaması için devrine aracılık ettiğini iddia eden Koç, "Medeni bir yarış götürüyoruz. Onlar bize vuruyor ama 'Sizi kast etmedik.' diyorlar. Bahis konusunda Gençlik ve Spor Bakanlığı ile görüştüm. Kendilerine, 'Bu iş Fenerbahçe seçimini ciddi etkiliyor. Ne olur devir iznini seçimden önce verin ki herhangi bir soru işaretine mahal kalmasın.' dedim. Hatta Saadettin Beyle bunu istişare ederek yaptık. Sonra kendisinin de bana teşekkür yazısı var. Hatta dün yine aradım bakanlığı. Stratejistlerimizin görüşmesinde, 'Biz bunu etkinliklerimizde açıklayacağız.' demelerine rağmen açıklamadılar. Aksine bakanlığı arayarak adaylıklarına müdahale ediliyormuş gibi bir hava oluşturuyorlar. Bunu sorduğumuzda bizi kast etmediklerini söylüyorlar. Ben, bakanlığı samimi bir şekilde, onun bilgisi ve müsaadesiyle aradım." şeklinde görüş belirtti.
Rakipleri Sadettin Saran ve Hakan Bilal Kutlualp'in söylemlerine değinen Koç, "Rakiplerimden 'Fenerbahçe'yi şampiyon yapacağız.' ve 'E tribünü kaldıracağız.' dışında bir proje duymadım. Bu kulübün olimpik branşları, salon branşları ne olacak? Çünkü bunları ayakta tutmak için ciddi kaynaklar üretiyoruz. Fenerbahçe'nin para probleminin olmaması varmak istediğimiz nokta ama henüz oraya varmadık. Fenerbahçe, Kameni'den Ederson'a, finansal kriterler ve harcama limitlerinden dolayı bir sol beki transfer edememesinden bugünlere geldiyse verilmiş bir mücadele var. Bunu çok hafife alıyorlar. 'Biz de yaparız.' diyorlar. Bugün aday olmak çok kolay. Tesisler ne olacak? İki önemli projemiz var ve bunların devam etmesi gerek. Ben, 'Belirsiz macera.' derken bunu kastediyorum. Onlar da 'En büyük macera 7 yıl şampiyon olmayanla devam etmek.' diyor. Ben de, 'Senin ne şampiyonluk garantin var?' diyorum. 2000'lerin başındaki yöneticilikle bugünler arasında dağlar kadar fark var. Karşı taraf ufak ufak dokunduruyor. Ancak şu ana kadar son dönemlerin en medeni seçim yarışı devam ediyor."
"Mourinho ile yolları ayırırken çok zorlandım"
Ali Koç, Portekizli teknik adam Jose Mourinho ile yolları ayırırken çok zorlandığını söyledi.
Sezon başında teknik adam değişikliğine gitmeleriyle ilgili soru üzerine Koç, şunları kaydetti:
"Mourinho ile yolları ayırırken çok zorlandım. Mourinho gibi birisiyle yolları ayırmanın getireceği finansal yükümlülük, yerine kimin geleceği veya basının ne diyeceğinden dolayı zorlanmadım. İşin manevi tarafı zorladı. Mourinho, benim için bir hocadan fazlasıydı. Benim ailemin bir parçasıydı. Ailemle yemek yedi, kızım ve oğlumla ayrı ilişkileri var, karım kendisini çok seviyor. Ailevi bir ilişkimiz vardı. Beni işin o tarafı üzdü ancak gerçekçi olmak zorundaydık. Geçen sezon bitince bir değerlendirme yaptık. Fenerbahçe camiasının beklediği, kulübün DNA'sındaki ofansif ve baskılı futbol geçen sezon yoktu. Birçok maçta ilk yarı panikledik, üzüldük, ikinci yarılarda bambaşka futbol oynadık. Birçok maçı geriden gelip kazandık. Planlamayı yaparken bunları konuşmuştuk. Bir nebze de olsa mutabık kaldığımızı sanıyordum. Bu sene başladığında ilk 5 resmi maçtaki tablo geçen sezon ile birebir paralellik arz ediyordu. Çok da iyi bir yaz kampı geçirmiştik. Benfica'ya herkes elenebilir. Onlar Şampiyonlar Ligi'nin gediklisi ama elenirken oynadığımız futbol beni rahatsız etti. O yüzden çok riskli ve zor bir karardı. Ancak kararların kısa özeti tünelin sonunda şampiyonluk açısından fazla ışık göremediğimiz için bu zor kararı almak zorunda kaldık. Sadece sportif ve ekonomik açıdan değil insanı açıdan da benim için çok çok zor bir durumdu. Çünkü Jose Mourinho buraya geldi, canını dişine taktı. Kendisi günlerce Samandra'da kaldı. Çalışma etiği konusunda hiç şikayetimiz yoktu. Adam çalışmak istiyor, işkolik. Eski başkanımız, 'Başkanla hoca devamlı sokaklarda, gecelere akıyorlar.' diye bir sürü saçma sapan şey söylemiş. Mourinho her şeyini verdi ama olmadı."
