Fenerbahçe ve Hatice Abla!

Fenerbahçe ve Hatice abla!!
 
Fenerbahçe kazandı... İyi oynamadan kazandı. Maçları artık seyretmeden dahi yorum yapabilecek durumdayız. Başından bu yana "tabela" yazarı olmadım... Olmayacağımı ilan ettim... Güzel futbol için çırpındım. Ama anladım ki, Fenerbahçe bu ve hedefine ! böyle ulaşacak... Fenerbahçe'yi takip eden yazarlar ne diyor? Bunu irdeleyelim:
 
Milliyet yazarı Mehmet Demirkol: "Fenerbahçe kazanabiliyor. Paniğe kapılmıyor. Bir şekilde oyunu istediği noktaya getiriyor. Rakibin seviyesi neyse hemen biraz üstünü ortaya koyuyor. Peki bunun sınırı ne? Misal Manchester'la oynasalar onlara da yettiği kadar oynayabilecekler mi? Bu güç var mı. İşte bilemediğimiz bu. Hedefi küçültelim ve haftasonunu bekleyelim en iyisi, ligin turnusolü Gençler karşısında pek güzel bir test bekliyor bizi."
 
YORUM: Demirkol hedefi küçülttü. Zaten küçüktü de kimse görmek istemiyordu!
 
Sabah yazarı Gürcan Bilgiç: öncekilerden farksız, zevksiz, isteksiz ve kazanılan bir maç.
 
YORUM: Bravo Gürcan Bilgiç, futboldan zevk almak gerekiyor!
 
Takvim yazarı Selçuk Yula: Kazandık, çok değerli 3 puanı aldık önemli olan buydu. Ama önümüzdeki Bükreş ve Twente maçlarında daha etkili bir oyun bekliyorum.
 
YORUM: En umutlusu Yula. O duygusal Fenerli. Ama olmuyor. Önümümüzü göremiyoruz be efsan santrafor!
 
Türkiye yazarı Kemal Belgin:  Tabela öyle diyor da Daum'a ben de şu soruyu sormadan edemiyorum;
Moldova takımı böylesi bir turnuvada kalifiye olmak için yüz fırın ekmek yeme ihtiyacı sergilerken, maliyeti dediğim gibi 100 milyon euronun üzerinde olan dünya ve Avrupa üçüncüsü bir ülkenin takımı böyle mi futbol oynamalıdır? Dünkü futbol fotoğrafında keyifli olan varsa benden de bir bravo.
 
YORUM: Keyif almak. Oturup zevkle izlemek. Daum memnun, Kemal Bilgin "vallahi pes" demiş. Pes doğrusu, takım kazanıyor ya!