Ali Koç, son dönemde Mourinho ile arasında sorunlar olduğu yönündeki iddialarla ilgili, "Saygı, sevgi konusunda, sadece bize değil sokakta bir çocuğa bile çok hassas davranan bir adam. Bir kişiyi kırdığını görmedim. İnsani yanı çok kuvvetli. Benim tarafımdan kırgınlık yoktu. Onun tarafında ne olduğunu bilmiyorum ama teşekkür etmek için bir son görüşmeyi yapmakta fayda var." diye konuştu.
"Yerli veya yabancı değil, iyi veya kötü hoca var"
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, futbol takımı teknik direktörlüğüne Domenico Tedesco'nun getirilmesiyle ilgili görüşlerini de aktardı.
Teknik direktörün uyruğundan ziyade kalitesine önem verdiklerini aktaran Koç, şu ifadeleri kullandı:
"Yerli veya yabancı değil, iyi veya kötü hoca var. İsmail (Kartal) hoca 3 ayrı dönemde çok yüksek puan yakaladı. Kendisinin kırıldığını da görüyorum, hissediyorum. 99 puan, 99 gol muhteşem bir sezondu. Avrupa'da da yarı final gelebilirdi. Yöneticilerimizden İsmail hocayı isteyenler, hocanın Türk olması gerektiğini savunanlar vardı. Ben, 'Türk olursa İsmail hocadan başkası gelmeyecek.' dedim. Hem hakkıydı hem de haksızlık olurdu. Bu yönde karar vermek isteyen arkadaşlar kendisiyle görüştü ancak kesin karar verilmemişti. Biz bu sezon hedefi Süper Lig'de şampiyonluk, Avrupa Ligi'nde de yarı final belirledik. Seçimi yaparken birçok kriter belirledik. Bunlardan biri hocanın 6 dil konuşabilmesi. Bu bizim için önemli. İkincisi birden fazla oyun anlayışı olması. Taktiksel konularda alternatifleri olan bir teknik adam. İlk senesinde fark oluşturacak hocalara baktık. Tedesco, ilk senesinde çok etki yapıyor. Modern futbolda hoca yaşları çok gençleşti. Kendisi modern futbolu yansıtıyor. Bireysel performansları geliştiriyor. Avrupa'da yarı final görmüş birisi. Bu sezon çok fazla yıldızımız var. Kendisi Belçika Milli Takımı'nda yıldızlarla çalışmış. Sunumları da bizi çok etkiledi. Sadece Fenerbahçe'yi değil, daha hiçbir şey belli değilken ikinci toplantıda Trabzonspor maçının analizini yaptı. Camiamızdan tepki geleceğini bilmemize rağmen bu yönde gitmeyi, özellikle basketbolda başarı sağlamış modelin benzerini yapmaya karar verdik. Basketboldaki Derya Yannier-Sarunas Jasikevicius modeli çok iyi sonuçlar verdi. Devin Özek ve Tedesco'yla benzer bir modeli geliştirdik."
Koç, seçime 2 hafta kala teknik direktörle anlaşmalarının eleştirildiğinin söylenmesi üzerine, "Saadettin Beye son görüşmemizde nasıl ilerleyeceğimizi anlattım. Kendisi kazanmaları halinde Tedesco ile devam edeceklerini söyledi. Üçüncü adayla (Hakan Bilal Kutlualp) benim hiçbir temasım yok. Olmaz da. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde benim yediğim linçi kimse yememiştir. Yüz kızartıcı bir iş yaparsın, akçeli işlerde aynada kendine bakamayacak işler içinde olsan bile bu linci hak etmezsin. Ancak bizim yediğimiz linç farklı bir noktaya geldi. Eleştirilere bakmıyorum, takip etmiyorum. Fenerbahçe camiası için direniyorum. Fenerbahçe camiası başkanlık makamı, yönetimi, parayla tutulmuş troller ve sosyal medya hesaplarıyla sistematik bir yalanla değişecekse biz bu kapıyı daha kapatamayız. Biz bunun için mücadele ediyoruz. İmza kampanyasından tutun, sosyal medyada örgütlenen kişilerin hiçbiri Fenerbahçe'nin son 7 yılda gerçekten ihtiyaç duyduğu zamanlarda ortaya çıkmadı. Başkan adayları da son 7-8 senede ne zaman Fenerbahçe'nin yanında oldu? Biri 3 Temmuz'da doğrudan Fenerbahçe'nin karşısına geçti. Bizleri, Aziz başkanı istifaya çağırdı, savcıların önüne koyduğu ifadeyi imzaladı. 'Ne cemaati kardeşim. Paranoyaklık yapmayın. Polisler işini çok yapıyor.' diyen şimdi aday oluyor. Bu Fenerbahçe camiasının ayıbıdır." değerlendirmesinde bulundu.
"Bizim ödeyeceğimiz en büyük borç TBB borcu değil, şampiyonluk borcudur"
Ali Koç, sarı-lacivertli camiaya en büyük borcunun futbolda Süper Lig şampiyonluğu olduğunu söyledi.
Sportif direktör Devin Özek'in çalışmalarını anlatan Koç, şöyle konuştu:
"Fenerbahçe'de işler iyi giderse profesyoneller, kötü giderse başkan sorumlu. Devin Özek, Branco'nun altında çalışmak üzere transfer edildi. Kendisini Bayer Leverkusen döneminden tanırım. Serdar Azmoun transferini yaparken tanıştık. Devin Özek'i yaptığı sunum çerçevesinde göreve getirmeye karar verdim. Branco ayrılınca kendisini sportif direktör yaptık. Bu sezon ilk defa yeni sezon çalışmalarımızı, transfer çalışmalarını Devin'in geliştirdiği metot üzerine yaptık. Burada söz konusu Fenerbahçe olunca çok büyütülüyor. En çok etkilendiği metoduydu. Son 5 yılın belli liglerin şampiyonlarını, Türkiye şampiyonlarını, Avrupa kupasında başarılı olan takımların ortak noktalarını belirledik. Türkiye'de şampiyonluk ve Avrupa'da yarı final hedefi belirledik. Kilit noktaları tespit ettik. En çok göze çarpan bu takımlardan en az 5 futbolcunun 2 veya daha fazla mevkide oynadığını, çok skorer oyuncuları olduğunu gördük. Şampiyonluk mentalitesinde oyuncular olduğunu, lider oyunculara sahip olduklarını anladık. Oyuncu tiplerini inceledik. Bir transfer şekli çıkardık. Bu çerçevede Nene, Brown, Semedo, Edson'u aldık. Liderlikte Skriniar, Edson, Semedo, Ederson'u, gençlik ve hızda Kerem Aktürkoğlu, Brown, Duran, Nene var. Jhon Duran çok gol atıyor. Nene geldiği ligin gol kralı. Kerem'in sadece Süper Lig'de 36 golü var. Nokta atışı transferler yaptık. Livakovic ayrılmak istediğini belirtince kaleciye ihtiyacımız oldu. Ederson'u almasaydık bir Brezilyalı kaleci alacaktık. O da Premier Lig'e gitti. Bana anlatılan metot çerçevesinde doğru işler yaptık. Artık bunun sahada neticesini alma zamanı. Bizim ödeyeceğimiz en büyük borç TBB borcu değil, şampiyonluk borcudur."
"En büyük doğru işimiz bence finansal süreç"
Ali Koç, görev sürelerindeki en doğru işlerinin finansal süreç yönetimleri olduğunu söyledi.
Türkiye'nin yerli ve milli sosyal medya platformu N Sosyal üzerinden gelen, "Görev süresindeki en büyük doğrusu ve hatası nedir?" şeklindeki soruyu yanıtlayan Koç, "En büyük doğru işimiz bence finansal süreç. Basketbolu sayabilirsiniz. Avrupa'da Fenerbahçe bir marka. Avrupa Ligi'ni hem erkekler hem de kadınlarda kazanan tek takımız. Bunu iki kez yapmışız. Bence bizim en büyük başarımız 1 milyon avroluk teminat mektubu bile veremezken, faizler yüzde 10-12 iken 48-50'lerden faktoring yaparken finansal olarak bu noktaya gelmek. Sessiz bir mücadeleydi. Yapılan ilk 5 yıllık TBB anlaşmasını sadece biz imzalamamıştık. İlk günden düğmenin yanlış iliklendiğini, bu şekilde hiçbir şeye imza atmayacağımızı söyledik. İmza atan bir kulüp başkanı, nurlar içinde yatsın bana demediğini bırakmadı, 'Devletle kavga mı edilir.' dedi. Biz imzalamayınca devlete kafa tutuyor pozisyonuna soktular. Aynı rakiplerimiz bizim gözümüzün içine bakıyordu. Ondan sonra 9 yıllık anlaşma çıktı. Bugün bu paralar harcanabiliyorsa TBB'nin getirdiği disiplin ve devletimizin topa girmesi çok önemli. En büyük hatam ise 2018'de aday olmaktı. 2019'a kalsaydı kulüp devam edemeyecek ve kral çıplak olacaktı. Su yüzüne çıkmamış birçok finansal sorunu göğüsledik. Keşke 1 sene sonra aday olsaydım da yaptığımız işlerin kıymeti çok daha iyi anlaşılsaydı." diye konuştu.
"Türkiye'de sosyal medyanın futbolda kullanılış şekli sağlıklı değil"
Ali Koç, sosyal medyaya göre karar almadığını belirterek, "Sosyal medyayla hiç alakam yok. Raporlananları görüyorum. Bazı yöneticiler sosyal medyayla yatıp kalkıyorlar. İnanmadığım bir şeyi bana kolay kolay kimse yaptıramaz. Algılardan biri de sosyal medyayla kulüp yönetiliyor intibası oluşturuluyor. İsmini vermeyeceğim bazı hocalar, sosyal medya üzerinden yeni iş fırsatları oluşturuyorlar ve tribünlere istikamet veriyorlar. Türkiye'de sosyal medyanın futbolda kullanılış şekli sağlıklı değil. Sosyal medyayla, taraftarın düşüncesiyle karar aldığımı düşünmüyorum. Seçim arifesindeyim, en zayıf olduğum dönemde gidiyorum ve bir tane popülist karar almadım. 'E bloku kaldıracağım.' diyor bir aday. İnsanlara 7,5 milyon avro geri verecek misin de kaldıracaksın? 50 bin kişilik stadın coşkusunu 400 kişilik bir yer mi bozabilir? Feyenoord maçında da vardı o tribün. Feyenoord maçındaki coşku fabrika ayarlarındaki coşkuydu. Bu sene en çok ihtiyacımız olan bu." diye konuştu.
İlk geldiği dönemdeki kadroya müdahale etmesinin yanlış olduğunu aktaran Koç, "İlk geldiğimizde sattığımız kadar alabiliyorduk. Keyfimize göre transfer yapamıyorduk. 3 milyon avroya golcümüzü satmıştık. Sonra 1,5-2 ay aynı takım yaz kampı yaptı. 4 milyondan başlayıp 25 milyon avroya gelen Josef de Souza ve Giuliano transferinde o para gelince para bulduk deyip takımı fazla kurcaladık. Yaptığımız transferler de iyi değildi. O sene zaten futbolla ilgili beklenti yoktu. Onu kendi haline bırakacaktık. O takıma çok fazla dokunduk. O bir hataydı." diyerek özeleştiri yaptı.
"Atılım sürecine gelmiş bir Fenerbahçe'den bahsediyoruz"
Ali Koç, sponsorluk gelirlerinde ciddi bir yükseliş olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
"Önemli başarılardan biri odur. 175 milyondan 350 milyon avroya getirdik gelirimizi. Bizim rahat nefes almamız için 400-450 milyon avro bandında olmamız gerekiyor. Futbol dışındaki branşlar için eskiden basketbolda 14-16 milyon açık varken şimdi 5-6 milyona indi. Kadın voleybolda ve basketbolda ciddi açığımız var. 7 senede ilk defa büyük bir yatırım yapıyoruz erkek voleybola. Bu açıkların karşılanması gerekiyor. Yönetim olarak bir yere kadar bu arayı kapatabiliyoruz. Bunun kendi kendini fonlayan noktaya gelmesi zaman alacak. Bakarsınız başka biri başkan olursa bütün bunları küçültür. Beşiktaş bir dönem bunu yaptı. Geliri kadar bütçe yaptı. Sonra bu alanlardaki sportif başarılar ortada. Biz hiçbir zaman bundan imtina etmedik."
Futbol takımlarının kadro değerini yükselttiklerini aktaran Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"70 milyon avrodan 315 milyon avroya kadro değerini çıkarırken, 347 milyon avro banka borcumuzu 69'a indirdik. 300 küsur olan yükümlülüklerimizi 200 küsurlara indirdik. 175 milyon avro geliri 350'ye çıkardık. O arada TL yüzde 1000'e yakın değer kaybetti. Kurlar ortada. Faizlerin nereden nereye geldiği ortada. Enflasyonu zaten söylemeye gerek yok. En çok belimizi büken konulardan biri vergi, 15'ten 40'a çıktı. Hem de Kovid-19 ortasında yapıldı, nasıl yapıldı hala anlamıyorum. Kovid-19 yaşadık, 40-44 milyon avro olan yayın gelirlerimiz 10-12'ye düştü. Son 2 senedir gelirimizin yarısı bankalara gidiyor ve bu gemi bir şekilde yüzüyor, tarihin en önemli kadrosunu kuruyor. Onarım sürecini bitirmiş, atılım sürecine gelmiş bir Fenerbahçe'den bahsediyoruz. Bütün bunlar adaylar tarafından 'Biz de yapardık ne var bunda.' şeklinde konumlandırılıyor. Fenerbahçe'nin para, borç sorunu yok gibi şeyler söyleniyor. Esas bu değil. Spor Toto gelirleri eskiden 1 aylık maaşları öderdi. 2018'de TL olarak ne alıyorsak bugün onu alıyoruz. Stopajı durdurdular. Vergiyi ödüyorduk, can suyu gibi bize geri geliyordu, onu da durdurdular. Kovid-19, stopaj durdurma, 15'ten 40 çıkma hepsi aynı dönemde oldu. Tüm bunlara rağmen işi bu noktaya getirdik. Niye kongre üyeleri size oy versin diyorsunuz, insanlar bunu görüyor. 17'sinde tekrar listeler verilecek. Seçildiğimiz takdirde AŞ'de büyüteceğimiz yönetim kurulu isimlerine de bakın. Bugün Fenerbahçe'nin neferi olacak dernekteki yönetim kurulu üyelerine bakın, karşılaştırın. Arada çok büyük fark var. Daha güçlenmiş, daha muktedir, tuttuğunu koparan yönetimin bizde olduğunu düşünüyorum."
"Bizi dışarıdan yıkamadılar şimdi içeriden yıkıyorlar"
Ali Koç, sarı-lacivertli camianın kenetlenmeye ihtiyacı olduğunu, seçimi kaybetmeleri halinde manevi desteklerinin süreceğini belirterek şunları aktardı:
"Kenetlenmek sadece maddi kenetlenmek değil. Deli gibi para harcamaya devam edeceğim, sponsorluk yapacağım gibi bir şey olmayacak ama bu sezon hepsi devam ediyor. Kenetlenme dediğim, bizi yönetenlere güç vermemiz lazım. Bu maddi güç değil sadece. Bir kere yanımızda olmadılar. Kötü maç sonuçlarında balıkçılarda vur patlasın çal oynasın görüntüler var. Aynı insanların, Fenerbahçe köşeye sıkıştırıldığında dönemin federasyon başkanı 'Fenerbahçe şike yapmıştır.' dediğinde, hakem facialarında bir kere çıkıp konuştuğunu duydunuz mu? Sen 'Fenerbahçe benim.' diyeceksin ve bunların hiçbirinde olmayacaksın. Böyle bir dünya yok. Seçildiğimiz takdirde bir numaralı görevimiz futbolda şampiyonluk dışında camiayı tekrar kenetlenmeye götürmek zorundayız. Bu camia bir ve bütün olduğu müddetçe bu camiayı kimse yıkamaz. Bizi dışarıdan yıkamadılar şimdi içeriden yıkıyorlar. Organize kötülük dediğimiz bu zaten. Kazanmanın da kaybetmenin de zarafeti vardır. Ben 'Bazen kazanınca kaybedersin bazen kaybedince kazanır.' diye bir laf ettim. Onlar kaybettiğinde aslında kazanacaklardı. Bir sene daha bu sistem gitmezdi Fenerbahçe'de."
Sarı-lacivertli kulübün başkanı, sözlerine şöyle devam etti:
"Bugüne dönersek kaybetmenin de bir zarafeti olmalı. Kaybetmeyi hazmetmek çok önemlidir. Kaybetmeyi hazmedip önüne bakabilmek çok sağlıklı bir durumdur. Kayıtsız şartsız Fenerbahçe diyorsak şartlar ne olursa olsun destek olmak durumundayız. Bu maddi olur, manevi olur, lobi desteği olur... Bunun hiçbirini görmedim. Bırakın görmeyi tam tersini yaşattılar. Siz daha ne kadar bu zarafetsiz duruma müsaade edeceksiniz? Daha ne kadar Fenerbahçe'nin üstünde bulut olarak duracak? İmza kampanyasını kimin organize ettiğini biliyorsunuz. 16 bin rakamına ulaşsaydı bu seçim kıymetli olmayacak mıydı? Yanlış bir seçim zamanı ama öyle bir hava oluşturdular ki sezonun bitmesine 4-5 hafta kala 200 imza toplanmışken tamam seçime gidiyoruz dedik. Niye eylülde gittiğimizi de anlattık. Fikstür açıklanınca da tarihini belirteceğiz dedik ve açıkladık. Hocalarla görüşürken stadı büyütecekmişsiniz, bu sezonu etkileyecek mi diye soruyorlar? Toplu imzalarda öyle üçkağıtlar var ki. Birisi 'Ben Amerika'dayım, Türkiye'ye gelmedim, benim imzam var.' diyor. Sahte imzalar, beyannameler var. Fenerbahçe'yi sahteciliğe bulaştıran insanlar mı Fenerbahçe'nin geleceğini yönetecekler? Onların olayı Fenerbahçe'nin geleceği değil. Bir şekilde bizi bu koltuktan etmek. Saadettin beyi değil değerini kastediyorum. Sosyal medya tarafını bilhassa organize etmiştir. Son günlerde bizim de söyleyeceklerimiz olacak."
Kerem Aktürkoğlu ve Yusuf Akçiçek transferlerine de değinen Koç, "Harcama limitlerimize bu transferleri sığdırabilmemiz için bazı dokunuşlar gerekti. Bunlardan biri sadece 19 maçta oynamış Yusuf'un 22 milyon avroya Suudi Arabistan'a gitmesi bize çok nefes aldırdı. İkincisi Sayın Hakan Safi'nin Kerem Aktürkoğlu transferine sponsor olmasıydı. Ciddi bir yatırım yaptı. Yusuf'a da teşekkür ediyoruz. 16+2 teklif gelmişti reddettik. Bu fiyatlara transfer olmasında emeği geçenlere de teşekkür ediyoruz. Bu iki operasyon sayesinde bunları limitlere sığdırabildik." diye konuştu.
Maltepe altyapı projesi
Ali Koç, Maltepe'de yapılacak Fenerbahçe Futbol Akademisi ile ilgili şunları söyledi:
"Bu modelde Türk futbolu devam edemez. Arda, Yusuf, Elif, Ferdi... Bunlardan daha fazla örneklere ihtiyacımız var. Bunların olması için de böyle bir tesise ihtiyacımız var. 'Fenerbahçe altyapısında oynayan bir oyuncu A takıma giremez.' deniyordu. Şimdi 'Fenerbahçe altyapısından Avrupa'ya gidebilirsin.' deniyor. Bu oldukça veliler çocuklarını sana getiriyorlar. Sen ülke çapında izleme yapıyorsun ama veliler de sıraya giriyorlar. Çünkü gelecekle ilgili ümitleri oluyor. Bu 4 oyuncudan 97 milyon avro para kazanmışız. Feyenoord'un en yüksek maaş alan oyuncusu 1,2 milyon avro alıyor. 35 milyona sattığı oyuncusu 950 bin avro alıyor. 40 milyon teklif edilen satmadığı oyuncusu 900 bin avroya oynuyor. Bizim bu modelden gelen oyuncuların sayısının çok daha fazla olması gerekiyor."
Oyuncu satışının büyük bir gelir kaynadığı olduğunu vurgulayan Koç, şöyle konuştu:
"Ticari hayatta böyle bir şey yok. Yusuf'a bakalım; eski kulübü yok, kulübüne vereceğin bir pay yok. 22 milyon avro temiz para. Böyle bir karlılığı başka bir şeyde gösteremezsiniz. Arda Güler'i 250 bin liraya aldım. Herkes onun peşindeydi, bizden önce Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor da gitmişti. Arda'nın çok iyi Fenerbahçeli olması da fayda sağladı. Bu örnekler için Maltepe çok önemli. 350-400 milyon avro gelirlerden bahsediyoruz ama 2 sahayla altyapıyı götüremeyiz. Herkes oraya taşınacak. Kadın futbolu Samandıra'ya taşınacak. Dereağzı sporcu fabrikasına dönüştürülüp futbol dışı tüm branşlar orada olacak. Çok para gerektiriyor. Bir de stat projemiz var. O kendi kendini ödeyen bir proje. Fenerbahçe, Aziz başkan liderliğinde 85 milyon dolara stadı yaparken o zaman da ekonomik şartlar çok kötüydü. Cesur bir hamleyle onu yapabildi. Bugüne gelirsek, 15 bin kapasite artırımı ve çevre düzenlemesi var. Bu da 80-100 milyonluk büyük bir proje. Bizim olmayan bir stada veriyoruz. Kendi sahibi olmadığı stada en çok yatırım yapan Fenerbahçe. Büyük kulüpler arasında en çok kirayı ödeyen de Fenerbahçe. Beşiktaş da kendi stadını yaptı diyebiliriz. Diğerleri altın tepside statlarını aldılar. Bizim stadımızda Fenerbahçelilerin teri, emeği, canı, parası her şeyi var. Stat projemizi kendini fonlayabilecek bir proje. Bankalar Birliğinden çıkamasak o projeyi yapamazdık. çünkü kredi izni vermiyorlar."
Ali Koç, Bankalar Birliği ile olan anlaşmadan çıkmak için yaptıkları çalışmalara değinerek, "Her şey için el sıkışıldı. Askıdan sonra Ziraat Bankası'na temlik, Kenan Evren Lisesi ve Kayışdağı'nda kolejin olduğu arazide Emlak Konut ile 3 ayaklı bir iş birliği... Buradan gelecek paranın Bankalar Birliği borcu kapanana kadar buraya akması. İçimiz rahat. Artık yüzde 50'yi bırakmayacağız. Yüzde 50 bize gelecek. Bu da gemiyi çevirmek için çok önemli. İlk önce satalım, verelim, çıkalım istedik. Gördük ki proje riskini alıp, iki sene sonra gelirimiz fazla olabilir, borcumuz da az olabilir. Kenan Evren projesinden 50-60 milyon avro gelir bekliyoruz. 29 yıllık tahsis orası. Sayın Nedim Keçeli orada iş merkezi, iş hanları, ofisler yapacak. Bazı tesislerimizi düzeltmemiz gerekiyor. Bunların tohumları atıldı. Bankalar Birliğinden de çıkmak için Hamdi Bey '2 ay' dedi, ben '3-4 hafta' dedim. Konu, bürokratik adımlara kalmış, soru işareti barındırmayan konumda." diye konuştu.
Fenerbahçe'yi futbolda şampiyon yapamamalarının bedelini seçimle ödediklerini anlatan Koç, "Fenerbahçe her 10 ayda bir seçime giremez. Çünkü sonraki sene de seçim var. Camianın menfaatleri için seçimleri kim kazanırsa iki senelik bir görev olması lazım." dedi.
"Ederson'un transferi 3 saat içinde bitti"
Başkan Ali Koç, sarı-lacivertli takımın kadrosuna kattığı Brezilyalı kaleci Ederson'un transferinin 3 saat içinde bittiğini aktardı.
Koç, Brezilyalı kalecinin transfer sürecini şöyle anlattı:
"İyi bir kaleci arıyorduk. Livakovic gitmek istediğini iletti. Premier Lig'e gidecekti. Bence biraz hata yaptı. Fazla talepkar olduğu için fırsatı kaçırdı. Bizim alacağımız kaleci o takıma gitti ama önemli bir kaleci ihtiyacımız olduğunu ifade etmiştik. Ederson hiç aklımızda yokken olan bir süreç. Kaleci transferi aklımızda vardı. Hamdi Akın ile Samandıra'ya idmanı izlemek için gitmiştik. Orada bir menajerden telefon geldi. O menajerle konuşurken 'Ederson konusu ne oldu?' dedim. 'Ederson konusu daha olmadı. Karşı takım (Galatasaray) kamp kurmuş. Bazı konularda anlaşamamış. Siz ister misiniz?' dedi. 2-3 saatte belli başlı şeylerde anlaştık. 3 saat içinde iş bitti. Bitince Brezilyalı diğer kaleciden feragat etmek zorunda kaldık. İyi de yaptık. Premier Lig'de gördüğümüz Ederson'u Fenerbahçe kalesinde de aynı şekilde görürüz. 'Benfica'ya elendik ve o yüzden bu transferleri yaptık.' diye bir şey uzaktan yakından alakası yok. Mourinho temmuz ayında konuştuğumuzda 'Bir kanat yeter' dedi. 'Katılmıyorum, iki kanat alacağız' dedim. İşin aslı astarı bu şekilde. Bir 8 numara için dünden beri çok çalışıyoruz. Çok genç, 22-23 yaşlarında müthiş potansiyel ama pazarlıkları istediğimiz noktaya getiremediğimiz için son dakika her şey olabilir ama olmayacak gibi gözüküyor. Hızlı, zeki, teknik bir 8 numara. Alamayabiliriz ama devre arasında kesin olacak."
Kerem Aktürkoğlu transferi için temmuz ayının 3. haftasından bu yana çalıştıklarını aktaran Ali Koç, "Portekiz'den ayrıldığımız zaman, ertesi gün oradaydık. Uçağa bindiğimizde ertesi gün Kerem'in transferi sonuçlanmadan bitmişti. Anlaşamadık, müzakereler devam etmiyordu. Uçağa bindik, Kerem kulübüne ne dediyse pazarlık yeniden başladı. İstanbul'a geldiğinde el sıkışma noktasına gelmiştik." şeklinde görüş belirtti.
Marco Asensio'nun sarı-lacivertli takıma katılma sürecine dair de konuşan Koç, şunları kaydetti:
"Asensio'nun rakamları 3 hafta önce de 6 hafta önce de bambaşkaydı ama biz temmuz ortasında oyuncuyla el sıkıştık. Kulübüyle de görüşüyorduk. Mourinho, Skriniar'ı temmuzda istiyordu. 'Ben bu oyuncuyu kaptan olduğu için kampta görmek istiyorum.' dedi. 20 milyon avrodan kapı açıldı, temmuz sonunda 6 milyon avroya indi. Asensio'da da aynı rakamlar var. Aston Villa son anlarda agresif bir şekilde topa girdi. PSG biz düzgün davrandığımız için, direkt kulübe gittiğimiz için oyuncuyu bize vermeyi tercih etti. Asensio ile hiç şart görüşmedik."
"Ceballos seçim kazandırır"
Ali Koç, Real Madrid formasını giyen Dani Ceballos ile ilgilendiklerini belirterek, "Ceballos seçim kazandırır, Real Madrid'den oyuncu getiriyorsun. İstesek bugün getiririz ama 4 yıllık maliyeti 47 milyon avro. Yapmadık, yapmamayı tercih ettik. Bu kadro bizi devre arasına kadar götürecek. Djiku'yu yollarken de çok az stoperimiz var. Becao 14. yabancı olarak listeye girer. Becao, kasım ayında başlayacaktı ama 3 haftadır idmanlarda hazır hale geldi. Yunus Emre Konak'a da baktık. İstenilen paralar ortada. Geleceği parlak, Allah yolunu açık etsin." ifadelerini kullandı.
Ali Koç, bonservis harcamalarında Türkiye'den bir takımın Avrupa'da üst sıralarda yer almasıyla ilgili olarak, "Helal olsun." ifadesini kullandı.
Birlik ve beraberlik vurgusu
Ali Koç, Fenerbahçe camiasını birlik ve beraberliğe davet ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir tane Fenerbahçe var. Fenerbahçe'nin etrafında dönenleri, konjonktürü, birlik ve beraberliğin ne kadar tehlikede olduğunu iyi kavramaları, camiada birlikteliğin sağlanması gerekiyor. Organize kötülük deniyor. Rakipte durum tam tersi. Korumadığın sürece orada yer bulamıyorsunuz. Bugün Fenerbahçe'de benim yaşadıklarım, yaşatılanlar, Erol Bey'in ailesine kadar yaşatılanlar, yalan, iftira, futbolculara küfür etmek, Athletic Bilbao maçında 5. dakikada oyuncuları yuhalamak, bunlar bize öğretilenlerle alakası yok. Bu, demokratik hak, kulübün yanında duranlar, 'Oyuncuları yuhalamayalım' diyenler, paralı köpekler, hainler... Ekmek parasını Fenerbahçe'yi temsil edenler Fenerbahçe'ye saldırarak kazanıyorsa camia buna dur diyemezse bölünmüşlük devam eder. Kulübü savunanlar hakarete uğruyorlarsa bu da büyük tehlike. Fenerbahçe camiası çok kudretlidir. Gencecik çocukların 3-5 kuruş para karşılığı Fenerbahçe'ye sallamasına müsaade etmemeliyiz."
Camiayı ayrıştıran her unsuru yok etmeleri gerektiğinin altını çizen Koç, "Fenerbahçe'ye vurmak, saldırmak kolay. Atı alan Üsküdar'ı geçmiş. Onların yaptıklarının 10'da 1'ini biz yapsak adliye koridorlarında sürünüyorduk. Fenerbahçeliler birbiriyle itişmekten büyük resmi unutuyorlar. Fenerbahçe camiası 3 Temmuz ruhuyla bu usulsüzlüklerin üstüne çökseydi bugün devlet de mahkemeler de farklı noktada olurdu. Dzeko ve Tadic gibi iki senesini vermiş kişiler Fenerbahçe'den olumsuz duygularla ayrılmamak istemiyorsa, stada gelmiyorsa bu, herkesin 'Ne oluyor?' demesi gereken bir unsurdur. UEFA Başkanı, Fenerbahçe Başkanına '5. dakika bir gol yediniz, daha 85 dakika var. Bu nedir?' diye sorduğunda Fenerbahçe Başkanı cevap veremiyorsa tehlikenin farkında olmamız gereken nokta bu, taraftarlık bu değil. Sevdanın peşinde koşmak bu değil. Fenerbahçe için güzel günler yolda. Şampiyonluğa hiç olmadığı kadar inanmış durumdayız. Ayrık otlarını temizlemek zorundayız. Fenerbahçe'yi kendimiz zayıflatıyoruz. Kendilerini Fenerbahçe ile özdeşleştiren birçok kimsenin Fenerbahçe'nin karşısında durması, keyif alarak, salyalar akıtarak durması Fenerbahçelilik değildir. Şampiyonluksa bir numara hedefimiz, 1,5'uncu hedef camianın birlik ve beraberliğidir, toparlanmaktır." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür eden Ali Koç, "Devletimize de teşekkür etmek lazım. Bankalar Birliği imkanı oluşturulmasında Fenerbahçe dik durdu, 5 değil 9 seneye alındı. 5 senelik olsaydı 2 sene önce çökmüştü. Bu, bize mali disiplin, harcama limitlerini getirdi. Gelirler arttı. Kulüplerimizin ihtiyaçları doğrultusunda bürokratik süreçlere yardımcı oldular. Aynı günlere dönmemek önemli olan. Her kulübe eşit şartlarda yaklaşmak çok önemli." diye konuştu.
Başkan Ali Koç, Türk halkını sevince boğan voleybol ve basketbol milli takımlarının başarısına değinerek sözlerini şöyle tamamladı:
"Voleybolda 'Filenin Sultanları'na teşekkür ederiz. Müthiş duygular yaşattılar. Kızların, teknik kadronun, federasyon başkanının başarısı olağanüstü. Turnuvanın en iyi 6 oyuncusunun 3'ü de Fenerbahçeli. Basketbolda da başta Hidayet Başkan olmak üzere takımımızın Allah yolunu açık etsin. Şans yanımızda olsun. Geldiğimiz nokta çok önemli. Şu an 7'de 7 gidiyorlar ve müthiş bir basketbol oynuyorlar."
AA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.